Merhaba Arkadaşlar.
Düşüne düşüne şöyle basit bir kurgu buldum ama bunu yazarken bile fark ettim ki bayağı körelmişim. Düzelir umarım zamanla diyorum.
İsteklerinizi yazamadığım için kusura bakmayın. :(
Hikayenin devamı gelecektir.
İyi Okumalar :) :)
"Ne yani, katıldığım resim yarışmasının jürisi bir öğrenci mi? Yani jürilerinden biri, öğrenci mi?"
Zeynep, kahvesi boğazında kalmak üzereyken, hızla yutkunup, birkaç kez öksürdü.
Buna inanamıyordu. Yakın arkadaşı Feyza'nın göz devirmelerine karşılık, kaşlarını çattı.
"Bende Yunus'dan duydum. Ama ne var bunda bebeğim?"
Yunus, Feyza'nın sevgilisiydi.
Üniversitenin, Güzel Sanatlar bölümünde Sinema ve Televizyon okuyan Zeynep ve arkadaşı Feyza, akşamüstü bir kafede oturmuşlardı.
Zeynep üniversitenin ikinci sınıfındaydı ama seçtiği bölümden pek de memnun değildi.
Yani oyunculuk yapmak güzel bir şey olabilirdi ama Zeynep kendisinde o ışığı görmüyordu.
Sırf heves uğruna seçtiği bu bölümden çabuk bıkmıştı.
Bu yüzden de arkadaşının önerisiyle uzun zamandır, gizliden yaptığı resimleri, haftaya gerçekleştirilecek olan yarışmada gösterecekti.
Yani eskileri değil, elbette yeni bir tane çizecekti. En azından deneyecekti.
Hem dönemin başında olduklarından, yarışmadan iyi bir derece alırsa bölüm değiştirmek için de bir fırsatı olurdu.
Zaten belgeler falan kolay işti. Aldığı yüksek puan da işini hayli kolaylaştıracaktı. Aman babası ne güne duruyordu. Birkaç gün uğraşsa olurdu.
"Ya anlamadığım, adı üstünde öğrenci ama sanki çok şey bilirmiş gibi bir de jürilik yapacak."
Yediremediği şey kendisinin de bu okuldaki herkes gibi öğrenci olmasıydı. Evet, ama o hiç jüri olmamıştı. Gerçi neyin jürisi olacaktı o da ayrı bir konuydu.
"Eğitim görevlisi olmak istiyormuş zaten üniversite bitince. Onlara haftada bir ders veren Veysel Kaynar var ya, bakma öyle işte o ünlü ressam, neyse onun baş yardımcısıymış. Gerçi belli olmaz ileride ne yapacağı! Ama Yunus dedi ki özünde iyi biridir. Çok da yetenekli. "
"Tanıyor muymuş?"
Feyza önündeki kahveden bir yudum daha alıp sigarasını yaktı. Paketi Zeynep'e de uzattı ama Zeynep şu an hiç sigara havasında değildi. Zaten nadiren içerdi. Kafası estiğinde.
"Tatlım, o da resim bölümünde. Ve aynı sınıftalar."
"Dördüncü sınıf mı yani o da?"
"Öyleymiş. Zaten bölümünün birincisiymiş. Yurt dışına falan da satmış tablolarını. Bayağı işi bilen biri yani Zeynep. Boşa tatava yapma! Kazanırsan da ondan yararlanmaya bak."
Zeynep şımarık bir kızsa ben ne yaparım bununla diye düşünürken aklını kemiren soruyu sordu.
"Peki kız mı?"
Feyza çüş dercesine gözlerini açtı. Yani hiç öyle anlatmamıştı. Bu Zeynep bunu nereden uydurmuştu.
"O kadar da değil, bilirsin Yunus' un yanına dişi sinek bile yaklaştırmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Hikayeler
RomanceZeyKer ve bazen HanKer'le ilgili tek bölümlük hikayeler paylaşacağım. Umarım Beğenirsiniz.