Merhaba! Nasılsınız?
Wattpad bölümlerin bildirimlerini bazen göndermiyor, her bölüm attıktan sonra duyuru kısmından linkiyle birlikte paylaşıyorum. Dilerseniz beni takip edebilir veyahut arada sırada panomu kontrol edebilirsiniz.
Gelir mi şöyle ilk bölümlerdeki gibi 500-600 yorum 👉🏻👈🏻 Yorum gelmeyince inanın yazasım da gelmiyor, yoksa istemezdim yani...
Bölüme geçmeden önce ufak bir bilgi vermek istiyorum. Geçen gün hastaneye gittim ve birkaç vitamin eksikliğinin yanında aşırı zayıf olduğum için doktordan doktora koştum. İlaçların yanı sıra bana verilen diyet programı beni aşırı derecede zorluyor, ilaçlar mide bulantısı yapıyor ve iki-üç gündür ruh gibi geziyorum evde. Bölümü sizi bekletmemek için hızlıca yazmaya çalışsam da kısa oldu. İyileştiğimde telafi edeceğim, söz 🥺
Yorum yapmayanların kütüphanesi siliniyormuş, aman dikkat :)
İyi okumalar 🌙
"Seni rahatlatmamı ister misin?" yalnızca birkaç kelimeden oluşan bu cümle beni tamamen bitirmeye, gözlerimin kararmasına ve daha birçok şeye neden olmuştu. Kalın tınılı sesini işittiğim an deliğimden süzülen sıvı, iç çamaşırı giymediğim için doğruca tişörtüme aktığında geride bıraktığı hisle dudağımı kanatmak ister gibi ısırmıştım.
Kızgınlık berbat bir şeydi. Onu delicesine isteyen kurdumun yanında hala onun yakın arkadaşım olduğunu hatırlatan bir tarafım da vardı. Nefesimi tutup gözlerimi kırpıştırdığımda yaşadığım içsel çatışmayı sonuçlandırmaya çalışıyor lakin bir türlü karar veremiyordum.
Benden cevap alamayınca yavaşça ayağa kalkmış, birkaç büyük adımda yanıma gelip koltuğun diğer ucuna oturmuştu. "Bir cevap bekliyorum Jeongguk, sana yardım etmemi istiyor musun?" feromonları etrafımı sarıp bedenimi gözle görülür şekilde titrettiğinde başımı onaylar şekilde sallamış ve sıkıca gözlerimi yummuştum. Ortamdaki feromonları artıp, tatlı bir kokuya büründüğünde kurdum mayışmış ve derin bir nefes alıp mırıldanmama neden olmuştu.
"Biraz daha yaklaş bana" fısıltısını işittiğim an gözlerimi açma gereği duymadan, dizlerim dizlerine değecek kadar kaymıştım. Büyük, kemikli eli omzuma tutunup beni iyice kendine çektiğinde alnımı göğsüne yaslamış, beni sarhoş etmek istercesine feremonlarını üzerime sindirmişti.
"Çok değişmişsin Jeongguk" boşta kalan eli topladığım saçlarımı bulup lastik tokayı çıkartmıştı. Serbest kalan saçlarımı parmaklarına dolayarak hafif hafif okşadığında bir an öleceğim sanmıştım. Çok fazlaydı, çok çok fazlaydı...
"Vücudun, yüzün, sesin ve saçların..." çenesini başımın üzerine yaslayıp derin bir nefes aldı. "Feromonların bile değişmiş, eskisinden de güzel olmuşsun." avucum üzerindeki tişörtü bulup sıktığında sakinleşmeye çalışıyordum. Söylediği her şey sanki kafamda yüzlerce kez tekrarlanıyor, az önce mayışan kurdumu tekrardan uyandırıyordu. Kalbim ufak çarpıntılarla birlikte göğsümü dövüyor, Taehyung durmadan ellerini saçlarımda gezdiriyordu.
"Sen de" dedim kısık ve hafifçe titreyen sesimle. "Çok değişmişsin Taehyung." göğsünü iyice şişirecek kadar derin bir nefes aldıktan sonra zaten aralık olan bacaklarını biraz daha aralamış, koltuğuma iyice yayılmıştı. "Kızgınlıkların gep böyle yoğun mu oluyor?" fısıltısını işittiğim an dudaklarımı sıkıca birbirine bastırmış ve gözlerimi yummuştum birkaç saniyeliğine. "Yani ımmh evet sanırım"
Saçlarımdan omzuma, oradan da belime inen eli iyice kendine çekmişti beni. Kokusu az öncekinin aksine gözlerimi açmakta zorlanacağım kadar tatlılaşıp, yoğunlaşınca buna engel olamamış, her kızgınlığımda ahlaksızca ismini inlediğim adamın göğsünde saatlerce uyumuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lick Me | Taekook
FanfictionYetişkin içerik! Jeongguk, her kızgınlığa girdiğinde en yakın arkadaşının adını sayıklamaktan nefret ediyordu. Omegaverse! 260321 For @GodOfWiness