13:Bölüm: Uçurum!!!

90 19 5
                                    

-Ne? Çağlar ne olur şaka yapıyorum de. Bu çok saçma. Bir espri yüzünden neden ayrılıyoruz? Anlayamıyorum.

-Konu sadece bir espri değil Öykü.

- Ne o zaman? dedim şaşkın ve ağlamaklı surat ifademle.

- Bıktım Öykü ben böyle sevgili olmaktan. Senin elini bile tutamıyorum. Sana sarılamıyorum. Sen bir küçük gülümsemeyi bile bazen bana çok görüyorsun. Ben böyle sevgili olmaktan çok sıkıldım.

- Ne diyorsun sen ya? Bunları düşündürecek kadar ne yaptım ben? Benden bu kadar mı nefret ediyorsun? Gözümden süzülen yaşlara engel olamıyordum.

- Ya Öykü. Bir kere de anla beni. Ne olur anla beni ya. Ben Öykü mantıklı karşılayacaktır bu durumu dedim. Ama sen her şeyi zora sokuyorsun. Bu böyle devam edemez Öykü.dedi.

- Tamam, tamam Çağlar. Madem ki benden bu kadar çabuk vazgeciyorsun. Bende bırakıyorum senin peşini. Ama senden son bir şey istiyorum. Beni eve bırakır mısın? dedim.

- Tamam dedi. Ama yüzüme bakamıyordu. Sonra hızlıca arabaya yöneldi. Anahtarla arabanın kapılarını açtı. Sürücü koltuğuna bindi. Bende onun yanına ön tarafta ki koltuğa oturdum. Yolda bayağı sessizdik. Ama sonra tekrar bağırmaya başladım. Ardından da bağırışmalar kavgaya dönüştü. Bir ara yoldan çıktık. Çağlar bir yandan benle konuşuyor bir yandan da arabayı daha hızlı sürüyordu. Sonra bir ara Çağlar'a bağırdım.

-Çağlar. Uçurummmmm!!. İste tam şu anda uçurumun kenarındaydık. Birden arabayla birlikte uçurumdan aşağıya yuvarlandık. Gerisini hatırlamıyorum.

****

Gözlerimi açtığımda uçurumun aşağısındaydım. Bir anda Çağlar geldi aklıma.

- Çağlar. Orada mısın? Beni duyuyor musun? diye bağırmaya başladım. Ama kimseden ses çıkmıyordu. Nır ara gözüm paramparça olan arabaya takıldı. Biz nasıl bu hale gelmiştik? Bir küçük kavga yüzünden mi uçurumun kenarındaydık? Ben bu olaya hâlâ anlam veremiyordum. Çağlar nerede ?diye düşünmeden edemedim. Çağlar'ın o yıkık dökük arabanın altında olabileceğini düşündüm. Bu sefer daha da çok çıldırdım ve bağırmaya başladım. Bir ara bir inilti duymam ile yerinden kalkmaya çalıştım. Fakat baş ağrımdan dolayı hareket edemedim. Aynı iniltiyi tekrar duydum.

- Aaaahhh !! Ööö-yyy-küüüü dedi bir ses. Eminim ki bu ses Çağlar'ın sesiydi.

-Çağlar beni duyuyor musun? İyi misin ? dedim endişeli bir sesle.

- Öykü ben...ben ölüyorum galiba dedi.

- Hayır hayır sakın korkma bak ben seni kurtaracağım. Böyle laflar deme. Sana bir şey olursa ben yaşayamam dedim. Ardından zor şer ayağa kalktım ve arabaya doğru yaklaştım. Çağlar'ın kafasını görmemle çığlık atmam bir oldu. Çünkü kafası kanlar içindeydi. O anda kurt uğulamaları duydum. Korkum her dakika artıyordu. Sonra Çağlar'ı çekmeye çalıştım. Fakat çok ağırdı.

- Öykü bırak beni. Sen git ve kendini kurtar.dedi.

- Hayır Çağlar her ne pahasına olursa olsun ben seni bırakmıycam.dedim ve aklıma çantamda olan ip geldi. İpi Çağlar'ın koluna takıp ağacın dalına ipi bağlayacaktım. Ve ardından dalı çektiğimde Çağlar da arabanın içinden çıkacaktı. Planımı uygulamaya başladım. Sırasıyla ipi bağladım. Ağacın dalından tuttum ve çektim. Çağlar az da olsa arabadan çıkmıştı. Sonunda tamamen Çağlar'ı arabanın içinden çıkardım. Ama gördüğüm manzara hic de hoş değildi. Çünkü Çağlar'ın durumu çok kötüydü. Çağlar'ın kafasını dizine koydum ve çantamda olan sargı bezini çıkarttım. Ardından da Çağlar'ın kafasını sardım. Çağlar hâlâ baygındı. Uzun bir süre Çağlar'ı izledim. Onu ne kadar çok sevdiğimi tekrar hatırladım. Ben ondan ayrılamazdım. Buradan sağ salim bir kurtulalım.dedim içimden. Gerisini düşünemiyordum. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Çünkü Çağlar hâlâ cansız gibi duruyordu. Tam o sırada Çağlar kıpırdadı ve hareket etmeye çalıştı.

- Çağlar şu anda hareket etmeye çalışma. Çünkü çok fazla yara almışsın dedim.

- Öykü dun konuştuğumuz her şeyi unut. Ben her ne olursa olsun senden ayrılabileceğimi düşünemiyorum. Çok özür dilerim. Seni hala çok seviyorum dedi. Bir an sok oldum. Çünkü daha dün ayrılmak isteyen çocuk bugün yine eskisi gibi beni sevdiğini söylüyordu. Ama bende onu hâlâ çok seviyordum.

- Tamam Çağlar. Şu anda bunları konuşmanın sırası değil dedim. Onun da daha fazla konuşmaya hali kalmamıştı. İkimiz de sessiz duruyorduk. Ortamın sessizliğini bozmak için bir şeyler söyledim. Ama bu kadar gergin bir ortamda ilk defa bulunuyordum.

- Çağlar her şey bir yana biz buradan nasıl kurtulacağız? Ne yapacağız? dedim. Çağlar da ne yapacağını bilemiyordu anlaşılan.

- Bilmiyorum Öykü. Galiba buradan hicbir zaman çıkamayacağız dedi.

- Ya Çağlar şakanın sırası mı ?dedim.

- Tamam da Öykü ben napabilirim? Nasıl bir çözüm bulayım da bu kocaman uçurumun dibinden kurtulayım haa? diye sordu. Sessiz kaldım ve bu uçurumun dibinden kurtulma planı yapmaya başladım. Kafamın içinde dönen o kadar plan vardı ki ben bile bu planların arasından kendimi çıkaramıyordum.

****

Aradan 2 gün geçmişti. Biz hala bu uçurumun dibinden kurtulamamıştık. Ama sevgimiz hic bir zaman eksilmedi. Birbirimize her zaman destek olduk ve sahip çıktık. Açlık ve susuzluk canımızı çok yakıyordu. Telefon iki gündür çekmiyordu. En sonunda burada ölüp gidecektik. Zaten Çağlar'ın bacağı günden güne dakikadan dakikaya çok kötü gidiyordu. Ona birşey olacak diye o kadar korkuyordum ki anlatamam. Şimdi bizim hikayemiz bir uçurumun dibinde ölen iki aşığın hikayesi mi olacaktı?
Merhaba benim sevgili okuyucularım. Biraz okuyanımın artmasını istedim. Gerçi yine çok fazla değil ama benim için bu kadar okuyucu da çok iyi:) Öncelikle söylemeyi unuttuğum bir şey var 621 okunma sayısının arasında 35 vote ve 24 yorum cok komik duruyor. Kitapla ilgili yorumlarınızı yeni bölüm isteklerinizi paylaşın. Ben her ne kadar erken yeni bölüm paylaşmaya çalışsam da bazen biraz geç gelebileceğini söylemiştim. İnşallah hikayenin gidişatı sizi mutlu ediyordur. Bir daha ki bölüme görüşmek üzere.
CANLARIM:):D

İLK GÖRÜŞTE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin