"Ohhhh sonunda . Bir kaç provadan sonra kayda başlayalım."
Kafamı salladım minik bir tebessümle.
Tam 2 haftadır jeongin sunbae ile çalışıyordum. Bunun dışında hiç birşey yapmamıştım. Tabiğğ geçen gunü saymazsak.3 gün önce /24 mart
1 yıl olacaktı buraya geleli. Gün sayıyordum ama gün değil ay olarak. Buraya geldiğinden beri acaba bu hangi gün diye baktığım belki 3 defa falandır. Eee dolayısıyla bugünün anlam ve öneminide unutmuştum. Hoş gerçi çok önemsemem bu günü ama.
Yorgunluktan elimi kaldıramıyordum. Sabahtan beri halsizdim zaten. Derslerde sürekli saate bakıyordum.
Sonunda son dersten çıkıp stajyer yurdunun olduğu tarafa gidecektim ki telefonum çaldı. Arayan do jin unnieydi.
"Efendim unnie."
"Jyp kafeteryasında seni bekliyoruz."
" Unnie çok yor-"
"İtiraz yok."
Oflayarak ayaklarımı asansöre çevirdim. Ne işleri vardı bu saatte kafeteryada. Yemek yemekte yasaktı.
Aşağı inince koridorda heryerin ışığı kapalıydı. Doğaldı çünkü saatin onunda genelde burası kapalı olurdu.
Kafeterya kapısına geldim. E burasıda karanlıktı. Aniden açılan ısık ve kafamda patlayan konfeti ile korkmuştum. Duvardaki happy birth day yazısını görünce telefonumun ekranına baktım. Bugün doğum günümdü gerçekten unutmuştum.
Dojin,sojin,hyungmin unnie ,hwa heeshi ve diğer tanıdığım yirmiye yakın stajyere eğilerek teşekkür ettim.
Kafeterya süslenmiş, adeta minik bir parti organize edilmişti. Masalara oturan stajyerler ve skz'nin bir şarkısıyla dans eden stajyerler vardı. Zaten çok kalabalık değildi.
İçeri hyunjinin girmesiyle tüm stajyerler ayağa kalkıp selam verdi. Hyunjin sunbaede stajyerlere selam verdi. Ardından eliyle beni dışarı çağırdı.
Yanına gittim ve bana:
" 5 dakika benimle dışarıdaki parka gelir misin?"
" Saat geç oldu sunbae kızabilirler."
" Ben varım bişey olmaz. Hem uzaya gitmiyoruz ya alt tarafı yandaki parka gideceğiz."
Başımı salladım.***
Gelince banklardan birine oturduk.
" Evet sunbae neden çagırdın beni buraya."
Bir kaç dakika öylece bana baktı. Ardından cebinden bir kutu çıkardı.
"18 .Yaş günün kutlu olsun."
Kutuyu elinden aldım. Kapağını açtım. İçinden çok zarif bir kolye çıkmıştı. Hafif pembeye kaçan mor tonlarında bir lotus çiçegiydi. Ama gerçekten eşsiz duruyordu."Sunbae... Bu-bu gerçekten çok güzel."
Kafasını eğerek çok küçük gülûmsemişti. Sanırım görmemi istemedi ama görmüştüm.
"Teşekkür ederim."dedim. Aslında bir yanım bu kolyeyi almamın doğru olmadığını söylüyordu. Ama saygısızlık etmek istemezdim.
Kolyeyi takmak için elime aldım. Ne kadar uğraşsamda beceremedim. Hyunjin sunbae kolyeyi elimden aldı ve nazikçe boynuma taktı.
Etrafına bakıp derin bir nefes aldı.
" Ee gidelim artık."
"Gidelim gitmesine de sen benim doğum günümü nerden biliyorsun?"
Cevap vermedi ve yürümeye devam etti.***
Kızlar kolyemi gördüklerinde stajyerlerin birinden gelen bir hediye olduğunu söylesemde hiçbiri bu yalana inanmamıştı. Çünkü biraz pahalı bir kolye gibiydi. Sürekli tekrar tekrar soruyorlardı. Ama sürekli geçiştiriyordum onları. Çünkü söylesem mutlaka altında bir şey ararlardı. Oysaki dostça alınmış bir hediyeydi bu.Aslında ne kadar böyle düşünsemde üç gündür aklıma takılan bir soru vardı.
Hyunjin sunbae bana neden hediye almıştı? Bu hediye gerçekten dosttçamıydı?
Tabiki de seul hee saçmalama. Dedim içimden.
Ardından vokal stüdyosunun yolunu tuttum.
" Hah sonunda geldin seul heeshi."
" Biraz geciktim sunbae kusura bakma."
" Tamam tamam sorun değil. Biraz egzersiz yap sesin açılsın. Sonra kayıt odasına inelim."
Kafamı salladım.
Yaptığım bir kaç şeyden sonra son bir kez prova yaptık ve kayıt odasına inmek için çıktık buradan. Heyecandan elim ayağım titriyordu. Asansör kapısı açıldığında içinde hyunjin sunbae vardı. Niye şirkete geldiki sabah sabah diye düşünürken jeongin sunbae konuşmaya başladı.
"Hoşgeldin hyung. Teşekkür ederim." Ardından bana döndü.
"Seul heeshi onu ben çağırdım. Kayıt yaparken bir hyungumun yanımda olmasını istedim. Ama sen rahatsız olabilirsin diye düşündüm. Sonra sizin birlikte dans ettiğiniz aklıma gelince hyunjin hyungun yanında utanmazsın diye düşündüm. Sorun yok değil mi?"
"Yok" dedim sesimin içeri kaçtığını hissederek. Ardından asansöre bindim. Asansörün arka kısmında ben ve hyunjin sunbae, önümüzde ise jeongin sunbae duruyordu. Heyecandan titreyen elim artık daha fazla titriyordu ve bacaklarımda ellerime eşlik ediyordu. Beklemediğim bir haraketle hyunjin sunbae elimi tuttu ve kısık sesle "sakin ol" dedi.
Şuan ölmezsem daha ölmem diye düşünüyordum. Kalbim küt küt atıyordu.
Bu aralar hyunjin sunbae bana niye böyle davranıyordu. Bana karşı tavırları değişmişti.Yoksa değişen benim düşüncelerim mi?
***
Silağğmm.Bölüm nasıldı?
Fazla mı abarttım.
Bence normal çünkü çok uzamıştı bu stajyer idol ilişkisi.
Bu arada en uzun bölüm bu sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ STAJYER | 𝐻𝑤𝑎𝑛𝑔 𝐻𝑦𝑢𝑛𝑗𝑖𝑛
Fanfictionjyp'nin yeni stajyeri olacak olan seul hee'nin en büyük hayali stray kids ile tanışmaktır. Ne kadar yeteneksiz olduğunu bilsede-daha doğrusu sansada- zaten kazanamam deyip jyp seçmelerine katılır. Ailesinden habersiz katıldığı seçmelerin sonucu i...