21.Bölüm

294 54 143
                                    

Dün gece beni güvenliğe ulaştıran merdivenlerden çıktığımda Güneylilerin burada bulunduğu çok açıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dün gece beni güvenliğe ulaştıran merdivenlerden çıktığımda Güneylilerin burada bulunduğu çok açıktı. Kapıma ulaşmak için odama giden kısa koridordaki çerçöpün üzerinden atlamam gerekti.

Her zamanki gibi bizi sığınaktan çıkartmadan önce dağınıklığın çoğunu toparlamışlardı. Diğer yandan, bu sefer hizmetlilerin işi çok fazlaymış gibi görünüyordu, yani hepsini toparlamaya kalkışsalardı tüm gün aşağıda kalmamız gerekirdi. Yine de keşke biraz daha iyi çalışsalardı diyordum. Gizlice, bir grup hizmetçinin uzak köşedeki duvardan devasa harfleri silmeye çalıştığım gördüm.

GELİYORUZ.

Cümle koridor boyunca tekrar edilmişti, bazen çamurla bazen de boyayla yazılmıştı ve bir kez de kanla yazılmış gibi duruyordu. İçim ürperdi ve bunun ne anlama geldiğini merak ettim.

Ben öylece dikilirken, hizmetçilerim yanıma koştular. "Beyefendi, iyi misiniz?" diye sordu Anne.

Aniden karşıma çıktıklarında korkmuştum. "Hımm, evet. İyiyim." Tekrar duvardaki yazılara baktım.

Mary, "Gelin, beyefendi. Sizi hazırlayacağız," diye ısrar etti.

Boyun eğerek arkalarından gittim, gördüğüm tüm şeylerden dolayı biraz sarsılmıştım ve başka bir şey yapamayacak kadar şaşkındım. Aynı beni giydirirken rahatlatmaya çalıştıklan günlük rutinde olduğu gibi usulca çalıştılar. Düzenli hareket eden elleri -Lucy'ninkiler bile- huzur vericiydi.

Hazır olduğumda bir hizmetçi, beni dışarı çıkartmak için geldi ki görünüşe bakılırsa bu sabah orada çalışacaktık. Angeles güneşinin altında, paramparça olmuş camı ve içimi ürperten duvarı unutmak kolaydı. Taehyung ile kral bile bir masada danışmanlar ile oturmuş, doküman yığınlarını gözden geçiriyor ve kararlar alıyorlardı.

Bir tentenin altında kraliçe kâğıtları okuyor, yanındaki bir hizmetçiye detayları anlatıyordu. Kraliçenin yanında Baekhyun, Seokjin ve Sulli bir masada oturmuş, resepsiyon planlarını tartışıyorlardı. Öylesine dalmışlardı ki çetin geçen geceyi tamamen unutmuş gibiydiler.

Jungkook ile birlikte, benzer bir tentenin altında karşılıklı oturuyorduk ama bizim çalışmalarımız yavaş ilerliyordu. Taehyung ile yaşadıkları anı kafamdan atmak için çabalarken, onunla konuşmakta zorlanıyordum. Jungkook, Silvia'ın bize verdiği kâğıtların üzerindeki bazı kısımları çizip, kenarlarına notlar karalarken ben de izliyordum.

Kafasını kaldırmadan, "Sanırım çiçeklerimizi nasıl düzenleyeceğimizi buldum," diye yorumda bulundu.

"Ah. Tanrım."

Gözlerimin Taehyung'a kaymasına müsaade ettim. Olduğundan daha yoğunmuş gibi görünmeye çalışıyordu. Gerçekten izleyen herhangi biri, kralın Taehyung'un yorumlannı duymuyormuş gibi yaptığını görebilirdi. Bunu anlamıyordum. Eğer kral Taehyung'un iyi bir lider olabileceğinden endişe duyuyorsa, yapılması gereken şey onu doğru yolda yönlendirmekti, oğlunun hata yapabileceği korkusuna kapılıp, hiçbir şey yapmasına izin vermemesi yanlıştı.

the selection | vhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin