bölüm 20

5.7K 270 24
                                    

Poyraz' dan

Kıvırcığımı tam bir aydır görmüyordum. Burnumda tütüyordu. İlk defa bu kadar ayrı kalmıştım ondan. Bize haber göndermesi ile bugün oraya gidecektik. Komutanın karşısında durup dinlemeye başladık

" Bugün ordan herkes tek parça gelecek Oya yi da alıp gelin Allah yardımcınız olsun"

" Saol" hepbir ağızdan bağırıp helikopter e bindik. Biraz heyecanlıydım. Onu gorecektim. En son Alim i göndermiştik kontrol amaçlı. Oya ilk ona soğuk yapmış ama sonra dayanamamıştı. Sanırım orda öyle olması gerekiyordu. Oya nin daha henüz soğukluğunu şahit olmamıştım ama Alim in anlattığına göre çok korkutucuymus. Baya şaşırdığını söylemişti bize. Herkesin ayağa kalkması ile düşüncelerimi bölüp ben de kalktım. Hemen yerimize yerleşip kamuflajları giydik. Çok geçmeden onlar geldi. Gözlerim odağını bulunca birkaç saniye öylece ona baktım. Çok solmustu. Tam belli olmasa da uykusuz gibiydi. Zayıflamıştı ve yüzü baya solgundu. Liderleri olarak bildiğim kişi ona döndü ve Arapça birşeyler söyledi. Sadece Sinem kelimesini anlamıştım. Oya arapça biliyor muydu ki. Oya etrafta gözlerini gezdirince benim olduğum yere gözü takıldı. Sanırım beni farketmisti. Bana doğru yaklaştı ve eğildi. Bacığını bağlar gibi yapıp sessizce konuştu

" Sağ tarafta bı kaya var onun tam çukur kısmından hepimiz gözüküyoruz" dedi ve kumuflaji düzeltti. Ayağa kalkıp biraz ilerime kuruldu. Kısa sürede hazırladığımız adam gelince ateş etmeye başladılar. Hepsi ölünce liderleri ayağa kalktı. Oya da göz gezdirerek kalktı. Onlar biraz ilerisinde dururken Asım abi konuştu

" Oya ya dikkat diğerlerini vurun" hepimiz ateş ederken bir gözüm de Oya daydi. Yavaşça kenara çekilirken arkasındaki adamı farkettim. Tam onu vuracakken adam Oya yi önüne siper etti ve attığım kurşun Oya nin omzuna isabet etti. Öylece kalırken arkasındaki adama üç el ateş ettim. O da yere yığılınca sesler kesilmişti. Ayağa kalkıp Oya ya doğru koşmaya başladım. Beni görünce bi tepki vermedi. Yarasına baktım ve o an kollarım arasında yığıldı. Elini omzuna bastırmıştı ama kanı tişörtünü boyamıştı bile. Siyah tişört giymesine rağmen akan kan çok belli oluyordu. Abilerim koşarak bize doğru geldi. Alım Oya Yı kontrol edince bı küfür savurdu. Giriş var çıkış yok. Dedi kısaca. Demekki kemiğe isabet etmişti. Bu beni yıkarken gelen helikopter e bindik. Tek kelime etmiyordu. Hepimize söyle bir baktı ve gözleri kapandı. Gözlerim şokla açılırken konuştu

" Sizi çok özledim" bir daha sesi dahi çıkmadı. Onu sarstım

" Oya oya baksana bana güzelim açsana gözlerini" açmadı. Alim hemen yanıma gelip nabzını baktı.

" Ne kadar kaldı" diye bağırdı pilota.

" 20 dakka "

" Olmaz olmaz çok kan kaybetti dayanmaz biraz daha hızlı" dedi.

" Sadece bu kadar oluyor" dedi pilot.

" Alım " bana kafasını olumsuz anlamda salladı.

" Abi çok zor biz oraya gidene kadar kolunu kaybedebilir " dedi. Duyduklarımla sanki başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Kolunu kullanamazsa çalışamazdı. Bu onu çok yıkardı. Gözlerim hızla dolarken Alim e çaresizce yalvardım

" Nolur Alim bir şey yap kendi
mi asla affetmem kolunu kullanamazsa" gözlerini bana çevirdi. Onun gözleri de dolmuştu.

" Hiçbir şey yapamam abi kurşun içerideyken imkansız " dedi. O geri çekilince abilerime baktım. Hepsi Oya ya bakıyordu. Benim yüzümden kolunu kaybedecekti. Onu ben vurmuştum. İsteyerek olmasa da ben vurmuştum. Kendimi durduramadan ağlamaya başladım. Yol boyu nabzını bakmıştık. Hastaneye vardığımizda yavaş da olsa hala atıyordu. Çok vakit kaybetmiştik ve çok kan kaybetmişti. Onu sedye ile taşırken Alim de soruları cevaplıyordu.

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin