Multimediada Sam ♥
Marie'nin ölümünün üzerinden 4 gün geçti. Ben soruşturmayı Sam ile birlikte yapıyordum. Bulduğumuz şey Marie'nin mutfak bıçağıyla öldürüldüğüydü sadece. Bence bu önemli bir bilgi. Demek oluyor ki katil bıçağı almak için mutfağa gitti. Aslında sadece bunu bulduk sanırım. Şuan aklımdakileri birleştiremiyorum. Nasıl oluyorsa bu yeteneğimi zor anlarda kullanabiliyorum. Şuan koridorda yürüyordum. Odaya gidip üzerimdekileri değiştirmem lazımdı. Çok yorulmuştum ve ter koktuğumu hissediyordum. Bir anda hoparlörden müdürün sesini duydum.
''Sınıf Mahkemesi başladı. Hepiniz kütüphaneye gelin hemen.''
Harika üstümü değiştirmeden gitmem lazım. Acaba kütüphane neredeydi? Diye düşündüm kendi kendime. Ha hatırladım spor salonunun yanında. En sessiz ve en sesli yer yan yana bu nasıl mantık acaba. Kütüphaneye gelirken yolda diğerlerini gördüm. Bazıları benim gibi çok heyecanlı, bazılarıysa daha rahat. Fakat kimse kimseyle konuşmuyordu.
''Selam''
Sesin geldiği yere bakmak için arkamı döndüm ve Sam'i gördüm. ''Selam'' diye karşılık verdim. Soğuk olabilirim ama çoğunluk benden şüphelenirken böyle olmam çok normal.
Kütüphaneye gittiğimizde müdürü bir kenarda otururken gördüm. Ayağa kalktı ve kitaplıktan gri eski bir kitabi hafif ittirdi ve bir anda kitaplıklar yana kaydı.
''Burası sadece Sınıfı Mahkemesi olduğu zamanlarda açılacak. Onun dışında açmaya çalışsanız da açamazsınız.''
Hep birlikte açılan yere gittik. Baya büyük bir asansör burası ve sadece bir tane düğmesi var. Herkes içeri girince müdür kapıyı kapattı ve aşağı indik. İşte başlıyoruz. Umarım benim suçlu olmadığıma inanırlar da ölmeyiz. Kapı açıldı. Kocaman bir sınıf vardı karşımda. Tam ortada da bir yuvarlak ama içeri doğru yamukları var. Yamukların olduğu yerde de kürsü gibi yüksek basamak var. Bu yerlerden iki tanesinde resim var. Bizim boylarımızda sopalara Marie ve Erin'in resmini koymuşlar üzerine de çarpı yapmışlar. Tam karşıda da yüksek kral tahtı gibi bir koltuk var. Müdür gitti ve oraya oturdu.
''Demek ki burası sınıf. '' Dedim sesli düşünerek.
''Evet işte sonunda buradayız. Nasılmış ama? Kusursuz bir yer değil mi?'' diye sordu müdür.
''Mide bulandırıcı dedi Deamon.'' O sırada bir anda Dean:
''Bir dakika. Başlamadan önce öğrenmek istediğim bir şey var. Neden Marie ve Erin'in olması gereken yerlerde onların üzerine çarpı atılmış bir resmi var?''
''Sırf öldüler diye onları eğlenceden mahrum etmenin ne anlamı var?'' dedi müdür. Gayet eğleniyora benziyordu.
''Peki bu fazladan yer ne için? Sadece 17 kişi varken 18.yeri koymanın anlamı nedir?'' Dean'in dediği şey dikkatimi çekmişti. Haklıydı. Ölen ve yaşayanların yerleri dışında fazladan bir yer daha vardı ve boştu.
''Önemli bir nedeni yok. Bu en fazla 18 kişi yargılama yapabilir demek oluyor. Öyleyse daha fazla ses çıkartmayın da Sınıf Mahkemesine başlayalım.''
Hepimiz yerlerimize geçtik. Dean söyleyene kadar 18 yer olduğunu fark etmemiştim. Marie'nin resminin yanındaki yere geçtim. Suçlu burada. Hala inanmak istemiyorum. Bunu yine başkasından duymadan inanamayacağımı fark ettim.
''Suçlu gerçekten burada mı şimdi?'' diye sordum.
''Tabiki de burada.'' diye cevap verdi müdür.
''Şimdi gözlerinizi kapatın ve suçu işleyen elini kaldırsın!'' dedi Daniel. Şaka yapıyordu sanırım. Sebastian buna karşılık garip bir gülümseme yaptı.
''Ne kadar saçma bir fikir. Neden bunu yapıyoruz ki? Hepimiz biliyoruz suçu işleyen Victoria.'' Dedi. Herkesin gözleri bana dönmüştü.
Demiştim ben benden şüpheleniyorlar. O sırada Sam beni savunmak için ağzını açtı.
''Hayır Victoria olamaz. Çünkü suçlu bir mutfak bıçağıyla öldürüldü. Victoria'yla hep beraberdik mutfağa hiç gitmedi.''
''Öyleyse mutfağa giren herkes bir anlamda zanlı olma kapasitesine sahip. ''Dedi Zach.
Haklı. Yemeği de hep kentinden aldım mutfağa gitmedim asla.
''Bir dakika! Onu korumadığını nasıl bilelim?''
Christie konuşmaya başladı. ''Doğru söylüyor. Çünkü o gün Jessie ile mutfaktaydık. Pasta yedik.'' Christie'ye karşılık Eva kısık bir sesle konuşmaya başladı.
''Birlikte her şeyi planlayıp kendini suçsuz göstermeye çalışmadığını nereden bilelim?'' dedi. O sırada müdür konuştu.
''Eğer bir suç ortağı varsa yinede mezun olacak tek kişi katilin kendisidir.''
Buna karşılık Blake, ''Tablette de öyle yazıyor. Bütün kuralları yazmışsın bu tabletlere. Öyleyse birine yardım etmenin hiçbir manası yok.'' Dedi.
''Eğer siz bıçağı almadıysanız o bıçağı kim aldı? Öt bakalım canım benim!'' Dedi Eva. Christie tam ağzını açacakken Jessie konuştu.
''Biz oradayken gelen ve bıçağı alabilecek olan tek bir kişi var.'' Çok ciddi duruyordu. Christie'nin tam tersine korkmuşa benzemiyordu.
''Bunu neden daha önce söylemedin?'' dedim.
''Çünkü o şimdi ölü. Marie biz oradayken gelen ve bıçağı alabilecek tek kişi. Başka bir ihtimale yer yok. Biz mutfakta konuşurken bir anda kapı açıldı ve Marie geldi. Susadığını söylemişti. Şimdi aklıma geldi. Daha önceden düşünmemiştim bunu.''
''Ya kendini savunmak için aldıysa? Ben hala aramızdan birinin, başka birisini öldüreceğini sanmıyorum.'' Dedim sinirle.
''Fark etmez. Katil bıçağı Marie'nin elinden alıp onu öldürmüş olur. Yani demek istediğim hâlâ şüphelisin.'' Dedi Blake. Eva da onu onaylayarak ''Gördünüz mü?! Victoria yapmış işte!'' Dedi.
''Ben yapmadım!'' Diye bağırdım. Korkmaya başlamıştım.
''Duruşmayı farkı yerlere sürüp suçunuzu başkalarının üzerine atmaya çalışıyorsunuz!'' Dedi Micheal. Neden kimse bana inanmıyor? Eğer böyle devam ederse hepimiz öleceğiz!
Ʈ�R���
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırlar Okulu
Mystère / ThrillerEn yetenekli öğrencileri toplayarak onlara en güzel geleceği vermekle ünlü okula davet aldım ve yatılı olarak bu okula geldim.Bir anda bütün hayatın değişebilir diyorlar. Bu okula geldim ama bu okuldan sadece bir şekilde çıkabilirim. ÖL YA DA ÖLDÜR...