8. Bölüm

298 30 17
                                    

İyi okumalar...

Okulun bahçesinde banklardan birine oturmuş ellerini yüzüne koyarak ağlıyordu Hwa young. Jimin ise ne yapacağını bilmeden sadece sırtını sıvazlıyordu. O kadının kim olduğunu ölesiye merak ediyordu ama soramıyordu.

Yoongi dışarı çıktığında kardeşini bir bankta Hwa young'un sırtını sıvazlarken gördü. Mırıldanarak " O niye ağlıyor ?" dedi. Kafasını sağa sola çevirdiğinde solda ağacın arkasında Hwa young'a benzeyen 45 yaşlarında güzel bir kadın da ağlayarak Hwa young'a bakıyordu. Kaşlarını çatıp ne olabileceğini düşündü ama işin içinden bir türlü çıkamıyordu.

Dong-min büyük bir telaş içinde okuluna bahçesinden içeri girip etrafa bakmaya başladı. Ortaokuldan beri arkadaş olduğu ve bütün her şeyini bildiği Hwa young'a koşmaya başladı. O sırada da bağırıyordu. "Hwa young! Ben geldim ağlama lan."  Hwa young hızla kafasını kaldırıp abisi yerine koyduğu Dong-min'e koşmaya başladı.

Hwa young başını, Dong-min'i boyun girintisine koyup sarsılarak ağlamaya başladı. "Dong-min o burada utanmadan geldi." Dong-min arkadaşının sırtını sıvazlayıp. "Sakin ol geçecek o sana artık bir şey yapamaz. Unuttun mu o senin için bir ölü ve geri gelmeyecek. Senin korkularınla yüzleşmen için o hortlak ile konuşman gerekiyor." 

Yoongi bahçenin ortasında sarılan çiftle burnunu sıktı. O ikisinin arkadaş olduğunu biliyordu. Dong-min erken çıktığı zaman Hwa young'u almaya geliyordu. Yoongi içinden 'Onu bu kadar üzecek ne olmuş olabilir ? Oysa ki derste çok iyi idi.' diye geçirdi.

Hae-young ağacın arkasından çıkarak kızına doğru yürümeye başladı. Dong-min'in gözyaşlarını sildiğini görünce gülümsedi. Kızını her zaman uzaktan takip etmiş ve koruyup kollamıştı ne kadar göstermese de. Kızı her zaman onu suçlasa ona kin ve nefret ile dolup taşsa da o her zaman kızını sevmişti ama gösterememişti. Korkmuştu çünkü ona zarar vermekten onun o nazik bedenini incitmekten en çokta ruhunu. Ama görüyordu ki korktuğu her şeyi kızına yaşatmıştı. O narin bedene bir sürü yük yüklemişti. Bunların hepsi ise kendi bencilliği yüzünden idi.

Kızının yanında durunca elini kızının omzuna koydu. Hwa young arkasını döndüğünde ikinci kez o nefret ettiği yüze iğrenirce baktı. Lanet olsun ki annesine çok benziyordu. Burnu gözleri saçları en çok da herkesi kendinden geçiren güzelliği. Hae-young  45 yaşında olduğu halde güzelliğinden bir gram kaybetmemişti. Karşısında duran güzeller güzeli kızına baktı. Dış görünüşü kendisine benzeyebilir ama karakteri tamamen babası idi. İyi ki dedi, iyi ki babasına çekmiş.

" Evet hanımefendi neden gelmiştiniz ?"  Hwa young yüz ifadesini asla değiştirmemiş idi.

Yoongi, Hwa young'a benzettiği kadının Hwa young'un yanında olduğunu görünce hızla kardeşi Jimin'in yanına geçti. Jimin ile Yoongi anne ve kızın arkasında ve onları diniyorlardı.

Hae- young elini kızının yanağına uzattığında, Hwa young elini havada tutup aşağı indirdi "Sakın, sakın bana dokunmayın. Hangi hakla dokunuyorsunuz." Hae-young gözünden bir yaş akarak başını yana yatırdı. "Kızım..." tek bu kelime döküldü dudaklarından. Bu kelimeyi bir kerede daha sevdi Hae-young, Hwa young ise bir kere daha nefret etti o kelimeden.

Hwa young bir elini kaldırarak. "Bana kızım demeyin, o kelime 12 yıl önce babam ile beraber yakılıp han nehrine atıldı." Hae-young kafasını sağa sola sallayıp " Yapma böyle bak tamam kendimi affettiremem biliyorum. Lütfen sadece 1 gününü benimle anne ve kız olarak geçir. Yalvarırım."

Hwa young gözyaşları arasında güldü. "Öyle mi ? Anne kız olarak sen ve ben. Hadi ya sen benim annem miydin ? Bak ben öyle birinin varlığını bile unuttum." Hae-Young büyük bir ağrı ile elini alnına getirdi ve sendeledi.

Hwa young alaylı bir şekilde gülerek. " Bakıyorum da oyunculuğunu geliştirmişsin." Hae-young kızının alaycı da olsa gülümsemesinde takılı kalıp 6 ay kalan ömrünün uzadığını hissetti. Hae-young'un burnundan kan gelince, Hwa young'un yüzünde ki gülümseme yerini endişeye bırakıp annesinin kolundan tuttu düşmesin diye. Annesinin arkasında duran Jimin'e bakıp "Çimen çantamın ön küçük gözünde selpak var çabuk bana getir." Jimin başını sallayıp dediği gibi selapağı getirdi.

Hwa young annesinin burnunu silip kafasını yukarı kaldırdı. O sırada annesinin çantasından bir dosya yere düştü. Hwa Young, Annesini tutması için Dong-min'e bırakarak terde ki dosyayı aldı, tam çantaya koyacaktı ki üstünden Seul devlet hastanesi yazması ile duraksadı. Dosyayı açıp içindekileri okumaya başladı.

Sayın Oh Hae-Young 

Kanseriniz kemiğiniz, karaciğeriniz ve böbrek üstü bezlerine yayılmış bir durumda 3. evreye geçmiş bulunmaktasınız. En fazla 1 yıl en az 6 ay yaşayabilirsiniz. Eğer tedavinize devam ederseniz iyileşme ihtimaliniz %45 en yakın zamanda lütfen yatışınızı yapınız.

Hwa young'un gözünden yaş akıp dosyayı annesinin eline tutuşturdu "6 ayın kaldı ve sen bu aylarını benimle mi geçirmek istiyorsun. Anne sen salak mısın ? Kurtulma şansın varken neden benimle geçirmek istiyorsun. Hastaneye gidiyoruz ve yatış işlemlerini yapıyoruz." Hae-young ağlayan kızının elinden tutup "Kızım lütfen bak iyileşme oranım düşük ben bu 6 ayımı seninle geçirmek istiyorum." Bu sefer Hwa young başını olumsuz anlamda salladı. "İzin vermiyorum, yine de iyileşme şansın var sen daha çok gençsin ölemezsin, Bana annelik yapmadan bu dünyadan gitmene izin vermeyeceğim sen ölmeyeceksin."

Hae-young kızının ona anne demesi ile ellerini ağzına götürüp ağlamaya başladı. "Ağlama neden ağlıyorsun ?  Ağlama burnun tekrardan kanamasın." Hwa young tam taksiyi arayacaktı ki, Hae-young elini tuttu. "Bak bana bakmak zorunda değilsin bu yüzden beni affetmek zorunda da değilsin-" Hwa young duygularını gizlemekte ustaydı, demin ki endişeli ifadesi gizleyip tekrardan alaycı bir şekilde güldü " Kim demiş affettiğimi ? İyileştikten sonra tekrar aynı Hwa young'a döneceğim." 

Hwa young telefonunda taksiyi arayıp annesini banka oturtturdu. Gözünden düşen yaşları silip etrafına bakındı. Jimin'in yanında ki Yoongi'yi görünce gözleri onda takılı kaldı. Şuan ne kadar ihtiyacı vardı ona sarılmaya ama yapamazdı. Ne gerekçe ile sarılacaktı ? Jimin, Hwa young'un abisine sarılmak istediğini anlayabilecek kadar iyi tanıyordu. Ne kadar abisi gibi hissettiremeyeceğini bilse de öne geçerek kollarını Hwa young'a doladı, Hwa yung'ta Jimin'e

Jimin ile Hwa young ayrılınca Yoongi'de , Jimin gibi öne çıkıp bir abi edasıyla Hwa young'a sardı kollarını. Hwa young'un kalp atış sesi yükselince gülümsedi. Hwa young'un ona aşık olduğunu anlamayacak kadar aptal değildi. 

Hwa young bir süre sonra Yoongi'ye kollarını sarıp başını boynuna koydu.

~ ~ ~

Neler oluyor ?

Ben ne yapmışım beee

⭐ beğendiysen oy verir misin bebeğim ?

💬 mucizevi yorumlarınızı da bekliyorum.

PsychologyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin