1.

606 14 1
                                    

"Anne, istemiyorum!"

"Seren oraya paşa paşa gideceksin!"

"Ya neden? Benim hiçbir şeyim yok! Ben deli değilim!"

Ellerini yanaklarıma koyup, baş parmağıyla yavaşça okşadı. Gözümün önüne düşen perçemlerimi kenara çekip gözlerime baktı. Ama ben gözlerimi kaçırmıştım.

"Sen tabiki de deli değilsin! Ama eğer, eğer bu stresten kurtulursan daha çok mutlu oluruz. "

"Oluruz? Kiminle? Sen ve birbirinizi hiç sevmeyen kocanla mı?"

Kaşlarımı kaldırıp sorumu yanıtlamasını bekledim. Cevap vermeyince dudaklarımı içine çekerek gülümsedim ve ellerini yüzümden çekerek salonu terk ettim. Montumu giydiğim gibi evden çıktığımda, hiçbir eşyamı almadığımı fark ettim. Telefonumu da...

"Lanet olsun!" Evden çıkarken söylediğim sözle, sakinleşmeye çalışıp yürümeye başladım. Annem sürekli geceleri konuştuğum ve yazdığım yazılarla ilgili endişelendiğini dile getiriyordu. Tamam, bir anne olarak çocuğunu korumak isteyebilirdi ama ben böyleydim işte. Kendi kendime konuşur, aptalca yazılar yazardım. Bu yıllardır değiştiremediğim bir alışkanlıktı. Ve bunları yaptığım için de beni psikoloğa göndermek istiyordu.

Yutkunup, ellerimi cebime soktum ve hızlı adımlar atmaya çalıştım. Geçtiğim sahil yolunda gülümseyip batan güneşin yansıttığı manzaraya karşı hayran kalmıştım. Kayaların üstüne çıkıp, oturdum ve biraz etrafı izledim. O sırada bir genç, ki benden büyük olduğu belli oluyordu, kayaların üstüne çıkmaya çalışırken düşmüştü. Hızla yerimden kalkıp yanına ilerledim.

"İyi misiniz?" Elini koyduğu kayadan kaldırıp bana uzattı. Bende elini sertçe tutup kendime çektim. Ayağa kalktığında, dengede durabildiğine emin olduğu zaman derin bir nefes aldı. Elimi geri çekip, cebime koydum.

"Teşekkürler, bu kayalara hala alışamadım!" Endişeli bakışlarını bana sunduğunda, gülümsedim. Ardından hemen ayak ucuna oturup denize bakmaya devam ettim.

"Evet, yosun tuttuklarından hala kayganlar. Önceden böyle değildi. Otursana!"

Tedbirli bir şekilde oturduğunda, elinde tuttuğu telefonunu ceketinin cebine yerleştirdi ve saçlarını içine sıkıştırdığı şapkayı çıkardı.

"Uzun zamandır buralarda yaşıyorsun yani?" Kafamı salladım.

"Sen, yeni misin? Yani yeni mi taşındın buraya?" Burnunu kırıştırdı ve kafasını aşağı yukarı salladı. Ardından bir şey fark etmiş gibi hızla ayağa kalktı.

"Siktir, yosuna oturmuşum!" Kocaman bir kahkaha attığımda, elini poposuna atarak silmeye çalıştı. Çok fazla aşırıya kaçmamaya çalışarak, dudaklarımı birbirine bastırdım. Ve ardından bende kalktım. Elimi ona uzattığımda, anında elini uzattı ama sonra yosun olduğu için geri çekti.

"Memnun oldum, yosuna oturan adam!"

"Bende memnun oldum, yosuna oturmasına rağmen hala fark etmemiş olan kadın!"

GÖZÜ KAPALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin