《 Son Saatler 》

200 27 29
                                    

Salgından Dört Saat Önce; 11.04

𝑃𝐽★𝐽𝐻

''Havalimanına iki saatte vardığımıza inanamıyorum amına koyayım.'' Arabanın kapısını kapattım ve olay yerine doğru ilerlemeye başladım.

''Trafik öyle bir sıkışmış ki bir an hiç ulaşamayacağımızı düşündüm.'' Arabayı kitleyen Hoseok da yanıma gelmişti. Yüzüne baktığımda gözlerinin hafif dolduğunu gördüm.

''Ağladın mı sen?'' Gülmemi tutarak sormaya çalışmıştım ama başarısız olmuştum.

''Biraz daha bekleseydik eğer hüngür hüngür ağlayacaktım Jimin. O yüzden gülme sikmiyim belanı.''

Kahkaha atarak ona döndüm ve hafifçe omuz attım. O da gülmeye başlamıştı. Sinirlerimiz bozulmuştu resmen. İki saattir trafikteydik. Üstelik sirenleri açıp ambulans yolunu kullanmış olmamıza rağmen.

Ambulans da ancak bir saatte gelebilmişti buraya. Neyse ki yaralının durumu ağır değildi de daha kötüsü gerçekleşmedi.

''Ben polis memuru Jung Hoseok bu da ortağım Park Jimin. Bizi kaza hakkında bilgilendirir misiniz lütfen?'' Hoseok park görevlisiyle konuşurken ben de etrafa göz gezdiriyordum. Havalimanı her zaman kalabalıktır. Ama bugün ayrı bir sıkışıklık vardı burada. Neden acaba?

''Anladım, teşekkürler. Siz işinizin başına dönebilirsiniz.'' Hoseok konuşmayı bitirip yanıma geldiğinde bana 'ne oldu?' dercesine göz kırpıyordu.

''Bugün her zamankinden daha mı kalabalık ne?'' dedim.

''Evet ben de fark ettim. Üstüne bir de kaza eklenince yollar komple tıkanmış.'' Dediğine katılarak başımı salladım.

''Ee ne yaşanmış tam olarak?''

''Aşırı hız sonucu kontrolü kaybetmiş ve bariyerlere çarpmış.''

'' Şu hikayeyi bir de sürücüden dinleyelim.'' Ambulanstaki yaralıya doğru ilerledim.

''Beyefendi, biz polis memuruyuz, bize başınızdan geçenleri tek tek anlatın lütfen.''

''Memur bey önceki adama da söylediğim gibi birazcık hız yaptım bariyere tosladım. Büyütülecek bir şey yok yani...Hık''

Adamın hıçkırmasıyla Hoseok ve ben birbirimize baktık. Alkol metreyi hazırladım ve adama doğru uzattım:

''Beyefendi üfler misiniz lütfen?''

''Memur bey ne gerek var böyle şeylere..Hık. Çeker misiniz şunu?'' Hoseok ciddi bir ses tonuyla:

''Beyefendi bize zorluk çıkartmayın. Aksi takdirde hiç hoşlanmayacağınız yöntemlere başvurmak zorunda kalacağız.'' Adam Hoseok'un konuşmasından ürkmüş olacak ki alkol metreye yavaşça üflemeye başladı.

''3 Promil.''

Hoseok çıkan sonucu ve durumu omzundaki telsiz aracılığıyla merkeze anlatırken ben de hasarlı arabanın bulunduğu şeridi kukaletalarla kapatıyordum. İşim bitince tekrar Hoseok'un yanına döndüm.

''Anlaşıldı Merkez tamam. Jimin-ah, merkeze durumu bildirdim. Adamın tedavisi hastanede tamamlanacak. Buraya da bir çekici yollayacaklar.''

''Adamla beraber biz de gitmeli miyiz?''

''Hayır. Şehir merkezinde başka bir birlik var onlar ilgilenecek.''

''Anladım.''

Ambulanstaki adam hastaneye götürülürken biz de kendi aracımıza bindik.

''Donut-kahve saati geldi bence.'' dedim açlıkla. Bunu duyan Hoseok'un gözleri ışıldamıştı adeta. Bayılıyordu bu ikiliye.

''Bence de. İleride havalimanı var zaten, orada yiyelim.'' dedi. Kafamı salladım ve radyonun sesini açtım.

Salgından Üç Saat Önce; 12.10

𝑀𝑌

Saate baktığımda 12.10 olmuştu. Telefonu geri yerine bıraktım ve sırtüstü yattım. Başım felaket derecede ağrıyordu. Gece yine çok içmiş olmalıyım. Yavaş hareketlerle yataktan kalktım ve banyoya gittim. Ilık bir duşun ardından kıyafetlerimi giydim ve mutfağa indim. İki üç parça bir şey atıştırdım. Bir yandan da saati kontrol ediyordum. 12.35 olmuştu. Uçuşa daha 3 saat vardı. Bugün Daegu'ya gidecektim. Biraz tatil yapmaya ihtiyacım vardı. Bu şehirdeki koşuşturma beni fazlasıyla yoruyordu. Ben yokken bakması için, işlettiğim barı bir arkadaşıma emanet etmiştim. İyi mi yaptım kötü mü yaptım bilemiyordum. Çünkü çok sorumluluk sahibi biri değildi kendisi. Neyse ne yaparsa yapsın amına koyayım. Şu an onu düşünemeyecek kadar yorgundum. Bir an önce siktir olup gitmek istiyordum bu şehirden.

Tekrar odama çıkıp bavula birkaç parça eşya koydum ve evden çıktım. Saate baktım, hala vaktim vardı. Bir taksi çağırdım ve havalimanına doğru sürmesini istedim.

 Bir taksi çağırdım ve havalimanına doğru sürmesini istedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝗦𝘂𝗿𝘃𝗶𝘃𝗲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin