BENSUDAN
Duyduklarımdan sonra yıkadığım bardak elimden kaymış ve lavaboya düşmüştü. Aşağıda konuşulanları umarım sadece ben duymuşumdur diye içimden geçiriyordum ki merdivenlerden gelen ıslık sesiyle ayakalrım benden bağımsız oraya doğru ilerle, sinirim bütün vücudumu kontrol ediyordu. Jungkook boynuna koyduğu havlu ve terli tişörtüyle keyifle son basamağı çıktığında, göğsüm sinirle inip kalkıyordu. Aklımda bir anda beliren düşünceyle Duruyu merak ettim. Ama bundan sonra yaşayacağı her adımda yanında olacaktım. O yüzden bu fevri davranışlara izin veremezdim, o oyuncak değildi. Tam önümden geçen Jungkook u kolundan tuttuğum gibi odalardan birine sokup Kapıyı kapattım. Şaşkınca bana bakarken parmağımı göğsüne koymuş dediklerimi zar zor duyuyordum.
"Bir kaç gün sonra buradan gittiğinde hayal kırıklıklarını ben toplayacağım.Farkındasın değil mi idol(!)" Yuvarlak şekilli gözleri biraz daha açılırken konuşuyordu ;
"Buradan gidecek misiniz ? Ne diyorsun sen? Neden ? Gidemezsiniz!!"
"Bak bana gözlerime iyi bak.Onu elinde sonunda üzeceksin Jeon Jungkook! Sanırım olanların farkında değilsin. Senin için deliren milyonlar varken Duru !? Onu buna bulaştırma.O benim canım ve eğer benim canım yanarsa, canını yakmaktan çekinmem Jungkook(!)"
Kapıyı sertçe arkamdan kapattım. Bir elim kapı kolundayken diğer elimle saçlarımı karıştırdım. Ne yapıyordum ben ? Jungkook u tehdit etmiştim. Hiç iyi değildim. Ama aklıma düşen tek gerçeğe engel olamıyordum. Onlar idoldü. İstese de istemese de bir gün elbet Duruyu üzecekti. Sadece onun üzülmesini istemiyordum. Duruyu da uyarmıştım ama az önce duyduğum cümleler onun kalbini çalmaya yetmiştir eminim. Nefes alışlarım normale döndüğün de Duruyu konntrol etmek için merdivenlere yöneldim. Merdivenlerden ineceğim sırada Yoongi kolumdan tuttu;
"Konuşalım." Dediğinde sessizce beni sürüklemesine izin verdim.
Dışarı çıktığımız da süs havuzuun kenarına oturduk. Gözlerimi beyaz teninde gezdirirken konuştu; "Ona böyle kızmaya hakkın yoktu."
Şaşkınlığımı gizlemeden sordum. "Ne ? Sen ? Sen odada mıydın ?"
"Kapının önündeydim Bensu.Ama sen ne yaptığının farkında mısın ? " Anlayamıyordu.
"Evet YoonGi gayet de farkındayım."
Benim aksime gayet sakindi. "İkimiz de aynı şeyleri yapıyoruz Bensu.Kardeşlerimizi korumaya çalışıyoruz.Ama sen tek taraflı bakıyorsun olaya.Jungkook küçük olabilir ama merak etme bir şeyleri düşünmeden böyle bir olaya kalkışacak biri değildir."
"Onun söylediklerini duydun mu ?"
"Evet her kelimesini duydum ve senin bile hoşuna gideceğini biliyordum." Dediğinde önüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına yerleştirdi. Öylece bakarken bile büyülü bir etkisi vardı. Kendime gelebildiğmde elini çektim ve ondan uzaklaştım. Bu çocuk fazla havalıydı. Bana fazla.
"Hoşuma falan gitmedi.Sen benim söylediklerimi duyduğuna Emin misin."
"Evet.Ama onların duygularına engel olamayacaksın.Tıpkı kendininkilere olamayacağın gibi sinirli şirine."
Ne ?
"Ne diyorsun sen ?" Söylediklerimi umursamadan bileğimdeki tokayı aldı ve saçımı arkaya alıp sakince gevşek bir şekilde topladı.
"Saçlarını böyle toplarsan eğer boynun ortaya çıkar."
Kelimelerim zihnimde kaybolmuştu, tıpkı benim yaşadığımıza anda kaybolduğum gibi. Kelimelerimi bulduğum da ağzımı açıp birşey söyleyecektim ki bir ses bizi böldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST ONE DAY
FanfictionDünyanızı küçük sandığınız ama aslında gizemli bir biçimde kendi filminizi yarattığınız benim dünyamı okumak ister misiniz ? Dünyalarımız o kadar küçük ve aynı ki oysa... Derin bir nefes al ve gözlerini kapat. Kendini en iyi halinle bir evin kapısı...