16.Bölüm

34.7K 2.8K 2.3K
                                    

Merhaba! Nasılsınız?

3k olmamın şerefine bölüm yayımlamak istedim, sürekli 2,99'a düşürüp tekrardan 3k yapan takipçilerime sesleniyorum bildirim kutumu siktiniz teşekkür ederim 😝

Beni takip etmek isterseniz falan çekinmeyin yani.. 😴

Yorum yapmazsanız Lick Me yayımdan kalkıyormuş diye duydum 😳 (800-900?)

İyi okumalar 🌙

Çok fazla ağladığımdan dolayı boğazım ve gözlerim yanıyor, burnum akıyor ve başım ağırıyordu. Kaç dakikadır yolda olduğumuzu bilmiyordum bile. Taehyung, beni koltuğa bıraktığı gibi ayakkabılarımı çıkartmış, dizlerimi kendime çekerek gözlerimi kapatıp uyuklamaya başlamıştım.

Jimin'in bir şarkı mırıldandığını, Taehyung'un sıkıntılı nefesler verdiğini ve ara sıra saçlarımı okşadığını biliyordum. Bu beni hafifçe gülümsetiyor, uyandığımı anlamasın diye başımı iyice dizlerime gömüyordum. Ayrıca beni rahatlatmak için salgıladığı feromonları, yıldızların üzerindeymişim gibi hissettiriyordu.

Üstelik yeni yeni uyandığım sırada Taehyung, Jimin'e feromonlarından rahatsız olup olmadığını sormuş ve oldukça garip cevabını işitmiştim.

Jimin, Taehyung'un feromonlarını hissetmiyordu.

Bunu sonrasında düşünmeyi aklıma not ederek yavaşlayan arabayla birlikte başımı kaldırmış, ışıktan dolayı kamaşan gözlerimi kaşıyıp esnemiştim kocaman. Taehyung, kemerini çıkartıp arabanın kapısını açmış, Jimin'de inmişti arabadan lakin ben kaşlarımı çatmış bir şekilde etrafımı izliyordum. "Burası da neresi?" diye sormuştum henüz birkaç dakika önce uyandığım için oldukça peltek çıkan sesimle.

Taehyung, aşağıya inip kapıyı kapattıktan sonra benim tarafıma dolaşmış ve kapımı açıp kucaklamıştı beni.

Taehyung yanımda durdukça yürümeyi unutma ihtimalim yüksekti çünkü beni sürekli kucağına almaktan çekinmiyordu. Pekala bundan şikayetçi değildim ve olmayacağımdan da emindim.

"Burası neresi?" diye sordum başımı omzuna yaslayıp ayaklarımı sallarken. Bir eli kalçamın altından, diğer eli ise belimden tutuyordu beni. Yüzünü göremesem de, ardımızda kalan yolu izliyordum. "Evimiz" diye fısıldadığında kaşlarımı çatmış, başımı geriye doğru yaslayarak yüzünü görmeye çalışmıştım lakin buna izin vermemişti. "Pekala şimdilik benim evim desek daha doğru olur."

Dudaklarımı ıslatıp burnumu boynuna yaslandığımda kucağında zıplatmıştı beni. "Taehyung" dedim heyecanla bacaklarımı beline dolarken. "Sıralamayı değiştirebilir miyiz?" bu defa başımı iyice geriye çekmiş ve yüzünü görebilmiştim.

Kaşlarını çatıp bir süre düşündükten sonra "Hangi sıralama?" diye sormuştu. Yutkunup heyecanla dikleştim kucağında. "Hani saçlarımı kurutacaktın falan ya, ilk sevişsek ve sonra kurutsan saçlarımı olmaz mı?" başını iki yana sallayıp kalçama vurdu hafifçe.

"İlk saçlarını kurutacak ve sonrasında konuşacağız Jeongguk, aksini düşünme bile." dişlerimi çenesine geçirip sızlanmasına neden olurken kaşlarımı çatmış ve başımı omuzuna tekrardan koyup yanaklarımı şişirmiştim. "Oynaşmanızı mı bekleyeceğim ben sizin ya, utanmasanız işi pişireceksiniz gözümün önünde. Ayıp ayıp." cevap vermemeyi seçmiş ve biraz daha kokusunu solumuştum.

Sonunda adımları durup evin şifresini girdiğinde Jimin önden girmiş ve kendi eviymişcesine koltuğa yayılmıştı. Taehyung, koltuğa oturup beni kucağından bir saniye olsun indirmezken, bacaklarımı çekip kucağına yan bir şekilde oturmuş, sırtımı koltuğun kenarına yaslamıştım.

Lick Me | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin