Sabah gözlerimi açtığımda Çağlar'ın kontrolü olduğu aklıma geldi. Saat 11:30'du. Yataktan fırladığım gibi banyoya girdim. Banyodan çıkıp üstüme bir kot jean , beyaz bir tişört alıp giydim. Altına da spor ayakkabılarımı gecirdim. Salona geçtiğimde dedem televizyon izliyordu. Kahvaltı masasını toplamamıştı. 5 dakika da hızla birşeyler yiyip evden çıktım. Koşarak otobüs durağına doğru yol aldım. Önüme gelen ilk beyaz kırmızı renkte ki otobüse binip Çağlar'ın evine gittim. Otobüs çok kalabalıktı. O yüzden evin önüne gelince kendimi bir yerde sıkışmış vaziyetten kurtarmış şekilde otobüsten attım. Çağlar'ın evinin kapısını çaldım. Siyah alnına düşmüş saçlarıyla çok tatlı gözüküyordu. İyi ki böyle tatlı ve karizma bir sevgilim var.
- Ben gelllllldim dedim kocaman sırıtarak.
- Hoşgeldin Meleğim dedi Çağlar da. Çok mutlu gözükmüyordu. Galiba doktor kontrolü onu tedirgin ediyordu. Bu düşünceyi kafasından atmasını istememe rağmen onu doktora götürmeliydim.
- Eee hadi gidelim. Hatta kontrolden sonra başka bir yerlere gidebiliriz.dedim.
- Tamam. O zaman arabanın anahtarlarını al dedi Çağlar. Çok iyi araba kullanmadığımı biliyordu. Ama yine de anahtarları bana vermişti.
- Tamam. İlk önce senin arabaya binmen için yardımcı olayım dedim ve Çağlar'ı tekerlekli sandalyeden kaldırıp koltuk değneklerine yasladım ve arabaya sürücü koltuğunun yanına oturtdum. Sonra bende arabaya bindim. Gayet yavaş ve sakin sürüyordum. Hastanenin önüne gelince orada ki hemşireler Çağlar'ın arabadan inmesine yardım ettiler. Bende "çok memnun oldum bu davranışınızdan dolayı" dermişcesine bir bakış attım. Ardından Çağlar önde ben arkada doktorun odasına girdik. Doktor Bey Çağlar'ı çok seviyordu. Odaya girer girmez bizi ayakta karşıladı. Doktor ile bayağı konuştuktan sonra bize Çağlar'ın bacaklarının tedavi olabileceğini söyledi. Küçük ama Çağlar'la hayatıma bedel olan bir ayrıntıyı atlamıştı. Söze şöyle başladı;
- Gençler ben bir tedavi yolu var dedim Evet ama bu tedavi maalesef Türkiye de uygulanamıyor. Tıp o kadar da gelişmiş değil bildiğiniz üzere. Bu yüzden Çağlar'ın bacaklarının iyileşmesi için onu İngiltere de ki özel bir hastaneye yatırmamız gerekiyor. Eğer bunu kabul ederseniz Çağlar yürüyebilecek ama kabul etmezseniz Çağlar belki de bir daha hiç yürüyemeyecek dedi doktor. O anda gözümden gelen ani yaşa engel olamadım. Çünkü benim canım evleneceğim kişi düğün üzeri İngiltereye gidecekti. Ama bunu kabul etmek zorundaydım. Hicbir şey bir insanın sağlığından önemli değildi çünkü. Üzerimde dolasan gözler beni rahatsız etmişti ki Kafamı Çağlar'a çevirdim. Yavaşça oturduğu koltuğun yanına oturdum. Başımı omzuna yasladım ve ağlamaya başladım. Artık kuru kuru değil de hıçkıra hıçkıra agliyordum. Çağlar benim gözümden akan bir damla yaşa dayanamazdı. Kafamı bir anlık Çağlar'a çevirdiğimde doktora imalı bakışlar atıyordu.
- O tedavi için Dünya'nın en uzak yeri bile olsa gideceksin dedim. Çünkü bu kazanın olmasın da benimde haram var ve eğer bir daha yürüyemezsen vicdan azabı çekerim dedim acı dolu gözlerle Çağlar'a bakarken.
- Öykü seni böyle ortada bırakıp hicbir yere gitmem Be- derken sözünü kestim.
- Çağlar o lafı duymak istemiyorum. Arkandan ne kadar ağlarsam aglayayım senin iyileşmen için kendi bacaklarımı bile veririm dedim. Ardından doktor beni alkışlamaya başladı.
- Çağlar oğlum belki sevdiğin kişiden uzak olmak sana çok zor gelecek. Ama merak etme ki tedavin biter bitmez Türkiye'ye geri dönersin. Bu fırsatı değerlendir. Seni bu kadar seven bir nişanlın olduğu için mutlu ol. Çünkü bu devirde kimse kimseye hakkını bile vermezken bu kız kendi bacaklarını sana vermeyi göze aldıysa sende onun dediğini yap ve o tedavi için İngiltereye git dedi. Çok mantıklı konuşmuştu. Çağlar karar verememiş gözleriyle bir bana bir doktora baktı.
******
İşte gidiyordu. Canımın içi, herşeyim, eşim olacak adam gidiyordu. Ama gitmesi gerekiyordu çünkü eğer o iyileşemezse bende yaşayamazdım. Çağlar valiziyle koltuk değneklerine tutunmuş bir şekilde evden çıktı. Dedem, Sinem Ezgi Alper ve birçok arkadaşımız Çağlar'ı uğurlamaya gelmişti. O kadar çok ağlamak istiyordum ki ama bunu yapamazdım. Bu kalabalığın ortasında ağlayamazdım. Çağlar tek tek herkesle vedalaştı. Sıra Bana gelmişti. Usulca yaklaştı ve beni sakın unutma meleğim dedi. Ben olayların şokunu yasarken Çağlar çoktan bana sarılmıştı. Bırakmıyordu. Bende ona hiç seni unuturmuyum dercesine sarıldım. Uzun bir süre sessiz ve birbirimize sarılmış bir şekilde kaldık. Sonunda arabaya bindi. Belki de bu onu son görüşümdü. Tam kapıyı kapatacakken Çağlar'ın yanina gidip yanağından öptüm. O da şok olmuştu. Tekrar sarıldı ama bu daha kısa sürmüştü.
- Üzgünüm hemde çok diye bağırdı araba giderken. Bende arabanın peşinden koştum. Şimdi yalnız kalmıştım. Çağlar 'sız yalnız bir hayat ve zor günler beni bekliyordu....Tekrar merhaba sevgili okuyucularım. Öncelikle okuyanlarımın artması beni her zaman mutlu ediyor. Bu yüzden bütün okuyucularıma kucak dolusu sevgiler. Wattpadde benden bin kat güzel yazan kitaplar var. Ben zaten amatör bir yazarım. Hatta sadece içimden geldiği için yazıyorum. Çünkü bu kadar güzel kitaplar varken benim kitabımı beğenmeyebilirsiniz. Zaten bunla ilgili bir yorum almadım. Demek ki okuyanlarım hikayemden memnun o yüzden çok teşekkürler. Bu arada kitabın ne zaman final yapacağını bende bilemiyorum. Büyük ihtimal 2-3 bölüm sonra final yapacağım. Ardından özel bölüm yayınlamak var aklımda. Daha önceki bölümümde de söylediğim gibi bu kitabı okuyan arkadaşlarım Çocukluk Aşkım kitabını da okursa memnun olurum. Yeni bölüme görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK GÖRÜŞTE AŞK
Teen FictionHikaye üniversiteye yeni başlamış olan müzik bölümü öğrencisi Öykü karakteri ile başlıyor. Tatilden yeni üniversite hayatı edinmek için İstanbul 'a dönüyor.Ama üniversitede başına neler geleceğinden habersiz bir kız. Aşk , Umut Ve Hayal kırıklığıyl...