DURUDAN
Sabah gözlerimi açmama sebep olan şey rahatszı edici bir süpürge sesiydi. Tek gözümü açıp sesin geldiği yöne baktığımda Bensu kulağında kulaklık altında basket şortu üstünde de sporcu atletiyle dans ederek süpürge yapıyordu. Yeni uyandığımdan kırık çıkan sesimle yastığı kafama bastırarak bağırdım.
"Lütfen uyumama izin ver(!)" Duymuyordu. Ağır bedenimi hızla kaldırdığımda ilk önce sendeledim ve gözlerim karardı. Prize doğru giderken olan uykum da bedenimi terk etmişti. Süpürgenin fişini çektim sma Bensu hala dans ediyordu. En sonunda olanları anladığında kabloyu takip etti ve gözleri beni buldu.Yüzünde çirkin bir gülümseme belirdi ve üzerime gelmeye başladı.Bunun sonunu biliyordum. Ellerimi hazır konuma getirdim ve önce kulaklıklarından başladım.Kulaklığını bir kenara attığımız da şarkı yüksek sesle çalmaya başladı. Dudaklarım mutlulukla genişlediğinde yönümü çoktan kapıya çevirmiştim. "Seni ona söyleyeceğim." Ağzı şaşkınlıkla açıldı.
"Ne ? Hayır (!) bunu yapamazsın!" Dediği anda kapıyı açıp Nam Joonun odasına doğru koştum. O da arkamdan gelirken şarkıyı kapatmıştı.Ben deli gibi kapıyı yumruklarken Bensu arkamdan gelip elimi ağzıyla kapatmış beni duvara doğru sürüklüyordu. Sırtım duvarla buluştuğunda Namjoon kapıyı açtı. Uykudan kalktığı her halinden belli olan lider karizmasından bir gram bile vermemişti. Bensuyla ikimizde kapıya bakıyorduk ki NamJoon bizi süzmeye başladı.
"Kızlar ? " Kalkık kaşlarının eşliğinde sorduğu soruya Bensu nefes almadan atlamıştı.
" Duru ! Duru herkese özel kahvaltı hazırlayacakmış da, bunun yüzünden uyandırdık.'' Şaşkın olma sırası bana geçmişti. Bir de kahvaltı hazırlayacaktım. Bensuyu gıdıklayıp ondan kurtulduğumda NamJoona baktım.
"Lider bey bişey sorabilir miyim ? "
Misilleme yaptığım sırada kafamı Bensunu durduğu duvara çevirdim ki, orada değildi. O da Jungkookun kapısına doğru gidiyordu. Başımı hayır anlamında sllarken Namjoonun o erkeksi sesi yüzümü ona çevirme isteği uyandırdı.
"Bekliyorum Duru."
"Senin mixtape ınde ki her şarkı çok güzel ama ForeverRain bir başyapıt biliyorsun değil mi? Bir de kahvaltı da ne yersin?"
Kafasını evet anlamında sallarken kapıyı suratıma kapattı. Ama hala konuşmaya devam ediyordu. "Takıl kafana göre ve beni bir daha uyandırma böyle şeyler için." Cevabımı yeteerınce net bir şekilde aldığımdan koridorda Bensuya doğru yürüdüm. O da Jungkookun kapısının pervazına yaslanmış duruyordu. Bensuya yaklaştım lakinarkadaşım elini kapı koluna attığı için ikimiz üst üste Jungkookun odasına düştük. Patırtıyla gözünü açan Jungkook bize bakıyordu. Elim ayağıma dolaşmış şekilde kalkmaya çalışırken gözlerimi bebek Kooktan alamıyordum. Bir meleğin güzelliği vardı yüzünde. Bensunun elini tuttuğum gibi onu da ayağa kaldırdım ve kapıyı kapatıp çıktık. Kolunu ellerimden kurtardığında sinirle bana döndü;
"Anlaşalım.Tehdit yok(!)"
"Evet.yok" Bu sırada hemen karşı kapıdan Jin yanımıza geldiğinde tüm yakışıklılığıyla bize bakıyordu "Ne yok bakalım ?'' dediğin de "Durunun kahvaltısı var " diye bağıran Bensu gülüyordu o da gülerek salona geçip tv yi açtı. Bensu ise arkasından koşarak koltukta yanına zıplayınca şakalaşmaya başladılar. Ellerimde sıkkınca saçlarımı karıştırdım ve mutfağa yöneldim. Sofra mükemmele yakın olduğunda çocuklara sesleniyordum. Bir yandan da tabakları tırtıklayan Bensu ve Jin ikilisine gardımı almıştım. Yalancı bir sinirle "Çocuk gibisiniz ya." Diyerek sitem ettiğim de ağzına bir dilim salan alan Jin bana doğru geldi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST ONE DAY
FanfictionDünyanızı küçük sandığınız ama aslında gizemli bir biçimde kendi filminizi yarattığınız benim dünyamı okumak ister misiniz ? Dünyalarımız o kadar küçük ve aynı ki oysa... Derin bir nefes al ve gözlerini kapat. Kendini en iyi halinle bir evin kapısı...