ÖZEL BÖLÜM

1.9K 131 51
                                    

4 Yıl Sonra

Hayat, yeri geldiğinde acı tecrübeler yaşatsa da aslında güzeldir. Acı tecrübelerin bile bir amacı vardır aslında. Size hayatın ikiye ayrıldığını sıkça hatırlatır. Acı ile tatlıyı ayırt etmeniz için gereklidir bu. 

Kötüyü bilmeden iyinin ne olduğunu anlayamadığımız gibi, acıyı yaşamadan da güzel günlerin değerini bilemeyiz. 

Bazen bunun için sıkça düşmek gerekir. Sıkça acı çekmek. Güzel şeylerin artık olamayacağına inandığınız vakit geldiğinde hayat size berbat bir oyun oynar.Pes etmenin verdiği zayıflıkla size güzel bir çıkış yolu sunar. 

Bazen bu yol gerçek olsa da bazen de daha kötü de olabilir. Ama denemeden asla bilemeyiz. Öyle değil mi? 

Ben denendim. En kötü anımda bulduğum ilk çıkış yoluna saptım ve kazandım da. Hayat bana en kötü vaktimin ardından bugünlerimi verdi. Bu güzel günler bana çok pahalıya patladı ama değdi de. Çektiğim acıların hepsinin sonunda bugünlerim olacağını bilseydim eğer asla isyan etmezdim. 

Ama etmeniz gerekir. Bazen kendinize itiraf etmeniz de gerekir. Ne kadar kötü bir durumda olduğunuzu anlamadan asla çıkış yolunu göremezsiniz. Bu yüzden acılarınıza fazla yüklenmeyin. Sonunun güzel bir şeye çıkacağını asla unutmayın. 

Benim acılarımın güzelliğini şu an hissedebiliyorum. İçindeki heyecanı, mutluluğu.

Geniş bahçemizde, kuş cıvıltıları eşliğinde otururken hepimiz Yağız'ı ve ilk günden beri hayran olduğu sevgilisinin gelmesini bekliyorduk. Ben, Poyraz ve Bahar. İçimizdeki heyecanı gizlemeyi denesek de kıpır kıpırdı içimiz. 

En sakinimiz Bahar'dı. Bunun sebebi ise Yağız'ın her seferinde Bahar'ı da yanında sürüklemesiydi. Defalarca kez buluşmalarına Bahar'da gitmişti. Hatta bir seferinde Yağız'a 

..

" Oğlum kızla tek buluşsana bir kere de " demişti Poyraz. 

" O çocukları çok seviyor baba. Kendi isteği "diyip geçiştirmişti bizi. 

..

Heyecanla Poyraz'a bakınırken kapıdan gelen sesle ayağa kalktık. İkisi de bahçe kapısından içeri girerken birbirlerine sıkıca kenetlenmiş elleri çarptı ilk gözüme. Genişçe gülümseyip bana sarılmak için yaklaşan Selen'e yaklaştım. Çekingendi ama benim yaklaşımımla sıcacık bir gülümseme yayıldı yüzüne. Ona sarıldıktan sonra Yağız'a göz kırptım. 

" Hoşgeldin Selen" dediğimde Yağız'ın her seferinde hayranlıkla anlattığı gibi saçını kulağının arkasına atıp utangaç bir gülümseme gönderdi. 

" Hoşbuldum " Poyraz'la da selamlaştıktan sonra Bahar ona sarıldı. 

" Selen abla hoşgeldin! "Bahar heyecanla ona sarılırken Selen de dizlerinin üzerine çöküp ona sarılmıştı. 

" Hoşbuldum fıstık " Yağız yanıma gelip onlara bakarken başımı omzuna yaslayıp ona baktım. O ise Selen'i izliyordu. Gözlerindeki parlama için her şeyi yapabilirdim. O kadar mutlu gözüküyordu ki. 

Selen ayağa kalktığında bahçedeki koltuklara geri oturmuştuk. Üzerinde rengarenk çiçekler olan bir yazlık elbise vardı. Açık kahvemsi saçlarının yarısını toplamış geri kalanı omuzlarından dalgalar halinde inmişti. Gözleri elaydı. Boyu Yağız'dan biraz kısa olmalıydı. Yan yana geldiklerinde ideal gözüküyordu. 

Selen, Yağız'ın ortaokul arkadaşıydı. 8. sınıfta tanışmışlardı. Selen 8. sınıfta onları sınıfına yeni katılmıştı. Ve ilk arkadaşı da Yağız'dı. Yağız'ın da ilk arkadaşı Selen'di. Yağız'la dalga geçmeyen tek kişinin o olduğunu söylemişti bize. Ve ona derslerde yardımcı oluğunu. 

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin