I Refuse To Be A Character In A Novel [NOVEL ÇEVİRİ]

21

Dük, gerçekten bir cevaba ihtiyacı yokmuş gibi ona doğru yürüdü.

Erna sesin sahibine döndüğünde gözleri buluştu.

Hareket ederken alnında dalgalanan gümüş-beyaz saç tellerinin altında siyah gözleri daha da koyu görünüyordu.

Erna, kendisine yönelik olumsuz duygularına rağmen inkar edemezdi.

Arjantin Dükü göz kamaştırıcı bir şekilde muhteşemdi.

Zaten yakışıklı olduğu söylendi, ancak bu basit kelime önündeki adama adalet getirmedi.

Hafif bronzlaşmış tenindeki güçlü çene ve keskin burun mükemmel bir uyum içinde, narin ama erkeksi bir yüz oluşturuyordu.

Dük, uzun yıllar süren pratik ve savaşlarla sertleşmiş gibi görünen geniş omuzları ve uzun gövdesiyle gururla ayakta dururken, dük güçlü bir duruş sergiledi.

Eşsiz büyü yeteneklerine sahip bir adam.

Krala şan getiren ve Cira Kahramanı unvanına sahip soğukkanlı bir savaşçı.

Arjantin ailesinin reisi, krallıktaki üç düklükten biri ve bunda en güçlüsü.

Söylentiler farklıydı, ancak içerik aynıydı.

Her şeye sahip olan adam.

Ve o adam ...

Hızlanan kalbine rağmen, Erna sakin bir ifadeyi korumayı başardı.

Onu yüz yüze görmek batmış tüm duygularını tekrar yüzeye çıkardı.

Bakışlarından uzun süre rahatsız olamazdı, çünkü ona baktıkça anıları daha canlı hale geldi.

Erna zaten kim olduğunu biliyordu ve istenmeyen bir misafir olduğuna çoktan karar vermişti.

Ben de uyumak üzereydim.

Neyse ki sesi titremedi.

Erna'nın huzurunda sakin kalması büyük bir cesaret gerektirdi.

Bu adamın onu kırarsa ona zarar vermeyeceğine dair parçalanmış anılarına tam olarak güvenemiyordu, ancak anılarındaki kadın gibi davranmak istemiyordu.

"… Böylece?"

Zachary uzaktan adımlarını durdurdu ve karısını dikkatle inceledi.

En ufak bir dokunuşta kırılacak ince cam gibi, karısı savunmasız görünüyordu.

İnce kırmızı dudaklar kavrulmuştu ve teni solgun görünüyordu.

O da biraz zayıfladı.

Sonbaharda solan bir çiçeğe benzer şekilde, karısı hastalığa tüm rengini kaybetti, ancak gözleri her zamankinden daha parlaktı.

Belki de onunla neredeyse hiç göz teması olmadığı için bunu hiç fark etmedi.

Zachary sanki bir şeyi anlamaya çalışıyormuş gibi parlak mor gözlere baktı.

Bakışları öncekinden çok farklıydı.

Korku ve hatta genellikle sahip olduğu hafif utangaçlık yerine, mor süsenleri deniz kadar sakindi.

✰✰✰✰✰

Kısa bir süre birbirlerinin gözlerine baktıktan sonra sessizliği ilk bozan Zachary oldu.

Uzun zaman oldu.

Zachary yumuşak bir gülümsemeyle söyledi.

Sesi yüksek değildi ama sanki bir yabancıya hitap ediyormuş gibi bir haysiyet duygusu içeriyordu.

"... Evet, öyle, senin lütfun."

Yükseklik farkı nedeniyle, ona bakan mor gözler biraz düşmanca görünüyordu ve alçak ses onun hoşnutsuzluğunu gizlemiyordu.

"Kızgın mısın?"

Zachary, sorduğunda biraz masum bir tavırla başını yana eğdi.

"Neden? Kızmam gereken bir şey var mı? "

Erna gecikmeden cevapladı.

Tanıdık ama tanıdık olmayan biriyle karşı karşıya kalan Zachary, ziyaret etme amacını unuttu.

Doktor yakında iyileşeceğini söyledi, bu yüzden endişelenmiyordu, ama manasını bilmesi gerekiyordu.

Yine de tanımadığı duyguları barındıran sakin mor gözlere baktığında bir şekilde aklından kaçtı.

"… Sinirlisin."

Bir çocuğu yatıştıran bir yetişkin gibi, Zachary'nin dudakları aralarındaki mesafeyi daraltırken ince bir gülümsemeye dönüştü.

Erna şaşkınlıkla kaşını hafifçe kaldırdı.

"Karımın bu kadar kötü bir ruh hali neydi merak ediyorum."

Hiç de tuhaf gelmeyen bir sesle böyle söylediğini duyan Erna, tepkisini bir çocuğun homurdanmasından başka bir şey olarak almadığını fark ettiğinde daha da sinirlendi.

Ona ulaştığında, Zachary vücudunu oturduğu kanepeye doğru eğdi.

Kendini ne kadar hazırlarsa hazırlasın, üzerinde beliren gölgenin baskısı çok ağır geldi, bu yüzden Erna, gözleri inatla ona bakarken ondan kaçınmak için omuzlarını küçülttü.

"Hassas ha ..."

Zachary, ona yaklaşırken alnında oluşan kaşlarım gördüğünde, Dylan'ın sözlerine sessizce kabul etti.

Belki de onu hasta ve dağınık görmesini istemiyordu.

Aksi takdirde, üzerine atlamaya hazır bir kedi gibi davranması için başka bir neden yoktu.

✰✰✰✰✰