6

10 2 0
                                    

Şafak vaktine kadar uyanık kalmayı başarmıştım. Saat daha çok erken olmalıydı. Etraf hâlâ karanlıkken Tyler'ın yaktığı ateşin sönmesi ile üşüdüğümü hissediyordum.

Aslında akşam kalkıp odun atabilirdim fakat korkudan kımıldayamazdaken sadece sönmesini izledim.

Aşırı derecede canım sıkılmıştı. Birini uyandırmak isterken herkesin mışıl mışıl uyuduğunu görünce bunu yapamadım.

David bir bebek gibi baş parmağını ağzına sokarak emerken sağ bacağını Louis'in kafasına koymuştu. Louis ise halinden memnundu ve rahatsız görünmüyordu.

"Doğrusunu söylemek gerekirse nöbetin yarısında uyuyacağını düşünüyordum. Ama her zamanki gibi beni şaşırttın"

Tyler bana doğru baktı ve oturduğu ağaç dalından atlayarak biraz daha yaklaştı.
Ben ise herhangi bir tepki vermeden öylece ona bakıyordum.

"Valery. Uyan."

Valery'e doğru dönerek onu uyandırmak için harekete geçince diğerleri uyanmasın diye ses tonuna dikkat ediyordu.

Valery'nin yanına giderek ayağı ile onu dürttü ve ikinci kez uyanmasını söyledi. Saat daha çok erkendi ve dün onu bu kadar yorduktan sonra şimdi erkenden kaldırıyordu.

Valery gözlerini açtığında etrafına baktı ve ellerini saçlarına götürerek saçlarını sağa sola doğru karıştırdı. Karanlıkta kalan kırmızı gözleri olağan dışı bir şekilde parlaktı.

"Geri kalan hazırlıkları tamamla. Takımı uyandır. Bende araziyi dolaşıp güvenli bir yol seçicem."

Tyler sözlerini söyledikten sonra tekrar bize döndü. Valery ise bu sırada yaslandığı ağaçtan destek alarak ayağa kalktı.

"Biraz daha uyusunlar."

Valery'nin sözlerine karşın Tyler aniden ona döndü. Sanki küfür etmiş gibi Valery'e bakıyordu.

"Ne demek uyusunlar. Daha fazla geç kalamayız. Bu lanet yerde durduğumuz her saniye hayatta kalma şansımızı düşürüyor."

"Şimdiden harekete geçsek bile hâlâ çok güçsüzler. Onlara ne kadar şey öğretirsen öğret. Ama sağlam dövüşen askerler istiyorsan onlara birşeyler yedirmeli ve dinlenmelerine izin vermelisin."

Bu konuda Valery'e tamamen hak veriyordum. Ne kadar şey bilirsek bilelim yorgun olduktan sonra hiçbir şekilde dövüşemezdik.

"Tamam. O zaman onlar uyuyup dinlenirken sende gidip yiyecek birşeyler bul."

Valery tamam anlamında kafasını aşağı yukarı sallayarak kılıçlarını kuşandı. Yoksa yemek için et mi getirecekti? Et kelimesini duymak bile beni heycanlandırıyordu.

Valery ormanın içinde gözden kaybolduktan sonra yine etrafa sessizlik hakim oldu.

"Sende biraz uyu."

Uykum olmadığı için uyanık kalmayı tercih ettim. Ben oturduğum yerde Tyler'ı izlerken o biraz daha odun getirerek ateş yaktı ve biraz daha ısınmamızı sağladı.
...

Aradan birkaç saat geçmişti ve Tyler David, Oscar ve Louis'in atık uyanmaları gerektiğini söyledi. Onları uyandırmak ise bana kalmıştı.

Ayağa kalktım ve onlara ufak bir göz gezdirdim. O kadar derin uyuyorlardı ki uyandırmak istemiyordum.

"Hadi kalkın."

Yüksek çıkan sesim sadace Oscar'ın biraz kıpırdamasına neden olurken Louis ve David'de hiçbir etki yaratmamıştı.

ELİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin