•Bölüm 11

700 47 3
                                    


                    Keyifli Okumalar!
                 _______________________

Karaca Kurtuluş

Olaylı geçen bir akşamın ardından niyahet sabah olmuştu. Bütün gece neredeyse hiç uyumamış, Leyla'yı sakinleştirmeye çalışmıştık. Ama nafileydi. Haliyle çok sinirlenmişti. Bir ara Yılmaz'a evlenmekten vazgeçtiğini belirten bir mesaj göndermişti. Benden önemli başka işlerin varsa bundan sonraki hayatını onlarla geçirirsin demişti. Yılmaz'a da üzülmüştüm sonuçta o Azer ne derse onu yapıyordu. O yüzden Azer'e de kızgındım. Birkaç saatlik uykuyla duruyordum. Ama yorgun değildim. Saat 08.13 geçiyordu. Sabaha karşı Leyla'ya dinlenmesi gerektiğini söyleyip zorla uyutmuştuk. Şimdi de birşeyler atıştırıyordum. 1 saat sonra kuaför randevumuz vardı. Çayımı da içtikten sonra yukarıya çıktım. Odaya girip çantanın içince bu akşam yiyeceğim elbiseyi ve ayakkabıyı koydum. Diğer gerekli malzemeleri de koyduktan sonra rahat bir elbise giydim. Ben aynadan kendime bakarken Ceylan kapıyı tıklatıp içeriye girdi.

"Günaydın." dedi neşeli sesi ile.

"Günaydınn. Leyla uyuyor mu?" diye sordum.

"Yanından geliyorum şimdi uyanmış hazırlanıyor."

"Tamam."

Çantayı alıp Ceylan ile birlikte odadan çıktım. Biz aşağıda beklerken Leyla'da gelmişti. Evde öyle bir telaş vardı ki herkes bir yerlerde koşuşturuyordu.  Evden çıkıp dışarda bizi bekleyen arabaya bindik. 16 dakika sonra kuaförün önüne gelmiştik. Eşyaları alıp içeriye geçtik. İlk başta Leyla'nın makyajı yapılacaktı. Yaklaşık 31 dakika süren makyajın ardından Leyla gülümseyerek bize döndü.

Gülümseyip "Çok güzel oldun." dedim.

Ceylan'da benim dediklerimi onaylar şekilde başını sallamıştı. Telefonumu elime alıp fotoğrafını çektim. Koltuğa oturup mesajlardan Yılmaz'ı buldum. Az önce çektiğim fotoğrafı Yılmaz'a gönderdim.

 Az önce çektiğim fotoğrafı Yılmaz'a gönderdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gönderilen: Yılmaz

"Bu kıyağımı da unutma.😉"

Mesajı gönderdikten sonra Ceylan'a gösterip sonra memnuniyetle gülümsedim.

"Sen varya çok fenasın."

Gururla gülümseyip pencereden dışarıya baktım. Sonuçta Yılmaz'ın bu geç gelme olayı ile pek bir bağlantısı yoktu. Garibim Azer ne derse onu yapıyordu.

"Bende seninkini abime göndericem." dedi muzur bir ses ile.

Gözlerimi fal taşı gibi açıp Ceylan'a döndüm.

"Hele bi öyle birşey yap, seni Taşköprü'den aşağıya atarım."

"Ne konuşuyorsunuz siz fısır fısır."

Mᴜ̈ᴘᴛᴇʟᴀ  (AᴢKᴀʀ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin