MULTİMEDYADA SEDEF VE METE VAR. YORUM VE VOTELERİNİZİ BEKLİYORUM ŞİMDİDEN IYI o
OKUMALAR ^_^
Okul dersleri beni fazlasıyla zorluyodu her gün rutin çalışmama rağmen yinede birşeyler eksikti belkide beynimin içinde dolaşan düşünceler yoğunlaşmama engel oluyordu. Saat 17.15'di ödevlerimi çoktan bitirmiştim Zeynep Ali ile buluşmaya gitmişti. Bu böyle olmayacak çok sıkıldım biraz sahilde dolaşsam fena olmazdı.Sahile geldiğimde hava kararmaya başlamıştı. Kumlar soğumuş, etrafta da kimsecikler yoktu. Bu yalnızlık bana fazla gelmişti. Tek dolaşmayı severdim ama yalnız kalmayı değil. Kış olduğu için mi sahil bu kadar sessiz? Biraz ileride iki genç vardı,ikiside erkekti. Bir anda yönümü değiştirmeye karar verdim huzursuz olmuştum. Kumsaldan çıkmaya karar verdim, adımlarım hızlandıkça arkamdan gelen gençler de hızlanmıştı.
"hey! Güzelim yavaşla biraz ne bu acilen böyle?"
Hiçbirşey söylemeden bu sefer koşarak uzaklaşmaya başladım. Kahretsin! Onlarda koşuyordu arkama döndüğümde şarhoş ve tinerci olduklarını anladım.
"Rahat bırakın beni yoksa polisi ararım!"
Daha caddeye bile ulaşamamıştım. Elime telefonumu aldım ve Arama yerini açtım onlara telefonu göstererek "Eğer bir adım daha atarsanız polisi arayacağım ve inanın bana yaparım!" geri geri yürümeye başladım.
"Şittt! Taş gibi kızsın sana yakışıyor mu hiç?"
Diğeri lafa atladı "Cidden kız mısın sen hani şeyden soruyorum seni gibi bir fıstığı bulsam kaçırmam, hahahaha!"İğrenç pislikler ! Gözlerim dolmuştu ne diyor bunlar böyle? Arkamı döndüm koşmaya başladım. Kumsaldan çıkmıştım ki bir el bacağımda tuttu ve yere düştüm bir çığlık kopardım. Telefonumda polisi aramaya çalıştım ama rehbere girdim yanlışlıkla, kim olduğunu görmedim ama hemen aradım. Telefon elimde kalkmaya çalıştım. Birisi benden uzundu diğeri ise benimle aynı boydaydı. Kaçmaya çalışırken uzun olan beni tekrar yere düşürdü telefonda hemen yanıbaşıma düştü. Zeynep'i aramışım"Alo, Sedef iyi misin? "
Ağlamaya başladım"Zeynep! Yardım et bana sahilde parkın ordayım."
Diğeri küfürü savurup"Lan o***pu ne bok yedeğini zannediyosun? " dedi ve telefonumu fırlattı.
Ben bir çığlık daha atacakken uzun olan eliyle ağzımı kapattı, beni zorla kumsala sürükledi. Dirseğimle karın boşluğuna vurdum. Kıvranarak beni bıraktı, koşmaya başladım"İmdatt!! " kimse mi olmazdı. Kumda koşmak zordu, onlarda hemen arkamdaydılar. Hava kararmıştı Kumsaldan çıkmama az kalmıştı ama çok yorulmuştum artık hıçkırıklarımı tutamıyorum sonunda kumsaldan çıkmıştım, karşıya caddeye baktığımda süratle gelen iki aracın durduğunu gördüm bu gelenler Zeynepler olmalıydı, onlar olsun! Artık koşamıyordum arabadan inenlerin kim olduğunu görmek için biraz yavaşladım ve göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.
Arkadan birisi beni de döndürdü ve bana öyle bir tokat attı ki yere yıkıldım "Lan varya seni gebertirim!" eğildi ve eliyle yüzümü sıktı "iki dakka rahat dur yoksa canını daha çok yakarım."
Bir anda arabada inen birisi "LAN PİÇ! ÇEK ELİNİ!" Diyerek resmen kükredi.
Kafamı onun tarafına çevirince gözlerim yerinden fırladı sanki, Mete, arkasında Ali ve Ağalayarak gelen Zeynep vardı.
Hala yüzümü sıkıyordu"önce biz kaptık bizden sonra nel halt ederseniz edin. " hıçkırıklarıma tekrardan boğulmaya başladım artık çok sinirlenmiştim.
Mete" Ne diyorsun lan şerefsiz! " dedi ve yumruğunu üstümde ki gence geçirdi, yanıma düşünce hemen ayağa kalktım ve çığlık atarak karnına tekmeyi attım. Artık ayakta duracak halim yoktu ve dizlerimin üstüne düştüm Zeynep koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı bende ona sarıldım.
Diğeri kaçmaya çalışırken Ali yakaladı ve dövmeye başladı. Mete yerde kıvrananı delirmişcesine dövmeye başladı.
Zeynep ağlayarak konuşmaya başladı "Sedef, canım tamam geçti bak bana biz burdayız ."
Hiçbirşey söyleyemiyorum korkudan küçük dilimi yutmuş gibiydim sadece hıçkırarak ağlıyorum. Mete bana baktıkça daha da şiddetli dönüyordu.
Mete yanıma geldi ve dizlerinin üzerine çöktü Zeynep'den beni uzaklaştırdı ve kendisine yaklaştırdı, yüzümü ellerinin arasına aldı "Sedef sana birşey yaptımı" gözlerimin içine baktı resmen burnundan soluyordu. Ben ağlamaktan cevap veremiyorum . Bana bağırmaya başladı "Sedef sana birşey yaptı mı!!!"
Zeynep ağlamayı bırakmıştı "Bağırmasana! Görmüyor musun kız ne halde." Ali yorulduğu için Zeynep'in yanına geldi onu ayağa kaldırdı ve sıkı sıkı sarıldı.
Mete alnını benım anlıma dayalı. Hızlı nefes alış verişlerini hissedebiliyordum, sakin bir şekilde konuşmaya başladı "Özür dilerim, sana bağırmak istememiştim. Sana kötü birşey yapmış olduğu düşüncesi beni çılğına çevirdi."
Artık sakinleşmiştim istediğim tek şey bana sıkıca sarılmasıydı. Birden onu belinden kavradım, yüzümü gögüsüne gömdüm. Boğuk bir sesle konuşmaya başladım "Hayır, birşey olmadı. Çok korktum burdan gitmek istiyorum."
Beni iyice kendisine çekti ve sıkıca sarıldı.
Bir süre böyle kaldık "Hadi gidelim artık."
Ben tamam dercesine kafamı salladım sonra kalkmama yardım etti. Beni kendi arabasına bindirdi. Yol boyunca hiç konuşmadık ben tam inecekken kolumdan tuttu "Burası Istanbul ' a benzemez, bir daha asla tek başına akşamları dışarı çıkma özellikle sahile gitme."
Tamam der gibi kafamı salladım "Ben... Teşekkür ederim sen olmasan belkide..." gözümden yaşlar akmaya başladı. Kafamı öne eğdim.
"Ağlama artık, Ağlamaya devam edersen geri dönüp o iki şerefsiz öldürüp, leşlerinide denize atarım!" sinirinden direksiyonu yumruklar.
Yaşlı gözlerimle ona baktım, gözlerinin içine, hiç bu kadar karanlık ve sinirli görmemiştim biran için dediğini yapabileceğini düşünmemle birlikte tüm vücudum kas katı kesildi.
Bana baştan aşağı baktı, her tarafım Kum içinde, gözlerim şiş ve kırmızı, saçım ve kıyafetim perişan haldeydi. Bacaklarımda gelince gözü takıldı uyarıcı bir ses tonuyla "Ve bu kadar kısa giyme, asla."
Ben tamam dercesine kafamı salladım konuşmaya hiç halim yoktu. Kolumu bıraktı ve bende arabadan indim. Zeynep koşarak yanıma geldi ve koluma girdi Ayşen ablaya gözükmeden odasına çıktık.
"Zeynep ben duşa gireceğim bana temiz kıyafetler çıkarır mısın? Bu arada bu yaşananlar bir sır olarak dördümüzün arasında kalacak."
"Tabikide hazırlarım da ailene anlatmayacak mısın?"
"Asla, anlatırsam beni rahat bırakmazlar hatta Istanbul'a geri getirirler ve ben dönmek istemiyorum."
"Tamam canım hadi git sen duşunu al."Duşdan çıkınca hemen yattım çok yorgunum. Iki saattir yataktayım ama bir türlü uyuyamadım, her gözümü kapattığımda yaşadıklarım gözümün önüne geliyor.
"Zeynep, uyudum mu?"
"Hıı, noldu, birşey mi oldu?"
"Uyuyamadım, yanına gelebilir miyim?"
"Tabikide gel." pikesinin ucunu açtı ve kenara kaydı. Bende hemen açtığı yere yattım.Sabah olduğunda Zeynep yoktu, saate baktım 12.07 yuh.! Bu saate kadar uyumuşum. Öğle olmuş birazdan Zeynep gelir, bende kalktım üstüme değiştirdim bu gün Mete okuldaydı, okula gitmeliyim ama bir yandan da haftalarca yatağın içinde kalmak istiyordum. Bir gayretle hazırlandım ve boş boş yatağın üzerinde oturmaya başladım.
Zeynep içeri sessizce girdi beni görünce "Tüm gece sayıkladın, sabahta uyandırmaya kıyamadım."
"Burada durursam daha kötü olurum, okula gideceğim."
"Bir şartla, kahvaltı yaparsan..."
"Hiç söylemeyeceksin zannediyordum. 24saattir bir lokma yemedim."Birbirimize bakıp gülümsedik sonra hemen dışarı çıktık.
Ben kahvaltı yaparken Zeynep de öğle yemeğini yiyordu. Zeynep telefonlar birisiyle mesajlaştıltan 5dk sonra Ali Mete de geldi anlaşılan o ki onlara haber vermişti. Masaya oturdular ve hiçbirşey olmamış gibi davranıyorlar özellikle Mete. O kadar sarılmadan sonra ve bana birşey olacağı düşüncesi onu deliye çevirirken şimdi hayatın da ilk defa gördüğü bir yabancıydım sanki.Kahvaltıma devam ettim çatalımdaki peyniri tam ağzıma götürürken donup kaldım birden elimdeki çatal düştü ve gözlerim doldu.
Zeynep"Sedef iyi misin? "
Gözlerimi iki defa açıp kapattım. Ohh neyseki onlar değilmiş.
Zeynep" Sedef sana söylüyorum. "
" Yok birşey, birisine benzettim sadece. "
" Kime benzettin ? "
İlk başta söylemedim" Onlara. O iki şerefsiz, p*çler! "
Bir anda herkez bana bakmaya başladılar. Hatanın farkına sonradan vardım küfür etmiştim. Mete bana bakıp pis pis sırıtıyordu" Afedersiniz " diyebildim.
Zeynep şaşkın şaşkın konuştu" Sorun değil... "Hepimizin karnı doymuştu, zihin çalması az bir vakit kaldığı için kalktık ve okula doğru yürümeye başladık.
Okula geldiğimizde ben hemen sınıfıma geldim zaten ucu ucuna yetişmiştir.
Cem" Neden gelmedin sabah"
"Uyanamadım önemli birşey yok." Matematik dersindeyiz, hoca dersinde konuşanları affetmedi gerçi tüm hocalar çok disiplinlidirler. Heme bakışlarını bize çevirdi ölümcül bakışlarını attıktan sonra dersini anlatmaya devam etti bizde başlayamayan konuşmamız bitirdik.Tenefüste zorla kantine götürdü ve kahve ısmarladı. Bir masaya geçip oturduk, sürekli yüzüme bakıp durdu sonra birden gözlerini kocaman açtı "Alnına ne oldu morarmış"
Kahretsin! 'Ne olacak şerefsiz pisliklerin işi' diyemedim "Şey yaa... Yurtta düşmüştüm herhalde o zaman oldu." Bana emin misin der gibi tek kaşını kaldırdı "Gerçekten düştüm hem neden sana yalan söyleyeyim ki."
"Tamam tamam inandım." Elini alnımdaki Mor yere dokundurdu.
Canım acımıştı bir inilti çıkardım ve geri çekildim "Ahh! Yapma acıyor."Gözlerim karşı masaya kaydı Mete ve Ali oturuyordu, Mete gözlerini dikmiş Cem'e bakıyordu , Ceme baktığımda Mete'nin dönmüş omuz sağlıyordu banane der gibi. Mete de tehditkar bir hareketle işaret parmağını salladı.
"Cem sen onu nerden tanıyorsun?"
"Abim olur kendisi. "
" Nee! Ciddi misin sen? Hiç benzemiyosunuz birbirinize. "
" Zaten öz abim değil"
" Nasıl yani? "
" Anlatırım ama aramızda sır, sana anlattığımı duysa beni gebertir. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADINI SEN KOY
Teen FictionLise aşkına Kardeş dediğiniz dostluklara Belkide hiç tatmadığınız aile özlemine Bir kitap kadar yakın olacaksınız...