Kendimi lavaboda yüzümü yıkarken bulmuştum. Yaklaşan şirket çalışanlarının sesini duyunca kendimi kabinlerin birine attım. Neden utanç duyuyorsam Hyunjin yüzünden beni boş bir odaya sürüklemeseydi böyle hissetmeyecektim. İster istemez onların muhabbetine.. ki dedikodusu demenin daha doğru olduğuna dinledikten sonra karar verdim kulak misafiri oldum.
"O kız yeni çalışan mı?"
"Hangi kız. Ha şu az önce ki kendini beğenmiş olan ama kabul etmeliyim ki güzel biri göğüslerini görmedin mi birazı bende olsun isterdim. Şirkete menajer stajyeri olarak gelmiş diye duydum ama sanırım bizimkilerin birini elde etmek için burada ve sanırım da etmiş. Hyunjin ile uzun süredir çıktığını duydum. Hatta işin erotik boyutu hakkında çok fazla söylem var. Onlar farklı fantezilere sahipmişler" Sinirle kapıyı açıp karşılarında durdum.
"Size bunları kim söylüyor bilmiyorum ama evet bu şirkete çalışmak için geldiğim doğru. Hyunjin ile olan ilişkim ise sizi hiç ilgilendirmez... Başkasının özel hayatına burnunuzu sokmamanız gerektiğini hala öğrenemediniz mi o kadar acizsiniz ki. Şimdi ne isterseniz onu düşünün." Onlar kaşındı. Bende kaşıdım. Elimden başka bir şey gelmez. Bu aptalca dedikodulardan sonra sessiz kalmamı sağlayamazdım. Bu olayın üzerine kendi bedenime dönmenin sevincini bile yaşayamadığımı fark ettim. Uzun süredir çaldığını fark ettiğim telefonumu açtım bu menajer.
"Efendim."
"NERDESİN SEN? SENİ ARAMAK ZORUNDA OLDUĞUMU MU DÜŞÜNÜYORSUN? LANET KIÇINI KALDIR VE OTOPARKA GEL. 3 DAKİKA İÇİNDE BURDA OLMAZSAN GİDERİZ."
Neden bağırarak konuşuyordu ki şimdi. Tamam sinirli olabilir ama bu bağırınca her şeyin düzeleceği anlamına gelmez. Kapanan telefon ekranımdaki saate baktım. Asansörün gelmesini beklersem 3 dakikadan fazla sürer ah kahretsin.
Merdivenlerden gerçek anlamda uçarak indim. Son 45 saniye.. ve başarılı.. Arabadayım. Soluk soluğa olduğum için beni azarlayan menajeri dikkate alamayarak nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Arka taraftan uzatılan şu şişesini alıp kim olduğuna baktım. Hyunjin! Ona dudaklarımı oynatarak teşekkür ettim.
Üyelerin yurda girdiğinden emin olduktan sonra menajer ve diğerleri şirketin çalışanları için tuttuğu eve doğru ilerledik. Sonunda yeni(!) yatağıma kavuşup güzel bir uyku çekecektim. Ben uyku pozisyonu almak üzereyken bugün Hyunjin ile aramızda santimler kalan yakınlaşma geldi. Ekranı aydınlanan telefonu elime alıp mesajı okudum. Hyunjin' den..
**Menajer Abiden uzak bir yere yat kötü bir uyku akışkanlığı var. Uyarayım dedim. İyi uykular.**
Cevap vermemeyi seçip telefonumu cebime yerleştirdim. Yatağımı sürükleyerek duvar kenarına herkesten uzağa taşıdım yorgun bir şekilde odada ki gürültü ile kafamı kaldırdım menajer ve stilist kavga ediyordu. Uyumak istesem de o kadar sesli tartışıyorlardı ki istemeden de olsa onları dinliyordum.
"Neden bana sarılıyordun sapık adam???" sesi nasıl bu kadar ince çıkabiliyordu beni şaşırtmıştı.
"Ne ben mi?! seni ne yapacağım. Ütü masası gibi fiziğin var. Pardon fiziğin var dedim yok."
"Hah! Pislik herif."
"Pislik herif mi? Sen kim olduğunu zannediyorsun ha!!"
"Sen kim olduğunu zannediyorsun asıl?!Bana dokunmaya nasıl cüret edersin?" Yükselen sesler ile başkaları araya girdi. Böylece biraz olsun gürültü azalmıştı. Gün ışığı odadan içeri girerken alarmım beni kahvaltıya çağırıyordu. Ortalık sakinleşince şirket ekibi olarak konserin ikinci gününün gerçekleşeceği stadyuma geldik. Vay be burada mı sahne alacaklar. Harika.. Ben ağzım şaşkınlıktan açık mineral suyumu yudumlarken elimden çekilen içeceğim ile kala kaldım.
"O benimdi." diyebildim sadece çünkü o çoktan içmeye başlamıştı bile.
"Bir menajerin çocuklarına iyi bakması gerekli. Güçsüz düşmemizi istemezsin değil mi?" Utanmadan bir de göz kırpıyor. Bir iki saniye sessiz kaldıktan sonra konuştum.
"Hyunjin?"
"Efendim."
"Senin solo sahneni mahvettiğim için üzgünüm. Bugün çok daha iyisini yap. Seni destekliyorum." Bunu içtenlikle söylemeliydim her ne olursa olsun hata gerçekleşmişti.
"Durduk yere sen... Sen böyle bir kız mıydın?"
"Her neyse geri alıyorum tamam söylemedim say."
"Hayır hayır.. bu hoşuma gitti. Merak etme Hyunjin oldukça havalı olacak." Provaların ardından kan ter içinde kalan herkes gibi Hyunjin'e de havlu verip, alnında ki saçları kaldırarak peçete ile terini silmeye çalışıyordum. Bir elimle de Minho Beye su şişesini açmaya çalışıyordum ki Hyunjin elimden su şişesini kaparak tek çırpıda açıp Minho'ya verdi. Ona teşekkürümü sonra sunarım. Belki de hiç sunmam. Menajerlik işi gerçekten yorucuymuş bu hareketlilik bana göre değil.
Henüz üyeler ikinci provanın ortasında iken fırsattan istifade kendimi dinlenme odasında ki koltuğa attım. Uykuya direnen gözlerim daha fazla dayanamayacak. Ben uyumamalıydım evet ama.. gözlerimi aralayıp etrafta olan bitene göz attım. Kimse yok umarım çok uzun zamandır uyumuyorumdur. Kendime gelmeye çalışırken esneye esneye menajer Wang Abi'nin yanına ilerledim.
"Alanis. Uyudun mu sen? 15 dakikadır ortalıkta yoksun? Gözlerinde şişmiş" Ne yani bu tatlı uykum sadece 15 dakika mı sürmüş rahatladım yine de iyi gelmişti tüm yorgunluğum bir anda gitmiş gibiydi.
"Sadece birilerine yardım ediyordum da." Profesyonel yalancı olma yolunda emin adımlar ile ilerliyordum.
"Bu seferlik öyle olsun, işten kaytardığını görmeyeyim."
"Biliyorum Wang Abi. Merak etme. İşten kaytardığım falan yok." Üyeler dakikalar kalan konser için hazırlanırken ben de ayak işlerini yapıyordum yorgunlukla başımı tutup birazcık duraksadım. Karşımda dikilen biri ile kafamı kaldırdım. Hyunjin.
"Yorgun görünüyorsun? İyi misin?" sesi endişeliydi. Ben sendeleyince refleks ile belimi kavradı.
"İyiyim endişelenme." alelacele bir cevap verip bedenimi kollarından kurtardım.
"Bunu al. Kendini fazla yorma bu küçük beden bu kadar işi kaldıramaz."
"Teşekkürler." Uzattığı portakal suyunu alırken bana yamuk gülüşlerinden birini sunuyor aynı zamanda ensesini kaşıyordu. Bu hali nedense kalbimi hızlandırmıştı. Kafamı sallayıp düşüncelerimin uzaklaşmasını umdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK CHANCE | STRAY KIDS
Fanfiction"eğer bir idolün bedeni içine sıkışsaydın ne olurdu? "