gerekli gereksiz bir not: bu bölüm hoseok babası ölünce eve gittiğinde taehyung'un ona yazdığı mektuplardan oluşuyor.
29 mayıs 16:30
Sevgili Hoseok,
Sen gideli yedi saat oldu. Şimdiye dek iki kere hediyelerini beğendin mi diye sormak için odana doğru yola koyuldum ve sonrasında orada olmadığını hatırladım. Sana öyle çok alıştım ki etrafta olmaman, koridorlarda dolaşmaman garip geliyor. Birkaç kere neredeyse telefon ediyordum ama seni sahiplenmişim gibi görünmek istemedim. Beni bir kafes gibi görmeni istemiyorum. Buraya geldiğin ilk gece sarayın nasıl göründüğünü söylediğini hatırlıyorum. Bence zamanla daha özgür hissettin ve ben, bu özgürlüğü yerle bir etmekten nefret ederdim. Sen geri dönene kadar dikkatimi dağıtmak zorundayım sadece.
Seninle konuşuyormuşum gibi hissettireceğini umarak oturup sana mektup yazmaya karar verdim. Bir nevi öyle hissettiriyor. Burada oturup bu fikrime karşılık gülümsediğini, belki de budalaca davrandığımı söylercesine başını sağa sola salladığını hayal edebiliyorum. Bazen bunu yaptığını biliyor muydun? Yüzündeki o ifade hoşuma gidiyor. Tamamıyla umutsuz vaka olduğumu düşündürtmeden bu ifadeyi takınan tek kişisin. Huylarıma gülüyorsun, var olduklarını kabul ediyorsun ve arkadaşım olmaya devam ediyorsun. Ve yedi kısa saatte bunu özlemeye başladım. Bu zaman zarfında neler yaptığını merak ediyorum. Şimdiye kadar ülkenin bir ucuna kadar uçtuğunu, evine vardığını ve güvende olduğunu tahmin ediyorum. Umarım güvendesindir. Şu anda ailene nasıl bir rahatlık sunduğunu hayal bile edemiyorum. Güzel çocukları sonunda döndü! Evini gözümün önüne getirmeye çalışıp duruyorum. Bana küçük olduğunu, bir ağaç eviniz olduğunu ve garajınızın, baban ile kız kardeşinin tüm işlerini yaptıkları yer olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Bunun dışında hayal gücüme güvenmek zorundayım. Kız kardeşine sıkıca sarıldığını ya da küçük erkek kardeşinle sağda solda top koşturduğunu hayal ediyorum. Bunu hatırlıyorum biliyor musun? Onun top oynamayı sevdiğini söylediğini.
Evine seninle birlikte yürüyüp gittiğimi hayal etmeye çalıştım. Nerede büyüdüğünü görmek için; bu hoşuma giderdi. Erkek kardeşinin etrafta koşmasını ya da annen tarafından sevilmesini görmek de iyi olurdu. Yakınındaki insanların varlığını, parkelerin çatırdadığını ve kapıların kapandığını hissetmek, sanırım rahatlatıcı olurdu. Evin bir köşesinde oturmak ama yine de mutfağın kokusunu duymak, hoşuma giderdi. Hep gerçek evlerin, ne pişiriliyorsa onun kokusuyla dolup taştığını hayal etmişimdir. Hiç iş yapmazdım. Hiçbir şey. Ordular yada bütçeler ya da uzlaşmalara dair. Seninle birlikte otururdum, belki sen piyano çalarken ben de fotoğrafçılık üzerinde çalışırdım. Birlikte Beş olurduk, tıpkı dediğin gibi. Akşam yemeği için ailene katılabilirdim, fısıldaşmak ve sıramızın gelmesini beklemek yerine birbirimizle konuşup muhabbet ederdik. Ve belki boş bir yatakta ya da kanepede uyurdum. Bana müsaade etseydin, yanında yatardım. Bunu bazen düşünüyorum. Yanında uykuya dalmayı, yani, sığınakta yaptığımız gibi. Nefes alıp verişini duymak, beni bir başıma hissetmekten alıkoyan sessiz ve yakın bir şeyin olması hoştu. Bu mektup, budalaca oldu ve sanırım, budalanın teki gibi görünmekten ne kadar tiksindiğimi biliyorsun. Fakat yine de öyle görünüyorum. Senin için.
Taehyung
29 mayıs 22:30
Sevgili Hoseok,
Neredeyse yatma vakti ve gevşemeye çalışıyorum ama gevşeyemiyorum. Tek düşünebildiğim sensin. İncineceğin fikri beni dehşete düşürüyor. Durumun iyi olmasaydı, birilerinin bana bunu söyleyeceğini biliyorum ve bu da kendi paranoyasını doğuruyor. Birileri bana bir mesaj iletmek için gelirse kalbim bir anlığına duruyor: Gittin. Asla geri gelmeyeceksin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the selection | vhope
FanfictionIlléa ülkesinde tüm gençler doğdukları günden beri sınıf atlamanın peşinde. Paha biçilmez mücevherlere, göz alıcı takımlara ancak bu şekilde sahip olabilecekler. Bunun için tek bir şansları var: Seçim. Kıyasıya bir mücadeleyle geçen Seçim'i kazanman...