"Taehyung, sana söylüyorum, kaza değildi." Tekrar bahçedeydik Rapor'a kadar vakit geçiriyorduk. Onunla konuşacak fırsatı yakalamam tüm günümü almıştı.
"Fakat yıkılmış gibi görünüyordu ve sürekli özür diliyordu." diye karşı çıktı "Hem nasıl kaza olamaz ki?"
İç çektim. Jungkook şarkı söylerken, Seokjin bir anda onu itti ama kaza mı değil mi anlaşılmıyordu(!) Biz tabii ki gerçeği biliyorduk! "Sana söylüyorum işte. Ben, Seokjin'i her gün görüyorum ve bu, Jungkook'un spot ışıkları altındaki anını yok etmek için uyguladığı sinsice bir yöntemdi. Fazlasıyla rekabet düşkünü biri."
"Eh, eğer benim ilgimi Jungkook'dan uzakta tutmak istemişse, başarısız oldu. Onunla neredeyse bir saat geçirdim. Çok hoş zaman geçirdim, hem de."
Bunu duymak istemiyordum. Aramızda ufak ve belli belirsiz bir şeyin olduğunu biliyordum ve bunu değiştirebilecek bir şeyle uğraşmak istemiyordum. Kendim bu konuda ne hissettiğimi bilene kadar değil.
"Peki, yollattığı çocuk konusunda?" diye sordum.
"Kim?"
"Anna Farmer? Seokjin'e vurdu ve sen de onu dışarı attın, hatırladın mı? Anna'nın tahrik edildiğini biliyorum."
"Seokjin'nin bir şey söylediğini duydun mu?" Ses tonu kuşkucuydu.
"Eh... Hayır. Fakat Anna'yı biliyorum ve Seokjin'i de biliyorum. Sana söylüyorum, Anna, doğrudan şiddete başvuracak türden bir insan değildi. Seokjin, kalpsizce bir laf etmiş olmalı ki o da bu şekilde davrandı."
"Hoseok, seçilenlerle benim geçirdiğimden daha fazla vakit geçirdiğini biliyorum fakat onları gerçekten ne kadar iyi tanıyorsun? Odanda ya da kütüphanelerde saklanmaktan hoşlanıyorsun. Daha da ileri gidip, hizmetçilerinin karakterlerini herhangi bir Seçilmiş'in karakterinden daha iyi bildiğini söyleyebilirim."
Muhtemelen haklıydı ama geri adım atamazdım. "Bu hiç adil değil. Marlee hakkında yanılmamıştım, değil mi? Onun hoş biri olduğunu düşünmüyor musun?"
Surat yaptı. "Evet... Hoş biri, sanırım."
"O halde, neden Seokjin'nin yaptığının planlı bir hamle olduğunu söylediğimde bana inanmıyorsun?"
"Hoseok, senin yalan söylediğini düşündüğümden değil. Eminim, sana o şekilde görünmüştür. Fakat Seokjin üzgündü. Ayrıca, bana karşı cana yakın davranmaktan başka bir şey yapmadı."
"Bahse girerim ki öyledir," diye sessizce mırıldandım.
Taehyung, "Bu kadarı yeterli," diyerek iç çekti. "Şu anda diğerleri hakkında konuşmak istemiyorum."
"Benim elbisemi de çıkarmaya çalıştı, Taehyung," diye şikâyet ettim.
Öfkeli bir şekilde, "Onun hakkında konuşmak istemiyorum dedim," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the selection | vhope
FanfictionIlléa ülkesinde tüm gençler doğdukları günden beri sınıf atlamanın peşinde. Paha biçilmez mücevherlere, göz alıcı takımlara ancak bu şekilde sahip olabilecekler. Bunun için tek bir şansları var: Seçim. Kıyasıya bir mücadeleyle geçen Seçim'i kazanman...