I Refuse To Be A Character In A Novel [NOVEL ÇEVİRİ]

34. bölüm

"Bunu seni incitmek için söylemiyorum."

Zachary sözlerini daha yumuşak bir tonda söyledi.

Aslında onu biraz incitmek istiyordu.

Belki de hak etti.

Yine de Zachary, gözleri yavaş yavaş kızarırken bunu söylediğine gerçekten pişman oldu.

"Geç olması hiç olmamasından iyidir, değil mi?"

Erna yüzünü yere eğmişken Zachary elini getirdi ve nazikçe çenesini kaldırdı.

"Bu yüzden. Şimdi, 7 yıl sonra. Seni tanımak istiyorum."

Islanmış kirpiklerine hafif bir öpücük bırakarak devam etti.

Öyleyse bana bir şans ver.

Gözlerinin içine bakarken, kırmızı dudaklar tereddüt etti.

"Baba!"

Cevabı yerine, kapının arkasından huysuz bir çığlık geldi.

İkisi de kafalarını sesin geldiği yöne çevirdiler.

Jonas görünüşte üzgün olarak odaya girdiğinde, Zachary acı bir şekilde unutuldu

*****

"Anne.... Beni unutacaksan neden beklememi istedin?"

Jonas şikayet ederken yanaklarını şişirerek uzakta durdu.

"Ben - öhö."

Erna, sesi boğuk çıkarken küçük bir öksürük  çıktı

"Elbette seni unutmadım."

Daha sonra Zachary'nin yanından kaydı ve oğluna doğru yürüdü.

Erna ona ulaşarak bir gülümsemeyle yanağını çimdikledi.

Jonas hâlâ somurttuğu için biraz özür diler bir tonda sordu.

"Çok mu bekledin? O kadar bekletmek istemedim.”

Onun samimi bakışlarından biraz memnun olan Jonas, sanki elinden bir şey gelmezmiş gibi omuzlarını salladı.

" Bitirmediğin ödevin yok muydu?"

"Bir süre önce bitirdim."

Jonas babasına gururla cevap verdi.

"Tamam o zaman, geri dönelim."

Erna bunu söyleyerek daha önce çimdiklediği yeri şefkatle okşadı.

"Hadi eşyalarımı toplayayım."

Masaya dönüp kitaplarını topladı.

Erna daha sonra Zachary'ye döndü.

“… Bunu yine de ödünç alabilir miyim?”

Tereddütle sordu.

"Benden izin istemene gerek yok."

Zachary, bu uysal tavrının incinmiş duygularından mı yoksa ödünç istediği şeyin bir sihir kitabı olması gerçeğinden mi kaynaklandığından emin olamayarak yanıtladı.

Mana taşlarıyla aynı olan büyü kitapları, kötü uygulama olasılığı nedeniyle yalnızca lisanslı kişilerle sınırlıydı.

En tehlikelisi Kara Büyü kullanmaktı.

Kullanıcı kral olsa bile ölümle cezalandırılan bir suç.

Neyse ki ya da ne yazık ki, manaya sahip olmayan sıradan insanlar, mana taşlarını ve sihir kitaplarında kayıtlı bilgileri kullanarak hala bunu yapabildiler.

Bu nedenle, tüm sihir kayıtları, birkaç güvenilir kişiye öğretilen eski bir dilde yazılmıştır.

Zachary'nin Erna'nın onu okumayı bilmesine şaşırmasının sebeplerinden biri.

"Bu konaktaki her şey zaten senin."

Ernaya bunu söylerken gözlerini kaçırdı.

Zachary, onu memnun etmek ya da incitmek isteyip istemediğini sinir bozucu bir şekilde kelimelerle dile getirdi.

"Ancak"

Zachary elinde tuttuğu kitap yığınını alıp onun yerine taşıdı.

“Mananız tamamen stabil hale gelmeden sihir kullanmaya çalışmayın.”

"Bunu yapmıycam zaten."

Erna daha hafif bir tavırla onu rahatlattı ve birlikte kütüphaneden ayrıldılar.

Yolda, üçü birlikte sohbet etti.

Konuşanlar çoğunlukla Jonas ve Erna'ydı ama Zachary, oğlunun  oynamasından hâlâ memnundu.

Karısı da onu uğurlamadan önce parlak ifadesini geri kazanmıştı.

✰✰✰✰✰

Jonas'ın odasının ortasında, Zachary adımlarını yavaşlattı.

Aklı, ihmal ettiği şeyin etrafında dolanıyordu.

"Sanırım sadece sihir kullanmaya çalıştığımda ortaya çıkıyor."

Alnındaki kaşlarını çattı.

"Öyleyse, manasını kaybettiği sırada sihir kullandı mı?"

Zachary manalarını tamamen kaybetmenin doğrudan bir yolunu bulamamış olsa da, aynı sonuçlara yol açabilecek özel bir durum vardı.

Karısıyla ilişkilendirmek istemediği biri.

'…Bu hala onu nasıl geri aldığını açıklamıyor.'

Zachary şüphelerini bu düşünceyle gömdü.

Gerçek şu ki, karısının o zamanlar sihirli bir çember yapmış olması büyük bir şanstı.

Kendi yeteneğiyle ilgisi olmayan biri.

Sihirli bir çember yapmak ve birinin yeteneğini kullanmak iki farklı şeydi.

Doğal bir büyü kullanıcısı, içsel manasını kullanarak kendini gösteren özel bir yeteneğe sahip bir kişiydi. Daima vücudun içinde ve çevresinde dönerek.

Öte yandan, bir mana taşı kullanmıyorsa, sihirli bir daire yapmak, sistemden büyük miktarda manayı harekete geçirmeyi gerektiriyordu.

Ancak bu, mana intoleransı olan bir kişinin çökmesine neden olabilir.

Zaten dengesiz olan mana akışını kırmak, vücudun ona karşı daha da düşman olmasına neden oldu.

✰✰✰✰✰