Herkese en iyisinden geceler! Bu saatte bölüm paylaşılır mı sevgili yazar, dediğinizi duyar gibiyim fakat bölüm bitince dayanamayıp paylaşmaya karar verdim. Bu bölüm yazarken en çok zorlandığım bölümlerden biri oldu. Öyle ki şu an bu bölümü paylaşıyor olduğuma inanamıyorum bile dlksjdhghjf!
Çok uzun bir aranın ardından yeni bölümü ancak yayınlayabildiğim için bu bölümü özellikle uzun tuttum. Öyle ki bu zamana kadar yazdığım en uzun bölüm oldu. Bu yüzden lafı fazla uzatmadan sizleri bölümle baş başa bırakıyor ve en keyiflisinden okumalar diliyorum.
-Dilerseniz bölümü multimedya'daki şarkıyla birlikte okuyabilirsiniz. :')
21.Bölüm: Buradayım, buradasın.
"Sonu ona ulaşacak olan yolun karanlık olmasının imkânı yoktu."
Dakikalardır dizlerimin üzerine çökmüş, elimdeki resmi inceliyordum. Her şeyi yanlış yorumluyor olabilir miydim? Belki de her şey düşündüğümden çok daha farklıydı. Belki de tüm bunlar koca bir tesadüften ibaretti. Gerçekten böyle miydi yoksa ben böyle mi olmasını diliyordum, bilmiyordum.
Yiğit Tunalı, gerçekten düşündüğüm gibi Emir'in abisi olabilir miydi? Bu zamana kadar bize bunları yaşatan kişi, Emir'in abisi olabilir miydi? Yiğit, herkes olabilirdi. Emir'in geçmişinde küs ayrıldığı bir arkadaşı ya da uzaktan bir akrabası olabilirdi. Fakat Yiğit, Emir'in abisi olamazdı. Olmamalıydı. Emir'in kahraman olarak gördüğü kişi, ona bunu yaşatan kişi olmamalıydı.
Nefes alamıyormuşum gibi hissediyordum. Sanki odadaki tüm oksijen bitmişti de biraz daha burada kalırsam ölecekmişim gibi bir his oturmuştu ciğerlerimin tam üzerine. Bu yüzdendir ki her ne kadar açamayacağımı bilsem de oturduğum yerden yaslandığım yataktan güç alarak kalkmış ve pencerenin önüne gelmiştim. Kulpları tutup birkaç kez açmaya çalışmıştım fakat başarılı olamamıştım. Sağ elimi kalbimin üzerine koyup başımı pencereye yasladığımda pencereyi açıp nefes alamasam da en azından gökyüzünü görebiliyor olmak biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı.
Hava yeni yeni kararıyordu. Bu yüzdendir ki gökyüzüne mükemmel bir kızıllık hâkim olmuştu şimdi. Bir süre bu güzelliği izledikten sonra pencereden ayrılmaya karar vermiştim ki gözlerim pencereden aşağısına kaymıştı. Çok yüksekteydik. Öyle ki bulunduğum konumdan sokaktan geçmekte olan beyaz kediyi güçlükle ayırt edebilmiştim. O sırada Yiğit'in beni pencerenin önünde yakaladığı andaki sözleri gelmişti aklıma, 7. kattayız. Pencereyi açabilsen bile atlayıp kaçman biraz imkânsız görünüyor, demişti bana. Ondan duyduğum bu sözler hemen akabinde aklıma Emir'le kampta yaptığımız o konuşmayı getirmişti.
"Bir gün, annemi çok özledim. O hiç görmediğim, yüzünü sadece fotoğraflardan gördüğüm annemi çok özledim. Babam bana hep annemin bulutların üzerinde olduğunu ve beni oradan izlediğini anlatırdı küçükken. İzlediğim çizgi film ve babamın sözleri birleştiğinde kendimi evimizin balkonunda bulmuştum. 7. Katta oturuyorduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
Dla nastolatkówGüneş'ken parlamak kolaydır, değil mi? Peki ya siz hiç Ay'ken parlamaya çalıştınız mı? Işığınız yıllar önce elinizden alınmışken ve bu yüzden kapkaranlık kalmışken parlamaya çalıştınız mı? Ya da tamamen boş verip karanlığı seçtiğiniz ve bu yüzdendir...