12.Bölüm : Gülümse:)

111 20 1
                                    

Denize düşüp boğulmamın üstünden 2 gün geçmişti.Bu hafta Çağlar bana bir sürpriz yapacağını söyledi. Sürprizini merakla bekliyorum

****

Hafta sonu gelmişti. Sabah erken kalktım. Çünkü Çağlar bana bugün sürpriz yapacaktı. Uykulu uykulu yataktan kalktım. Dün akşam bugün giymek için hazırladığım kıyafetleri elime aldım. Ardından telefonum çaldı. Telefonu heyecanla açtım.

- Günaydın uyuyan güzel dedi Çağlar.

- Yaa Çağlar ben erkenden uyandım bir kere tamam mı ? dedim.

- Tamam bayan çok bilmiş. Hazır mısın? Seni almaya gelebilir miyim artık? dedi.

-Hayırrrrr. Daha tam hazır değilim. Ben hazır olduğum zaman seni ararım dedim.

- Tamam dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Aaahh aklından sorunu var galiba. İnsan hiç sevgilisinin yüzüne telefonu kapatır mı? dedim kendi kendime. Sonra da telefonumu çalışma masamın üzerine koyup hazırlanmaya başladım. Üstüme yarım kollu hafif siyahlı mavili bir penye giydim. Altıma da siyah beyaz çizgili bir etek giydim. Siyah babetlerimin bu kombini tamamladığını düşünerek onları da ayağıma geçirdim. Oje sürdüm ve bilekliklerimi taktım. Tamam iste hazırdım. Son olarak fotoğraf makinemi de çantama attım. Dedeme daha önce dışarı çıkacağımı söylediğimden dolayı görüşürüz deyip evden çıktım. Kapıya çıktığımda Çağlar'ı aramayı unuttuğumu hatırladım. Çantamdan telefonumu çıkarıp Çağlar'ı aradım.

- Çağlar ben hazırım gelip beni al dedim.

- Bana bir daha emir verme bayan çok bilmiş. Ayrıca 2 dakikaya ordayım.dedi bu sefer de ben onun suratına telefonu kapattım. İçimden güldüm. Gerçekten de 2 dakika sonra Çağlar yanımda belirdi.

- Atla bayan çok bilmiş. Haa bu arada seni özel bir yere götürdüğüm için beni ödüllendirmelisin. Mesela yanaktan küçük bir öpücük olabilir dedi.

- Hayır efendim. Seni öp-mi-ye-ce-ğim dedim her hecenin üstüne basarak. Ardından arabaya bindim.Şu anda bakışlarının benim üstümde olduğunu hissettim.

-Seni bu yüzden çok seviyorum bayan çok bilmiş. dedi sessizce. Fakat ben duymuştum. Bu da benim refleks olarak gülümsememi sağlamıştı. Uzun bir yolculuğun ardından gideceğimiz yere gelmiştik. Bir müze gibimsiydi. Ama çok güzel bir yer olduğu belliydi.

-Hımm galiba gerçekten özel bir yer dedim.

- Evet öyle. Sen içeri girdiğimiz zaman gör dedi ve biletleri verip içeri girdik. Etrafta üç boyutlu bir çok şey vardı. Çağlar bir mankenin yanına gitti.O mankenin bitişiğinde bir manken daha vardı. Fakat kafası yoktu. Çünkü gelen insanlar oraya kendi suratlarını yerleştiriyordu. Çağlar da kendi suratını oraya yerleştirdi. Gördüğüm görüntü hic de hoş değildi. Çünkü o manken diğer mankeni öpüyordu. Cansız olduklarını bilmeme rağmen kıskanmış ve küsmüş gibi yaparak Çağlar'a yalandan bir tokat attım. Bu tokat tabi ki gerçekçi değildi. Ardından Çağlar da bende gülmeye başladık. Baya zevkli ve eğlenceli bir yerdi. Bir mekan hazırlamışlar. Arka planı tamamen canlı gibi görünen bir deniz ve küçük gerçek bir yelkenli. Çağlar'a beğendiğimi ifade ederek oraya gittim. Çağlar da peşimden geliyordu. Yelkenliye bindik. Sahte kürekleri gerçekmiş gibi kullandık. Çok yorulmuştum.

- Çağlar burada büfe var mı ? Ben çok acıktım dedim.

- Oooyy benim sevgilim açıkmış mı ? dedi yanaklarımı küçük bir çocuk gibi sıkarak.

- Evet çok acıktım dedim çocuk gibi yaparak. Çağlar bu duruma bayağı gülmüstü.

- Komik bir şey varsa söyle de birlikte gülelim dedim.

- Tabi ki var sensin dedi. Bu sırada hala gülüyordu.

- Yaa tamam Çağlar gerçekten çok açım. Ne olur bir şeyler yiyelim dedim ciddi bir tavırla. Çağlar da gülmeyi bırakıp

- Tamam şurada bir yer var. Oraya gidebiliriz dedi. Konuşmaktan yorulduğum için "tamam Hadi" anlamında başımı salladım.

Sonunda bir masaya oturduk. Garson menüyü getirdi. Ne yesem acaba ? diye düşünmeye başladım. Tabi ki hamburger menü.

- Ben bir hamburger menü alayım dedim garsona.

- Peki siz ne istersiniz küçük bey diye sordu Çağlar'a.

- Ben bir İskender kebap ve içecek olarak ayran alayım dedi sinirli bir sesle. Anlaşılan garsonun ona küçük bey demesine sinirlenmişti. Bense içimden kahkaha atıyordum. Yemeklerimiz geldi. Ben biraz hayvan gibi yiyince Çağlar'ın da bana şaşkınlıkla baktığını fark ettim.

- No vor çok ocom dedim ağzım dolu bir halde.

- Tamam hemen kızma. Zaten kızınca daha tatlı oluyorsun dedi. Utancımdan hiçbir şey diyemedim. Yemeklerimizi bitirdikten sonra Çağlar hesabı ödedi ve masadan kalktık.

- Biraz daha dolaşalım dedim.

- Tamam bayan çok bilmiş. Hadi o zaman.dedi.

Sonra bir meleğin aşağı doğru ok attığı bir yere geldik.

- Çağlar ayakkabının bağı açılmış dedim. Amacım o meleğin Çağlar'a ok attığı zamanda çekmekti. Çağlar ayakkabısını bağlamak için meleğin önünde durdu. Melek tam Çağlar'ın arka kısmındaydı. Ben onlardan uzaklaşıp sinsi bir şekilde fotoğraf çektim. Ardından Çağlar'a

- Gülümseeeee dedim. Çağlar bir an şaştı kaldı.

- Vay seni küçük cadı dedi ve kamerayı elimden almaya çalıştı.

- Çağlar tamam koşma yoruldum dedim. Çağlar beni dinlemiyordu.

- Öykü buraya gel çabuk. O kamerayı senden almasını bilirim dedi. Adımlarını hızlandırdı.İşte kapana tıkıldım. Çağlar yanıma geldi.

- Bak sen şu küçük cadıya!! Büyümüşte benimle oyun oynuyor dedi.

- Yaaaaaa Çağlar çok büyüttün. Amacım eğlenmekti dedim ve kedi yavrusu bakışı attım.

- Bana o bakışlar sökmez küçük cadı. O zaman bir anlaşma yapalım. O fotoğrafın sende kalmasını istiyorsan bana kocaman sarıl dedi.

- Tamam kabul ediyorum. Bu fotoğraf için herşeyi yaparım dedim.

- Her şeyi mi ? Emin misin?

- Hayır ben emin değilim Öyküyüm dedim. Bu soğuk espriyi ben mi yapmıştım? Yok artık.

- Tamam Öykü bu iğrenç esprin sayesinde bana sarılmana gerek kalmadı dedi. Çok kötü bozulmuş gibiydi. Ortamı yumuşatmak için "hadi gidelim artık. Canım sıkıldı" dedim.

- Tamam dedi ve çıkışa yöneldi. Bende arkasından koştum.

- Heyyy Çağlar beni unuttun galiba dedim.

-Ahh pardon yanımda hic ciddi olmayan biri olunca insan unutabiliyor dedi. Bu sözüyle ne demek istiyordu? Ufak bir espiri için mi bu kadar sinirlenmişti? Buna inanmıyorum. Ben yerimde onun ne dediğini düşünürken almış başını gidiyordu. Hızlıca koştum. Onun bu sözü üzerine artık bende cok sinirlenmiştim. Kolundan tutup kendime çevirdim.

-Ya bu tavırların ne? Anaokulu çocuğu musun sen? Kendine gel bi.dedim.Suratından ateş püskürüyordu. Hiçbir şey demiyor. Sessiz kalmayı tercih ediyordu. En sonunda ağzını açtı ve ;

- Öykü.... Ben ayrılmak istiyorum dedi....

İLK GÖRÜŞTE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin