《 Ters Giden Bir Şeyler Var 》

274 30 40
                                    

Salgından Beş Saat Önce; 10.08

𝐾𝑆

Kahve otomatından aldığım kahveyi yudumluyor, bir yandan da odama doğru ilerliyordum. O sırada

Tae-min ,kendisi asistanım olur, elinde birtakım dosyayla bana doğru koşarak geliyordu.

''Bay Jin istediğiniz beyin tomografilerini getirdim efendim.''

'' Teşekkür ederim Min. Biraz dinlen lütfen benim için çok iş yaptın.''

Teşekkür ederek yanımdan uzaklaştı. Ben de dosyaları alıp odama girdim ve kapıyı kapattım. Kahvemden bir yudum daha alıp bardağı masaya koydum.

Tomografileri yan yana koyup incelemeye başladım. Ne mi yapıyorum? Hemen anlatayım:

Asistanımdan hastaneye gelen son 4 hastanın beyin tomografilerini belgeleyerek bana getirmesini ve bu durumdan başhekime bahsetmemesini istedim. Çünkü son zamanlarda ters giden bir şeyler var. Acile gelen son 4 hasta da aynı semptomlara sahip: Baş ağrısı, gözde kızarma, deride kaşıntı. Ayrıca 4'ünde de saldırganlık gözlenmiş. Yapılan muayene sonucunda diğer doktorlar net bir cevaba ulaşabilmiş değiller. İşte ben de tam bu yüzden bunda bir bokluk olduğunu düşünerek, tomografilerini incelemeye karar verdim ve evet tahmin ettiğim gibi, hepsinde aynı nörolojik sıkıntı var. Beynin Amigdala bölümünde bozulmalar var. Bunu sadece tesadüf diye de adlandırabilirsiniz belki ama ben tesadüflere inanmam. Henüz ne olduğunu çözebilmiş değilim ama bu 4 kişinin aynı hastalığa sahip olduğuna eminim.

Ben sorunun ne olduğunu düşünürken kapımın tıklanmasıyla dikkatimin oraya toplanması bir oldu.

Gelen Tae-min'di:

''Bay Jin acile gelseniz iyi olur.''

'' Taemin şu anda pek müsait değilim eğer acil bir şey değ-''

'' Efendim yine aynı semptomları gösteren 3 kişi geldi. Bence siz de bir görseniz iyi olur.''

Dediği şeyle donakaldım. 3 kişi mi dedi o? Hem de aynı vakadan. Bu hastalık her neyse çok hızlı yayılıyordu. Bir virüs olabilir miydi?

Hemen yerimden kalktım ve Tae-min'i takip etmeye başladım. Acile yaklaştıkça bağırış sesleri artıyordu.

Hastaların yanına vardığımızda hepsinin zar zor zaptedildiğini gördüm. Hemşire Irene'nin yere çökmüş olduğunu görünce hemen yanına koştum.

''Hey iyi misin Irene?''

''İyiyim Bay Jin. Hastayı tutarken, bir anda bana saldırınca yere düştüm ama bir şeyim yok merak etmeyin.''

''Sen burdan uzaklaş. Gerisini ben hallederim.'' Onaylarcasına başını sallayıp acil kısmından çıktı.

Ben de, sakinleştirici sonucu bir nebze de olsa yavaşlamış hastaya doğru ilerledim.

''Bu, buraya getirilen 7.vaka, bir şeyler yolunda gitmiyor.''

Hastaya müdahalede bulunan hemşireler de beni onayladı.

''Sabah kuzenimle konuştum. Çin'de, Sheng Jing Hastanesi'nde çalışıyor. Ona bu vakalardan bahsettim ve bana Çin'de bu vakaların daha fazla olduğunu ve bir salgın olabileceğinden şüphelendiklerini söyledi.''

Korktuğum başıma gelmişti. Eğer bu bir salgınsa daha fazla yayılmadan karantinaya alınmak zorundaydı. Peki ama buna sebep olan ne ve nerede başladı lan bu?

''Başka bir yerde vaka görülmüş mü, karantinaya alınan var mı, vakalar Çin'de daha fazlaysa hastalığın merkezi Çin olmalı, buna dair bir şey söyledi mi?''

''Bilmiyorum Bay Jin. Sadece size söylediklerimi anlattı.''

''Anladım. Halletmem gereken bir iş var. Bu arada hastaya dikkat edin daha da saldırganlaşmış gibi gözüküyorlar.''

Dediğimi dikkate alıp hastaya verilen sakinleştiricinin dozunu arttırdılar. Ayrıca ellerini ve ayaklarını yatağa bağladılar. Son bir kez daha hastaya baktım ve oradan uzaklaştım. Tüyler ürperticiydi. Taemin'in de yüz ifadesinden korkuya kapıldığını anlayabiliyordum. Odamın önüne geldiğimizde birden Taemin'e döndüm.

''Taemin, az önce söylenenleri sen de duydun. Hastalığın merkezi Çin olabilir. Eğer merkezine gidersem tedaviye de yaklaşmış olurum.''

'' Ama Bay Jin olanları gördünüz. Bu vakalardan orada yüzlerce belki de binlerce var. Ayrıca çok tehlikeli. Eğer bulaşıcıysa siz de zarar görebilirsiniz.''

'' Biliyorum Min ama her şey daha da kötüleşmeden bunu durdurmamız lazım. Belki bir çözüm yolu buluruz. Baş hekime Çin'e acil bir araştırma için gittiğimi söyle. Malum kendisine bir şey anlatamıyoruz.''

'' Peki Bay Jin.''

İçeri girip eşyalarımı hızlıca toparladım. Ceketimi giyip bir hışımla odadan çıktım. Son bir kez Taemin'e sarıldım.

''Dikkatli olun Bay Jin.''

''Sen de dikkatli ol Taemin.'' İkimizin de yüzünde acı bir tebessüm vardı. Sanki bir daha görüşemeyecekmişiz gibi. Bu hisse anlam veremezken hastane çıkışına doğru ilerledim. Hastane önünde bekleyen boş bir taksiye bindim.

''Havalimanına lütfen.''

Teker dönmeye başladığında ben de telefonumdan Çin'e uçan ilk uçak için bilet aramaya başladım.

Teker dönmeye başladığında ben de telefonumdan Çin'e uçan ilk uçak için bilet aramaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım sıkılmıyorsunuzdur. İlk bölümler biraz durağan geçebilir çünkü normal yaşantılarından kesitler yazacağım ama siz bir de salgın sonrasını görün ( ͡° ͜ʖ ͡°)

𝗦𝘂𝗿𝘃𝗶𝘃𝗲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin