y i r m i d ö r t

4.7K 408 748
                                    

YİNE HER PARAGRAFIN ARASINA YORUM YAPIP BİZİ HAPPY YAPMANIZI İSTİYORUM HADİ KEDİCİKLERİ FİGHTİNG 💪🏻💪🏻

Üstümdeki sarı üzerinde papatya desenleri olan hırka şeklindeki kazağın uçlarını mavi kot pantolonumun içine sıkıştırdım.

Beyaz converselerimin üstüne basarak evden çıkarken küçük siyah çantamı sırtıma geçirdim.

Ve altta kalan saçlarımı dışarı doğru çektim.

Koşa koşa ilerlerken sahil hemen bizim bir kaç dakika ilerimizdi.

Sahile vardığımda ayakkabının içine kum taneleri girdiğinde ofladım, Taehyung'u oyuna getirmiştim.

İş beklediğimin aksine çok ciddi bir hâl almıştı,sahilde çok kişi yoktu lakin her yerde olan klasik arkadaş toplulukları ile doluydu.

Yavaş yavaş ilerlerken Taehyung'u bulmaya çalışıyordum,baya bir süre kumların üstünde yürürken gittikçe insan kalabalığı azalıyordu.

Karşıda denize bakan Kim Taehyung'un yan profilini görmem ile 32 diş gülümsedim.

Siyah saçları hafif dağınıktı ve mavi gömleği göğüs hizasına kadar açıktı. Altında siyah kot pantolon vardı.

Ayakkabılarını çıkarmış kumlara basıyordu ve elleri cebindeydi.

Sıkıntılı olduğu her halinden belliydi beni fark etmesi için ona bir kaç adım daha yaklaştım "Merhaba seonsaengnim." Diyerek hemen ona bakarak eğildim ve doğruldum.

Taehyung hızla bir iki adım geri atıp ellerini ceplerinden çıkardı.

Benden çekiniyordu artık, benden uzak duruyordu.Ya da rahatsız olmamdan korkuyordu "Merhaba Kim," dedi yorgun sesiyle.

"Okuldan... " diye mırıldandım "Gidecek misiniz?"

Yüzüme bakıp derin nefes aldı. Acı çekişini hissediyordum. "Kalmam doğru olmayacak." Yorgun olan sesine eklenen kırgınlığını hissediyordum.

Kartlarını ilk kez bu kadar açık oynuyordu.

Ona bir adım yaklaştım "Gitmeniz için bir neden yok öğretmenim," dedim gözlerimi kırparken.

Taehyung benim adımıma nazaran daha küçük bir adım attı önce.

Onu o gün içimden geldiği gibi öpmediğim için pişmanlıktan vücudum yanarken hemen arkasında kalan banka oturdum.

Bitik haldeydi, bu canımı acıtıyordu.

"Neler olduğunu tahmin bile edemezsin kim Jennie." Hala bu kadar seviyeli konuşmasına gülümsemek istesemde, ne yeri ne de zamanıydı.

Benim gibi banka oturmak için yanıma gelirken sonunda gözlerini gözlerime kaldırmıştı.

Gözlerinin altı şişmişti.

Tanrının küçük şeytanı, ağlamıştı.

Dolan gözlerim yüzünden bir iki kere gözlerimi kırpıştırdım.

"Oturabilir miyim?" Sessizce bu soruyu sormuş, gözlerimin içine bakıyordu.

Bu haline oturup ağlamak istedim, benim yüzümden mi bu haldeydi?

Yutkundum ve elimi kaldırarak mavi gömleğinin ucundan tutup aşağı doğru çekiştirmeye çalıştım "Lütfen böyle saçma sapan sorular sormayın öğretmenim."

Gömleğindeki elimi, eli ile çekerken önce gülümsemeye çalışan dudaklarına sonra tekrar şişmiş gözlerine bakıyordum. Bankta benden en uzak noktaya oturup tam karşıya yani dalgalanan denize bakarak konuşmuştu.

math teacher, taennie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin