Bölüm 70 ( FİNAL )

3.7K 196 81
                                    

Yazar'ın Anlatımıyla 6 Yıl Sonra

Zaman, her şeyin ilacı mıydı gerçekten? Yoksa bu büyük bir yalan mıydı?

Zamanla tüm yaralar iyileşir miydi? Yoksa yaralanmaya alıştığımız için acı çekmeye de mi alışırdık?

İstisnasız hepsi çok zor zamanlardan geçmişti. Gerek fiziksel gerekse ruhsal acılarla başa çıkmaya çalışmışlardı. Ve hepsi de başarmıştı. İçlerindeki acıların geçmesini beklemeden bastırmışlardı onları. Güç olmuştu belki ama eğer o zaman o acıları çekmeselerdi şu an bu kadar mutlu olamazlardı.

Bir söz vardır bilir misiniz?

" Gülüşü güzel olanı acısı çoktur. " diye. İşte durum aynen buydu. Bugünkü güzel gülüşlerin hepsini geçmişteki acılarına borçluydular.

Hayat buydu işte. Tüm zorlukların arasında sana tecrübe de kazandırırdı. Bu sayede bir daha hata yapmadan iyi bir gelecek sunardı.

" Çocuklar hadi bakalım. Buraya gelin. Karnınız acıkmadı mı? " Ekin tüm çocuklara birden seslendi. Onlara bir teyzeden çok ikinci anneleri gibi hissettirmeyi severdi. Bazen zorlansa da içten içe memnundu da onlara bakmaktan.

" Ben acıktım anne " Ekin ve Alim'in minik oğulları Kaan annesinin bacağına sarıldı. Ekin memnuniyetle kucağına aldı oğlunu.

" Gel bakalım bitanem. Seni hemen doyuralım " onlar bahçedeki masaya ilerlerken diğer çocuklar da onların arkasından ilerliyordu. Ekin hepsini masaya oturttuktan sonra ayakta duran arkadaşlarına döndü.

" Hadi ama siz gelip kendiniz oturabilirsiniz öyle değil mi? " onları dalgaya alırken hepsi söylene söylene oturmuştu. Yemekler yenmeye başlanırken konu birden geçmişe gitmişti.

" Bana yıllar önce masa başında görev emri çıkmasını beklerken bir kızın hayatımıza girip birden kalabalık bir aile olacağımızı söyleseydi eğer ne yalan söyleyeyim kahkahalarla gülerdim. " dedi Asım.

Oya utangaçça gülümsedi. Her şey böyle başlamamış mıydı sahiden? İlk önce o girmişti aralarına daha sonrası ip söküğü gibi gelmişti arkasından. Çok şey yaşamışlardı ama şu an geçmişi unutacak kadar güzeldi.

" Gerçekten kötü günler de yaşadık ama hala bir aradayız " dedi Bahar'a yemeğini uzatan Poyraz.

" Anne siz hiç ayrılmadınız mı yani? " minik Bahar'ın sorusuyla birlikte Oya derince iç çekti.

" Ayrıldık bitanem. Baban sağolsun bir ara beni bırakmayı bile düşünüyordu " Yağız 'ın bakışları hemen hayran olduğu babasına döndü.

" Sonra ne oldu ?"

" Babanı bilmez misin oğlum? Tuttuğunu koparır. Aldım annenin gönlünü " herkes sessizce güldü ama o günü de hatırlamışlardı. Üzücü günlerdi. Ama fazla üzerinde duramadan Balım girdi konuşmaya.

" Peki siz baba? " babasına bir hayli bağlı ona Balım ilk ona dönmüştü.

" Ben Poyraz amcan gibi değilim kızım. Anneni hiç üzmedim. " demesiyle Ekin'in kaşları çatıldı. Elbette aralarında büyük bir anlaşmazlık olmamıştı ama hiç üzmeme konusu tamamen yalandı. Yine de sesini çıkarmadan homurdanmakla yetindi.

Yemek güzel sohbetler eşliğinde bittiğinde sofra toplanmış ve bahçede oturulmaya başlanmıştı. Tüm çocuklar toplam 12 kişiydiler.

Rekor tabi ki Emre ve Açelya 'da idi. Tam 3 çocukları vardı. 2 kız 1 erkek. Diğerleri ise;

Oya ve Poyraz'ın 2 tane, Ekin ve Alim'in 2 tane, Yasemin ve Asım'ın 2 tane, Tuna ve Seher'in 2 tane ve son olarak Yaşar ve Hayat çiftinin de 1 tane çocukları vardı. Hepbirlikte güzel ve kalabalık bir Aile olmuşlardı.

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin