_8_

255 15 2
                                    

Tesadüf mü , değil mi ? Bunu anlamak aslında zor değil. Bir anlamı olmalı ama

ne ? Evet , bu tesadüf değildi. Bunu söyleyen içimdeki ses mi? Yoksa nasıl olmasını istediğimi mi söylüyor ? Eğer aklıma gelen ilk şey içgüdümse sorumun cevabını biliyorum.

Zeynep arkadaşlarının yanına gittiği zaman Ali çağırdı ve onunla konuşmaya gitti ve Mete'de onu bekliyordu tamda karşımda ben farketmemiştim taki düşene kadar. Şimdi anlam verebiliyorum düşmeseydim Mete'yi farkedemeyecektim , Zeynep ve Ali çıkmasaydı gecenin bir vakti camın altında bana gülümseyerek baktığını hiç göremeyecektim.

Bu düşünceler içinde saçımı yapıyorum. Bu gün için kabarık ense topuzu yapmaya karar verdim. Saçımı kabartmaya başladım.

Zeynep lavabodan çıkınca birden boynuna atladım " Seni çok seviyorum! "

Şaşkın şakın bana bakmaya başladı "Dur, dur ! Bak yeni düzleştirdim daha saçlarımı." sarılmayı bırakınca " Hayırdır sabah sabah bu neşe ne ?"

"Bilmem güne güzel başladım diyebilirim."

Kolundaki saate baktı "Oo , saat kaç olmuş sen daha saçını bile yapmamışsın."

"Sen kahvaltıya in yetişirsem bende gelirim."

Zeynep kahvaltıya indi bende saçımı yapmaya devam ettim. Yarım saat sonra anca yetişebildim , Zeynep her zamanki gibi beni düşünüp bir dilim ekmeğin üstüne krem peyniri sürüp gizlice getirmişti. Yemekhaneden herhangi bir şey çıkarmak yasktır ama yasakları çiğnemekte onu üstüne yoktur. Ekmeği zorla elime tutuşturdu ve koşarak merdivenlerden aşağı indik. Yolda hızlı adımlarla yürümeye başladık , hava biraz serin olunca triko hırkamı giymek için ekmeği ağzıma aldım. Bir kolumu geçirdim ki karşımda keskin bakışlarıyla Mete' yi gördüm. Harika! Rezil oldum tam üçüncü kez. Hemen hırkamı giydim ve ekmeği ağzımdan aldım.

Ali ve Zeynep birbirlerine sarılıp hemen fısıldaşmaya başladılar ama Mete uzakta duruyor ve şimdi bana doğru yürüyor ! Sert bakışları , emin adımlarıyla yaklaştıkça ; yer yarılıyor , kalbim dahada hızlı atmaya başlıyor

Bana iyice yaklaştı , ekmeğin olduğu elimi tuttu ve kendine çekti sanki elimden ekmeği alacak gibiydi -tabi ciddiyetini hiç bozmadı-. Bende refleks olarak elimi geri çektim.

Boyu benden -doğal olarak- uzun olunca yukarıdan yukarıdan baktı " Ekmeğini alacak değilim , dün elini yakmana neden olmuştum ona bakacaktım."

Ağzımda kalan lokmayı yuttum "Haa... Elim , bir şey yok çok yanmadım biraz kızarıklık kaldı sadece."

Ali ,Mete'nin sırtından hafifce sarstı " Biz konuştuk bitti bakıyorumda siz ayrılamadınız , biz gidebiliriz."

Mete artık sinirli sinirli bakmaya başladı ve elimi sertçe bıraktı , elimdeki ekmekte düştü. Hiçbir şey demeden omzuma sert bir şekilde çarpıp geçip gitti.

Ali iki elini havaya kaldırıp birşey demek ister gibi ağızını açtı ama hızla giden Mete'nin ardından koşarak gitti.

Zeynep'e baktım , sesim titreyerek konuştum "Geç kaldık, geç kağıdı alalım."

Hızla yürümeye başladım Zeynep'de koşarak koluma girdi.

O sınıfına -hemşirelik 10/C- ben sınıfıma -9 /A- gittik. Sınıfta toplam on beş kişi vardı okulda hemşirelik ve acil tıp teknisyenliği dalı vardı. Okul büyük oluduğunda ve sınıfta daha rahat ders işlenmesi için bölümlerin ikişer şubesi vardı. Tam dört tane teknik oda vardı uygulamalara göre hangi oda uygunsa oraya geçiyorlar. Benim sınıf öğretmenim bayandı ve gençti. Adı Benan'dı. Aynı boydaydık ve çok tatlı bir kadındı. Sıra arkadaşım Cem çok komik ve iyi espiri yapıyor birazda olsa keyfimi yerine getirdi , sıcak kanlıydı hemen anlaştık.

Saçları uzundu yemyeşil gözleri vardı yakışıklıydı ama kimin umrunda !

Tenefüste Zeynep sınıfından birkaç kişi ile tanıştırdı. Neden onun çok samimi arkadaşı olmadığını anladım. Zeynep' e bakışları çok değişikti sanki onlardan birşey çalmış gibi. Dikkatimi çeken diger birşey de Zeynep gerçekten çok güzeldi ve sınıfının en iyisiydi. Anlaşılan o ki çekememezlik durumu vardı.

Zeyneple kantine gittik, kahvaltı yapmadığım için birşeyler yemem için zorladı ama canım hiçbirşey istemedi. İkimizde kahve alıp kantine oturduk.

"Zeynep sence Mete neden öyle davrandı? Ben onun düşmanı değilim hatta hiçbir şeyi değilim. Nedem kızdı anlayamadım."

"Onu az çok tanırım ama eminimki sana karşı bir kızğınlığı yoktur. " bir süre sustu "Sedef , o değilde bir ara sana çok güldüm ağzında ekmekle kala kaldın hele ekmeği çekiştirdin an kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum." gülmeye başladık.

" Yaa ! Hatırlatma." o olaydan sonra ikince kez güldüm hemde benim gibi bir kız. Gülmek mutluluktur , huzurdur, rahatlamaktır.

Öğle arası geldi ama hâla canım hiçbirşey istemiyordu "Ben tokum canım hiçbir şey istemiyor."

"Sedef ! Diyet yapıyor olsan bile birazda olsa birşeyler yemen lazım , hasta olursun sonra."

Yurda doğru gidiyoruz.

" Hayır diyet yapmıyorumda gerçekten canım istemiyor."

Yurda geldik yemekhaneye indiğimizde Ayşen ablanın gerçekten yemeklere çözüm bulduğuni gördük. Zeynep zorala -sadece- çorbamı bitittirebildi.

Sonunda okul bitmişti kendimi çok halsiz hissediyorum ,bir duş ve güzel bir uyku çok iyi olurdu. Kapıda Zeynep beni bekliyordu.

"Sedef dondurma yedikten sonra yurda gidelim canım çok istedi."

"Yarın gitsek gerçekten hiç halim yok."

" Yaa! Kırma beni hadi , hem burda bir dondurmacı var çok güzeldir dondurmaları."

"Çok durmayalım ama ."

"Tamam! Sen bir tanesin." koluma girdi ve dümdüz yaklaşık kırk metre yürüdükyen sonra dediği dondurmacıya geldik. Güzel bir yere benziyordu.

Nee! Mete ve Ali'de mi var ? Ahh Zeynep bilerek yaptı kesin. Hemen Ali'nim yanına gitti.

Mete bana doğru döndü "Zeynep'e özellikle seni getirmesini söyledim. Biraz yürüyelim mi ?"

ADINI SEN KOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin