Sırlar Okulu

Kurban

ERIN: Bu planın rayında ilerleyebilmesi için Sırlar Okulu'nun ardında ipleri elinde tutacak birine ihtiyacımız vardı. Sizin çakma müdür sandığınız gereksizi yönetecek biri. Başka bir deyişle, iş çeviren birisi. Ama analizlere dayanarak, Ally'nin bu rolü oynayamayacağını gördüm. Çünkü kendisi zavallı bir kardeşti. O kadar zavallıydı ki kendi başına paralı asker grubuna katılıverdi. Bu sebeple kuklacı ben oliyim dedim ve o da bu okulda okumaya devam edebilirdi. Ama sonra bir aksaklık çıktı. Ally'nin "En Iyi Asker" başlığını diyorum. Çok saçma ve umutsuzcaydı. Toplumun onun gibilerine ihtiyacı olmadığını bilmek için bir bilim adamı olmanız gerekmiyor. Diğer taraftan benim güzelim "En iyi Model" ünvanımın da boşa gitmesi kötü olurdu.

DEAN: Bu yüzden kız kardeşinle yer değiştirdin.

Hepimiz dikkatlice Erin'in dediklerini dinliyorduk. Ama Blake onları durdurdu.

BLAKE: Bu kadar salakça tanıtım yeter. Bu okulun gizemi konusunu saptırmaya mı çalışıyorsun?

CHRISTIE: Okulun gizemi... Bunun hafıza kayıplarımızla bir alakası var, değil mi?

ERIN: Evet. Cevap kayıp hafızalarınızda yatıyor olmalı. Belki de bunu görünce hatırlarsınız.

Erin, buraya gelmek için kullandığı gizli kapıdan içeri girdi. Oradan tıkırtı sesleri gelmeye başlamıştı. Daha sonra tekerlek sesi geldi ve Erin, üzerinde büyük bir televizyon olan , tekerlekli masayı cekistirerek sandalyesinin olduğu yere getirdi. Daha sonra televizyonu açtı.

Çıkan şeyle hepimiz şok olmuştuk. Çok kötü hissettim ve ne yapacağımı bilemedim. Dışarıyı görmeyi çok istiyordum ama olacağı bu muymuş!?

ERIN: İşte hep çıkmak istediğiniz yer böyle bir hal aldı!

Bu iyiye alamet değil.

ZACH: O halde ne yapacağız?! Hiç anlamıyorum!

Ekranda bir yer gösteriliyordu ama neresi olduğu hiç belli değildi. Herkes elinde sopalarla birbirlerini dövüyor, birbirlerini öldürüyorlardı. Herkes yoksulluk içindeydi ve binalardan ateşler yükseliyordu. Hani filmlerde dünyanın sonu gelecek diye savaş alanına benzeyen yerleri gösterirler ya, aynen öyle olmuş. Ama bu sefer gerçek hayatta. Hiç yeşillik alan kalmamış, gök yüzü gri renkteydi.

VICTORIA: Neler olmuş böyle. Ekranda gösterilen yer neresi?

ERIN: Neresi olduğu önemli değil. Sorun olan, her yerin bu halde olması.

EVA: Eğer hiçbir şey hatırlamazsak işimiz biter. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

Eva haklı. Hafızalarımızı sildiler. Eva'nınkini de sildiler. Evet. Dur biraz... Eva'nınkini sildiler ama ya B.M.? Onlar aynı hafızaları paylaşmıyordu!

VICTORIA: Eva! Belki de o hatırlar!

EVA: K-kimden bahsediyorsun?

VICTORIA: Diğer sen! Bloody Mask!

EVA: Ha?!

VICTORIA: Ikiniz bilgilerinizi paylaşıyorsunuz ama hafızalarınızı paylaşmıyorsunuz, değil mi?

ZACH: Bunu nasıl düşünmedik! Eva çabuk ol!

EVA: O-Onunla değişmemi mi istiyorsunuz yani?! İmkansız!  Y-yapmayacağım!

BLAKE: Eva sen bizim son umudumuzsun.

Blake'in dediğinden sonra Eva hemen bayıldı. Demek ki başından beri bu lazımmış. Birkaç dakika sonra uyandı. Fakat bu sefer Bloody Mask'di.