"Jeongin lütfen insanlara öldürecekmiş gibi bakma." Hyunjin'in seslenmesiyle Jeongin kafasını kaldırıp yanındaki bedene bakmıştı.
"Ha? Ne zaman geldin?"
"Güzelim kokteyl almaya gitmiştim ve son iki dakikadır yanındayım." Hyunjin'in elindeki kokteylleri yeni fark edip çilek aromalı olanı almıştı.
"Sarışın da fena değilmiş." Hyunjin, Jeongin'i sinir etmek için karşısındaki bar taburesinin üzerinde oturan kızları işaret etmişti.
"Ben sarışın değilim." Jeongin'in çemkirmesiyle Hyunjin yanaklarını sıkmıştı.
Jeongin ellerinden kurtulmaya çalışsa da başarısız olmuştu."Havuza girmeye ne dersin?" Jeongin önce havuza sonra Hyunjin'e bakıp kafasını sallamıştı.
Hyunjin balıklama atlamıştı. Bir anda su yüzeyine çıkıp sarı uzun saçlarını geriye attığında herkes onları izliyordu.
Jeongin de arkasından atlayınca direkt Hyunjin'in yanına doğru yüzmüş ellerini omzuna sabitlemişti.
"Farkındayım şu an herkes bana bakıyor." Hyunjin'in alaylı bir şekilde söylemesiyle Jeongin hafifçe suyun altından bacak arasına geçirmişti. Hyunjin neye uğradığını şaşırmış bir şekilde karşısındaki kıskanç bedene bakıyordu.
Biraz suda vakit geçirdikten sonra yorulduklarını fark edip havuzdan çıkmışlardı. Hyunjin önce çıkıp kurulanırken yanındaki havluyu kapıp koşa koşa Jeongin'e gidip sarmıştı.
"Teşekkürler."
"Odamıza geçelim mi güzelim?" Jeongin kafasıyla onaylamıştı. Barın yanından geçerken kızların hâlâ baktıklarını fark edince Jeongin'in iyice morali bozulmuştu.
"O bir gay." Diye bağırmasıyla kızlar gülmeyi kesmiş halde onlara bakıyordu. Hyunjin ise Jeongin'in bu haline gülüp belinden tutup çekmişti.
"Gözlerinden ateş çıkacak diye çok korktum." Asansöre binerlerken Hyunjin, Jeongin'e sataşmayı ihmal etmiyordu.
"Kızların bakması hoşuna gidiyordu herhalde?" Hyunjin kafasını iki yana sallayıp gülmüştü. Jeongin ise kafasını çevirmiş ona trip atıyordu.
Hyunjin ani bir şekilde Jeongin'i asansör duvarına yaslayıp kollarının arasında sıkıştırmıştı. Jeongin ise çıt çıkartamıyordu.
Hyunjin yavaşça gözlerini kapatıp küçüğünün dudaklarına yaklaştığında Jeongin yutkunmuştu. Dudaklarını birleştirdiklerinde Jeongin bir anda Hyunjin'in kucağına atlamıştı ve bu ani hareket Hyunjin'in inlemesine neden olmuştu.
Gelen zil sesi ile asansörün kapıları açılmıştı. Jeongin yavaşça kucağından inerken ellerini birbirine kenetlemiş Hyunjin'i hızla odaya sürüklüyordu.
"Sikeyim Jeong, şu an seni deli gibi istiyorum."
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinner - Hyunin
FanfictionŞeytanın en büyük günahı meleğe aşık olmaktı. Jeongin'in ise Hyunjin'in gözlerinin içine bakmaktı. Text & düz yazı