Bölüm 60

2.4K 183 34
                                    

Hani şey derler ya,

Günün birinde her şey dünde kalacak. Tüm acılar, tüm dertler, tüm yaşanmışlıklar hayatınızda sadece bir dün olarak kalacaklar. 

Bende çok zor zamanlardan geçtim. Hayatımda yaşayabileceğim acıları dibine kadar yaşadım. O süreçlerde yaşadığım çaresizliği, etrafın bakışlarını her şeyi tattım bu hayatta. Tek başıma olmamama rağmen çok zor atlattım acılarımı. 

Bebeğimi kaybettim ve bu benim bu zamana kadar yaşadığım en büyük acıydı. Hayatım boyunca birçok şey yaşamama rağmen bu bambaşkaydı. Derin bir depresyona girmiş, kendimi her şeyden geri tutmuştum. Yani olmamla olmamam aynı şeydi o dönemlerde. 

Şimdi ise düzelmeye başlamıştım yavaş yavaş. Hayatım belirli bir düzene girmeye başlamıştı ve bu benim dışımda birçok kişiyi de sevindirmişti. Poyraz, Alim, Ekin , Ayfer anneler ve tabi bir de abilerim. Hayatımda olan herkes artık benim de iyileştiğimi farkediyordu. Yani eski hayatıma geri dönememiştim henüz ama bu bile onların gözünde güzel bir şeydi. 

Düşüncelerime ara verip yürümeye devam ettim. Komutan işimiz olmadığını söylediği için bizi göndermişti. Biz de Ekin ve Açelya yı da alıp gezintiye çıkmıştık. Sokakta boş boş dolanıyorduk. Kimse ortaya güzel bir fikir atmadığı için öylesine geziyorduk sadece. 

" Kanka taşı beni geliyorum " sokakta yankılanan çığlığın üzerine bağrışma sesleriyle kaşlarım istemsizce havalandı. Önümüzdeki kızlardan bağıran çekmişti yalnızca dikkatimi. Uzun bir boyu zayıf bir vücudu vardı. Gözünün önüne gelen kahkülleri ona tatlı bir hava katmıştı. Ve baya da yakışmıştı. Sırtının yarısını kaplayan saçları uçuşup duruyordu. Açıkçası çok güzel bir kızdı. 

Kızın birden telefonu çalınca arkadaşının sırtından inip telefonu açtı.

" Buyrun veteriner hekim Hayat Sevenler " hmm demek veteriner. 

" Öyle mi tamam ben hemen geliyorum " arkadaşına telefonu işaret edip ondan ayrılırken bu kadar çabuk ciddileşmesi beni şaşırtmıştı. Ruh hali çok çabuk değişmişti. Kısa sürede gözden kaybolurken hepimizin gözleri onda takılı kalmıştı. 

" Ne bakıyorsunuz ya ? " dedi Açelya önümüze geçip. Emre abiye söylenirken Ekin mırıldanmıştı. 

" Yalnız kız halimle ben bile baktım. Allah affetsin güzel kız "

" Çok da neşeli be " diye tamamladım onu. Sessizce yürümeye devam ederken hapsinin üzerinde kısaca gözlerimi gezdirdim. Yaşar abide takılı kalırken onun da gözleri bana dönmüştü. Hemen gözlerini kaçırdı. Ben de gözlerimi ondan çekerken önüme dönmüştüm. 

Bir süre boş boş gezindikten sonra biz Ekin ile eve geçmiştik. Açelya hastaneye geçmek zorunda kalmıştı.  Abimler de bizi yalnız bırakmış çarşıya gitmişti. Ekinle kendimize birer çay yapıp bahçeye geçtik. Öylece dalgınlıkla otururken Ekin sıkıntılı bir nefes aldı. 

" Bir sorun mu var? " dedim. Omuz silkti. 

" Yok " onu incelerken karnına sardığı eline bakındım. O kadar sıkı sarmıştı ki bir şey onu huzursuz etmiş olmalıydı. O da baktığım yere bakınca elini gevşetti.

" Bu kadar korkmam normal mi Oya? " demesiyle bakışlarım yere düştü. 

" Yani onca şeyden sonra normal ama sen korkma biz seni yeterince koruyoruz " bir anda elini yüzüne kapatıp burnunu çekerken ona doğru eğildim. 

" Şşş niye ağlıyorsun şimdi? " 

" Senin yanında bu konuyu açmaya o kadar utanıyorum ki. Ama çok da korkuyorum "ona kollarımı dolarken sıkıca sarılmıştı bana. 

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin