Bölüm şarkısı medyada. Biraz hüzünlü bir bölüm, yazarken ağladım...:(
~İyi okumalar~
***
Dıt...dıt...dıt...
Gözümün önünde eriyip gitmişti resmen. Bugün, son evreye geçtiğini öğrenmiştik. Şu an fenalaştığı için yoğun bakıma kaldırılan Elfida'ya bakıyordum camdan. Kalp atışlarını gösteren makinanın sesi buraya kadar geliyordu. Gözlerim çoktan dolmuştu bile. Civciv sarısı ipek gibi saçları gideli çok olmuştu. Onun saçlarını o kadar çok kıskanırdım ki...
Bir süredir ben de Ege'den hoşlanıyordum. Fakat Elfida ondan hoşlandığını söylediğinde gömmüştüm kalbime Ege'yi. Ama Elfida onun için sadece peşete gibi olmuştu. Kullandı ve attı. Bu onun lügatında flört demekti. Ege, Elfida ile bir süre vakit geçirmesinin ardından onu bırakınca fazlasıyla sinirlenmiştim Ege'ye. Bunu Elfida da fark etmişti, ama sakinleştirmeye çalışmıştı beni. O sinirlenmemişti, sadece kalbi kırılmıştı. Hâlâ Ege'ye karşı bir şeyler hissediyordu ve aksi gibi, ben de Ege'yi unutamadığımı fark etmiştim. Öncekiler gibi, belki unuturum ve söyleyince rahatlarım falan diye anonimden mesaj atmaya karar vermiştim.
Elfida'ya ihanet ediyormuş gibi hissetmiştim elbet. Ama yine de bencillik yapmıştım. Ama sonra aklıma çok şey nüfus etti. Ege'yi tanıyordum, beni de üzecekti. Bu sefer fark yaratmak istemiştim. Buna tek başıma kalkışmıştım bu sefer. Kızların bundan haberi yoktu. Ben bu yakınlaşma fırsatını intikama çevirecektim. Belki Elfida'nın kanser olmasının Ege ile hiçbir alakası yoktu ama, en azından bu zor zamanlarında onu mutlu edebilirdi. İntikam duygum sevgime ağır basıyordu, eğer sevgim ağır bassaydı kendimden nefret ederdim zaten. Ben Elfida'ya kardeş olmak istiyordum, kalleş değil.
Ege hem önceden kalbini kırdığı kızların, hem de kalbini kırdığı Elfida'nın hissettiklerini hissedecekti. Ege flört etmeyi iyi bilirdi, kız tavlamasını falan. Söylemekten de çekinmezdi. Fakat bana açılırken zorlanması, benim farklı olduğumu gösterirdi. Bana verdiği değerin, diğerlerine göre fazla olduğunu. Ama Elfida ve onun gibi olanlar da Ege'ye o denli değer vermişlerdi. En değer verdiklerinden yemez miydin zaten kazığı. İşe şimdi Ege için devranın döndüğü vakitti.
Hırkamın cebinde titreyen telefonu çıkarıp gelen bildirime baktım. Ege mesaj atmıştı.
Ege: Dasha ne oldu
Ege: Acil işin olduğunu söyleyip gittin
Ege: Ne olduğunu da söylemedin
Ege: İyi misin?
Önce boğazımdaki düğümü çözmek istercesine yutkundum. Sonra yazmaya başladım.
Dasha: İyiyim :)
Dasha: Önemli bir şey yok merak etme
Ege: Sevindim
Ege: İşin ne zaman biter?
Dasha: Bugün görüşemeyiz
Dasha: Yarın olur mu
Ege: Peki tamam
Ege: Yarın olsun bakalım ;)
Dasha: Görüşürüz
Ege: Görüşürüz
Hazır WhatsApp'a girmişken yıldızladığım mesajlara girdim. Elfida Ege'nin, onun kalbini kıran sesli mesajını bana iletmişti. Açarak dinlemeye başladım. Öfkemi tazeliyordum bununla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Kalalım Ayrı? -texting-
Kurzgeschichten05*********: Yollarımız aynığı 05*********: Yönlerimiz aynığı 05*********: Sonlarımız aynığı 05*********: Nasıl kalalım ayrığı 05*********: Aklımız aynığı 05*********: Fikrimiz aynığı 05*********: zor kalırız ayrığı Ege: Seni şu an engellememem için...