Sabah Eylem ve İrem'in sesiyle uyandım yataktan kalkıp lavaboya yöneldim elimi ve yüzümü yıkayıp kuruladıktan aşağı indiğimde mükemmel bir kahvaltı sofrası görmemle kocaman gülümseyerek hemen bir sandalye çekip "günaydın"diyerek kahvaltıya gömüldüm
Herkes günaydın dedikten sonra onlarda kahvaltı yapmaya başladılar kapının çalınmasıyla ayağı kalkıp kimin geldiğine bakmak için kapı deliğinden baktığımda tatlış bir Anıl görmemle kapıyı açıp hemen sarıldım "yavaş aslan parçası düşücektik bak"ben onun yanaklarını öperken oda bana sarılmıştı mutfağı girdiğimizde
Eylem Anıl'a dik dik bakıyordu birbirleriyle hiç anlaşamıyorlardı sürekli kavga ediyorlardı Anıl benim yanımdaki sandalyeyi çekip kıvırta kıvırta oturdu ben onun bu haline gülerken İrem "Anıl benn" diyerek kollarını iki yana açarak Anıla baktı "hihh minik kuşum şu uğursuz Eylem yüzünden seni unuttum"diyerek yerinden hızlıca kalkıp İreme sarıldı Eylem" oksijen israfı lütfen boş konuşma zaten sen nefes aldıkça ortamdaki oksijen boşa gidiyor bari gürültü kirliliği oluşmuşturma"dedi bu fena olmuştu
Anıl Eylemin yanından geçerek saçına vurmuştu Eylem birden ayaklanınca Anıl hemen arkama saklandı "koruyun beni bu iblistenn Afraa koru benii"dedi ve yukarı kata doğru kaçmaya başladı Eylem'de onun arkasından kovalarken ben yine yerime oturup kahvaltıya devam edeceğim sıra İrem "Afra dün Mert sana birşey yaptımı"dedi dünkü olanlar aklıma gelince gözlerimin dolduğunu hissettim"İrem ben biraz yanlız kalmak istiyorum lütfen peşimden gelme"diyerek ayağı kalkıp kendimi dışarı attım
Derin bir nefes alıp sahil kenarına doğru yürümeye başladım sanki her geçen gün karanlığın içine çekiliyormuş gibi hissediyorum o her olaya gülen yüzünde tebessüm eksik olamyan Afra şimdi her geçen gün ölüyormuş gibiydi
Abimi çok özlüyordum bunlar bana çok fazla geliyordu bir banka oturup göz yaşlarımı serbest bıraktım rüzgârın tenime dokunuşu martıların sesi denizin kokusu ve sesiyle birazda olsa rahatlamıştım
Yanımda bir harektlilik hissedince kafamı çevirdiğimde Merti gördüm dikkatli bir şekilde yüzüme bakıyordu ona tiksinir bir şekilde baktıktan sonra bakışlarımı yine denize doğru çevirdim "neden bana bu olanları yaşatıyorsun ben sana hiç birşey yapmadım lütfen bırak beni canımı çok yakıyorsun seni sevmiyorum anla beni ne olur " yine aynı şekilde yüzüme bakmaya devam ediyordu
Ayağı kalkıp tam gideceğim sırada kolumdan tutup kendine çekerek sarıldı ve ağlamaya başladı işte tam o an kalbim çok acıdı küçük tatlı bir çocuk gibi omzunda ağlıyordu kaç dakika geçti bilmiyordum ama artık sadece derin bir şekilde nefes alıyordu ondan ayrılıp hemen arkamı dönüp eve doğru gittim
Eve geldiğimde herkes oturmuş film izliyordu bende yanlarına gidip filmi seyretmeye başladım başım çok ağrıyordu galiba yine hasta olucaktım telefonumun sesini duymamla ayaklanıp mutfakta olan telfonumu aldım Abim arıyordu hemen açıp"abicimmm seni çok özledim ne zaman geliceksin""yakında geliceğim güzelim bende seni çok özledim sen nasılsın seni üzen veya rahatsız eden yok deme"dedi"hayır abi kimse rahatsız etmiyor üzmüyor sen merak etme hem sen ne zaman geliceksin" "bilmiyorum güzelim derslerim çok yoğun ""peki tmm abi sonra görüşürüz" "görüşürüz güzelim" dedi telefonu kapatıp odama çıktım biraz dinlenmek istiyordum yatağıma girip gözlerimi kapadım ve yine karanlığa teslim oldum.
Bu seferki bölüm kısa oldu özür dilerim ama bir sonraki bölümde telafi edicem söz veriyorum
Sizin seviyorum 🌑🖤❤️🌏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalıklı Aşık
ChickLitBir insan sizce ne kadar sevebilir bence hastalıklı bir aşka dönüşene kadar