Lick Me | Taekook

10.Bölüm

Merhaba! Nasılsınız?

Damn It adında Sekai texting bir fic yayımladım, dilerseniz ona da göz atabilirsiniz :)

Önceki bölümü beğenmediniz mi? Yorumları diğerlerine göre düşüktü...

Bölümde cinsel içerik bulunur!

Yorum yapmayanların en sevdiği fic kaldırılıyormuş, dikkat edin! (gelir mi 500-600 yorum 👉🏻👈🏻)

İyi okumalar 🌙

Şöyle bir dönüp baktığımda, özellikle son bir ay içerisinde yaşadıklarım hayal gibi geliyordu. Taehyung'un gittiği günden beri ilgiye aç olan kurdum, şu son bir ayda çığırından çıkmıştı. Öyle ki önceki zamanlarda yalnızca kızgınlıklarımda ona ihtiyaç duyup, kızgınlıklarımda onu düşünerek kendimi tatmin etmeye çalışırken yakın zamanda işler değişmişti.

Gün geçtikçe yalnız kalmaya dayanamıyor, yatağımda yaslanacak sıcak bir beden istiyordum. Bu zamanlarda da onun hayaliyle zamanı geçiriyordum. Rüyalarıma giriyor, kokusunu özlememi sağlıyordu. Birkaç gün öncesinde döndüğünü öğrendiğimde içten içe nasıl mutlu olduğumu kelimelerle ifade edemiyordum bile. Başta çok korkmuştum, biriyle birlikte olma ihtimali her aklıma dolduğunda göğsüm acımış, kurdum çaresizce bir kenara çekilmişti. Şimdiyse hiç olmadığım kadar mutlu, hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyordum.

Saçlarıma doladığı parmakları canımı acıtmamaya özen gösterirken, bana nasıl olur da böyle güzel bakabilir anlayamıyordum. Sıkıyordu kendini, olur da kontrolü kurduna geçer ve canımı yakar diye ödü kopuyordu, gözlerinden okuyordum onu.

Dilimi boylu boyunca sürttüğüm organı seğirirken nefeslerini düzenlemek adına arada tutuyor, arada da hızlı hızlı soluklanıyordu. Sıvısı dilime, oradan da damağıma yayılırken heyecandan kesik kesik nefes alıyor, kalçamı bacağına bastırıyordum.

İyice araladığım dudaklarımla organını ağzıma almayı denemiş, bir anda fazla zorlandığımdan dolayı nefessiz kalmıştım. Başımı geriye çekip endişeli ifadesiyle beni süzdüğünde gülümsemiş, onu bir hayli şaşırtmıştım.

Onun sandığının aksine cinselliğe açtım.

"Zorlama kendini, boğazını tahriş edeceksin." başımı iki yana sallayıp tekrardan ağzıma almaya çalıştığımda derin bir nefes verip ufacık bir hareketle yerlerimizi değiştirmiş, bedenimi altına alıp kollarını iki yanıma yaslamıştı. Yüzü kıpkırmızı, gözleri alev alevdi.

Dikleşmiş göğüs uçlarına tutmak için karıncalanan parmaklarım aklımı dağıtıyordu. "Ne zaman dinleyeceksin sözümü?" diyordu üzerimdeki tişörtü çıkartıp kenara atarken. "Sana zarar gelsin istemiyorum dedikçe kendi kendine zarar veriyorsun." altımdaki iç çamaşırını da çekiştirip dizlerime kadar indirdiğinde asla kasıklarıma değmeyen gözleri sinirimi bozuyordu. Bana karşı koruduğu mesafesini anlamıyordum, kaç gündür bana dokunması için yalvarıyordum resmen.

Üstelik kızgınlık hafife alınacak bir şey değildi, kendini böyle tutmasını aklım almıyordu. "Taehyung" dedim dizlerime indirdiği iç çamaşırımı bacaklarımı birbirine sürterek çıkarttıktan hemen sonra. "Neden benimle şey yapmıyorsun?" iyi niyetiyle geri çeviriyor olsa bile kırıyordu bu durum beni, sanki beni istemiyormuş gibi hissediyor, buna engel olamıyordum.

"İstiyorum" dedi saçlarımı alnımdan çekip derin bir nefes aldığında. "Çok istiyorum ama senin korktuğunu da biliyorum." kaşlarımı çatarken dediği şeyi tam anlamıyla anlamaya çalışıyordum. "Korkuyor muyum? Bundan neden haberim yok?"