•Bölüm 9

925 60 21
                                    


•••
Uzun bir aradan sonra Müptela yeni bölümü ile sizlerlee, Keyifli Okumalar!
___________

Karaca Kurtuluş

Mutfağa inip kendime su doldurdum. Suyumu içtikten sonra Azer için de bir bardak doldurup mutfaktan çıktım. Salona çıktığımda Azer ile Yılmaz'ı konuşurken görmüştüm. Salona girip Azer'e baktım.

"Ben odaya çıkıyorum." dedim Azer'e.

"Tamam, geliyorum şimdi." dedi.

Odaya çıkıp bardağı komidine bıraktım.
Geçirdiğimiz zor günün ardından yatağa uzanıp tavanı izlemeye başladım. Kafamı çevirip duvardaki saate baktım.

05.28

Neredeyse sabah olmak üzereydi ve uyku bütün bedenimi sarmıştı. Ama uyymayacaktım Azer'i bekleyecektim.
Bugün o kadar korkmuştum ki, onu kaybedecek olma ihtimali bile beni mahvetmişti. Ona ne ara bu kadar bağlanmıştım bilmiyordum. Onu sevdiğimi kendime bile itiraf edememişken, onun beni sevdiğini öğrenince ne yapacağımı şaşırmıştım. Ayrıca 2 gün sonra Azer'in doğum günüydü. Bu bilgiyi de dün Ceylan'dan öğrenmiştim. Dün Ceylan ile bu konuyu konuştuğumuzda Azer'in yıllardır doğum gününde ortadan kaybolduğunu telefonunu dahi kapattığını söylemişti. Bu durum beni oldukça şaşırtsa da aşırı derecede merak etmiştim. Dahası Azer'in benden beklediği bir cevap da vardı. Kapı açılınca yerimde doğrulup kimin geldiğine baktım. Azer içeriye girip yanıma oturdu. Gözüm kolundaki yaraya çarpınca parmaklarımı yavaşça yaranın üzerinde gezdirip ona baktım.

"Canın acıyor mu? Ağrın varsa ilaç getirmemi ister misin?" dedim.

Elini yanağıma koyup okşamaya başladı. Öyle bir bakıyordu ki bakışları içime akıyordu sanki.

"İyiyim ben endişelenmene gerek yok. Hadi gel uyuyalım artık." dedi.

Ona başımı sallayıp yatağa yanına uzandım. Kolunu yanına gitmem için bana doğru uzattı.

Tereddütle "Ya yaraların acırsa." dedim.

"Sen benim canımı acıtmazsın iyileştirirsin sadece." dedi.

Gülümseyip yanına yaklaştım. Kollarımı bedenine dolayınca o da ellerini belimde birleştirmişti. Saçlarıma uzun bir öpücük kondurdu. Ona da da sokulup kafamı boyun girintisine gömdüm.

"Bugün o kadar çok korktum ki sana birşey olucak diye." dedim. Sesimde hala korku vardı.

"Ama burdayım bak yanındayım, iyiyim." dedi. Sesi beni sakinleştirmek ister gibiydi.

"Söz ver birdaha gitmeyeceğine." dedim.

"Son nefesimi verene dek yanında olacağım, söz veriyorum."

Buruk bir gülümseme ile kokusunu içime çekip gözlerimi kapattım. Ölümden bahsetmesi bile korkutuyordu artık beni.

"Ayırca." dedim hızla gözlerimi açıp. "Bana birşey söylemeden benimle vedalaşıp gitmeni de sonra konuşacağız." dedim sinirle.

"Konuşuruz Karaca, konuşuruz." dedi.

Uyumak istiyordu farkındaydım. Daha fazla üstlenmeyip boynuna bir öpücük kondurdum. Gözleri kapalıydı ama gülümsemişti. Bende gülümseyip gözlerimi kapattım.

Ertesi Sabah...

Yüzüme vuran güneş ışığı ile gözlerimi araladım. Yanımda Azer'i göremeyince etrafa baktım. Aynanın önünde üstünü düzeltiyordu. Yerimde doğrulup gözlerimi ovuşturdum.

Mᴜ̈ᴘᴛᴇʟᴀ  (AᴢKᴀʀ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin