•Bölüm 3

1.7K 88 17
                                    

Keyifli Okumalarr!
_________

Karaca Kurtuluş

Kilyos'taydık. Büyük bir kapıdan içeriye girince yeni evimizin burası olduğunu anladım. Önceki eve pek de benzediği söylemezdi. Daha moderndi. Yeni yapılmışa benziyordu. Araba durunca Azer indi arkasından bende indim. Korumalardan biri Azer'in yanına gelip birşeyler söylemeye başladı. Meraklı bakışlarla etrafı izlerken Azer'de yanıma gelmişti.

"Hadi gel evi gezdireyim sana."

O eve doğru yürüyünce bende arkasından içeriye girdim. Önceki evden daha büyük bir evdi. Zaten bu kadar kısa sürede ev nasıl bulmuştu bir türlü anlayamamıştım. Girdiğimiz kapının sol tarafında aşağıya inen ve yukarıya çıkan merdivenler vardı. Azer'in arkasından 3 basamaklı merdiveni inip salon olduğunu düşündüğüm yere geldim. Büyük ve beyaz tonların hakim olduğu bir yerdi. Boydan pencerenin önünde büyük bir yemek masası vardı. Dışarıya baktığımda aşağıdaki havuzu görmüştüm.

"Burası salon, aşağıda mutfak ve oturma odası var. Bahçeye de ordan çıkılıyor."

Ona kafa sallayıp bakışlarımı bahçeden Azer'e çevirdim.

"Gel yukarıya çıkalım."

Üst katın koridoruna çıkınca burada pek oyalamamıştık.

"Burda misafir yatak odaları ve çalışma odası var. Seni pek ilgilendiren şeyler değil yani. Merak edersen bir ara gezersin."

"Gezerim belki."

Bana kafasını sallayıp üst katın merdivenlerini çıkamaya başladı. Kaç katlıydı bu ev! Bende arkasında çıkıyordum. Aşağıdaki ile aynı olan koridora geldiğimizde burada 1 kapı vardı. Nasıldı yani? Koskoca katta 1 oda mı vardı. Kapının önüne gelip açtı ve geçmem için yol verdi.

"Burası da bizim odamız."

Bizim...

Hayran dolu bakışlarımı etrafta gezdirip Azer'e döndüm.

"Azer burası çok güzel."

2 duvarı komple cam olan odada, orman manzarasının arkasındaki denizi görmem nefesimin kesilmesine sebep olmuştu.

"Deniz manzarasını seviyordun galiba?" munzur bir ses ile.

"Sen nerden biliyorsun ki?" Diye sordum şaşkınla.

"Kuşlar söyledi diyelim." Dedi.
Bu söylediğine gülüp kollarımı birbirine bağladım. Camın önüne doğru yürüdüm. Aklıma gelen şey ile kaşlarımı çatıp Azer'e döndüm.

"Bu evi bu kadar kısa sürede nasıl buldun?"

"Bu eve zaten taşınacaktım. Yapım aşamasındaydı. Annemler o evde kalacak ben buraya geçecektim. Ama bugün olanlardan sonra işler karıştı. Erken geldik. Önemli işler bitmiş neyse ki. Birkaç ufak şey var halledilecek."

Anladığımı belli etmek için kafamı salladım.

"Çok güzel bir ev burası, hayran olunası."

"Beğenmene sevindim. Birkaç yılımı aldı ama değdi. Hadi sen eşyalarını yerleştir ben aşağıdayım."

"Tamam."

"Bu arada sağ taraftaki kapı banyo, sol taraftaki giyinme odası."

Bakışlarını iki kapıdan ayırıp arkama çevirdi. Bende istemsizce arkama bakmıştım.

"O kapı da terasa çıkıyor."

3. Katın bu odadan geri kalan kısmının teras olduğunu anlamıştım.
Azer odadan çıkınca yatağa oturup eşyalarımı yerleştirmek yerine düşünmeye başladım. Şuan olanlar çok garipti. İki düşman insan değiliz gibi hissediyordum. Belki de artık öyle değildir! İç sesim sinirlerimi bozarken bu saçma düşünce son vermek adına ayağa kalktım. Giyinme odasının kapısını açıp içeriye girdim. Diğer evdekinden daha büyük olan giyinme odasına da hayran kalmıştım. 3 tarafında da koyu renk cam olan dolaplar ve ortasında puf vardı. Kapının yanında da boy aynası. Yeteri kadar incelediğimi düşündüğüm odaya eşyalarımı yerleştirmeye başladım.
Azer'in bavullarını görünce yerleştirsem mi diye düşündüm. Sonra bu düşünce ile yine kendime kızıp aşağıya indim. Azer koltukta oturmuş telefonuna bakıyordu. Yemek yemek gibi bir niyeti yoktu sanırım. Merdivenlerden inip karşıdakı mutfağa girdim. Dolapları biraz karıştırıp bakliyet dolabını buldum. Herşeyin tam olması şaşırmama sebep olmuştu. Makarna paketini alıp hazırlamaya başladım. Sosunu da hazırladıktan sonra üzerine döktüm.

Mᴜ̈ᴘᴛᴇʟᴀ  (AᴢKᴀʀ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin