2.4

2.6K 317 27
                                    

Hatırlatma
"Hyung ben geldim." Sesi içine kaçmış gibi konuştuğunda karşısından gelecek tepkiyi merakla bekliyordu.

"Jeongin?"

•••

Hyunjin bir hışımla kafasındaki yorganı çekmiş ve şok içinde Jeongin'e bakıyordu. İkisi de ilk karşılaşmalarının böyle olacağını hayal etmemişti.

Jeongin, Hyunjin'in aşırı yakışıklı olduğunu düşünürken Hyunjin ise küçüğünün neden geldiğini merak ediyordu.

"Hyung, sen bana yorgunum deyince bende sana Yosun çorbası getirmiştim." Jeongin elindeki poşeti gösterince Hyunjin yaşadığı şoktan çıkmak için kafasını iki yana sallamıştı.

"Ah öyle mi teşekkürler Jeong." Hyunjin'in gülümsemesiyle Jeongin de kendisini biraz daha rahat hissetmişti.

İkisi de beraber piyanonun olduğu salona geçtiklerinde Hyunjin, Jeongin'in getirdiği çorbayı içiyordu. Jeongin ise misafir çocukları gibi evi inceliyordu.

"Vay canına Hyung! Buradan odamın içini bile tam görebiliyorum." Hyunjin, Jeongin'in bu hallerine kıkırdamıştı.

"Jeongin sanırım konuşmamız gereken şeyler var." Jeongin yutkunup Hyunjin'in karşısındaki koltuğa oturmuştu.

"Dizlerini titretme." Hyunjin' Jeongin'i uyarana kadar Jeongin dizlerinin titrediğini bile fark etmemişti.

"Hyung şu an ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten." Sonunda sessizliği bozan Jeongin olmuştu.

"İlk karşılaşmamızın böyle olacağını düşünmemiştim." Hyunjin, çorbasından bir kaşık daha almıştı.

"Bir yerden başlamak gerekiyordu. Sen adım atmayınca ben geldim." Jeongin'in Hyunjin'e gelmesi Hyunjin'i rahatlatmıştı çünkü nasıl karşısına çıkacağı konusunda içi içini yiyordu.

"İyi yapmışsın. Ne düşünüyorsun peki?" Hyunjin, Jeongin'in onun hakkında olan ilk izlenimlerini merak ediyordu.

"Bu kadar genç ve yakışıklı olacağını düşünmemiştim hatta karşıma çıkmayınca özgüvensiz birisi olduğunu düşünmüştüm." Hyunjin tebessüm edip kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

İkisi de çok gergindi.

"Bundan sonra hep görüşürüz o zaman Hyunjin."Jeongin'in Hyunjin'in adını söylemesi Hyunjin'in kalbinin hızlanmasına sebep olmuştu.

"E-evet görüşürüz hep." Jeongin kıkırdamış ve ayaklarında Hyunjin de arkasından ayağa kalkıp asansöre doğru ilerlemişti. "Ben artık gitsem iyi olur. Güzelce dinlen Hyunjin."

"Teşekkür ederim çorba için afiyetle yedim, yine gel Jeongin." Jeongin tebessüm ederek asansöre binip zemin katı tuşlamıştı.

Cam asansör aşağıya doğru inerken bar katında insanların yavaş yavaş dolmaya başladığını görmüştü.

Direk dansı yapan kadınlar, kostüm giymiş insanlar ve kedicik kostümü giyen erkekler bile vardı.

Jeongin tabi ki bunların ne anlama geldiğini biliyordu sonuçta o da daha ergendi fakat Lux'ın havası ona garip gelmişti.

Hyunjin'i ve Lux'ı düşününce ikisini bir türlü bağdaştıramıyordu. Hyunjin ona göre yakışıklı ve idol olabilecek bir adamdı.

Jeongin binadan çıkıp hızlıca kendi evine gitmişti. Cama doğru ilerlediğinde ise binanın ışıklarının yanıp sönmesini görünce içeride eğlenen insanları düşünmüştü.

Jeongin, bir gün Hyunjin'in mekanına gidip sabaha kadar partide kalmayı kafasına koymuştu.

***

Sinner - Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin