MÜHÜR

20. Bölüm

Barış hiçbir şekilde hıncını alamıyor her seferinde bi' öncekinden daha da sert vruyodur Sinan'a.

Defne durdurmaya çalışır ama Barış'ın durmaya niyeti yoktur.

Defne bağırır*

Defne: Barış bırak!! Yapma ne olursun bak öldüreceksin adamı!

Sinan: (zar zor konuşmaya çalışır) b-bak görüyo musun nasılda düşünüyo beni.

Barış: Sus lan!! Vurmaya devam eder*

Defne: (artık sinirleri iyice bozulmuştur ağlamaya başlar) Barış lütfeen!

Barış, Sinan baygın düşünce onu bırakır ve Defne'ye sarılır. Defne hala ağlıyodur kendini durduramaz.

Barış: (saçlarını secer) tamam lütfen ağlama artık.

Defne: Ö-özür dilerim bunların hepsi ,hepsi benim suçum.

Barış: Hişşş hiçbir şey senin suçun değil tamam mı? Hiçbir şey o akan gözyaşlarından kıymetli değil. (Defne'nin gözyaşlarını siler) Hadi şimdi gidelim her şeyi en baştan anlat bana olur mu?

Defne olumlu anlamda başını sallar.

Defne: (Sinana bakar) Bu ne olacak?

Barış: Gebersin.

Defne: Barış saçmalama bayılmış sanırım bi' hastaneye götürelim. (Sinan'ı muayene etmek için yaklaşır)

Barış: Dur yaklaşma ona.

Defne: Barış saçmalama ölürse katil olacaksın bunu mu istiyosun?

Barış: O senin yardımını hak etmiyor. T-tamam bekle.

Defne Sinan'ın yanından çekilip tekrardan Barış'ın yanına gider.

Barış telefonunu çıkarıp Burağı arar.

Burak: Barış?

Barış: Burak şimdi içeridekilere sezdirmeden kapının önüne gel oradaki pisliği al bi' hastaneye götür.

Burak: Hastane mi? Oğlum ne yaptın adamı öldürdün mü?

Barış: Saçmalama Burak ne öldürecem, elime öyle bi pisliğin kanının bulaşması en son isteyeceğim şey. Bayıldı sadece, neyse anladın değil mi? İçerdekilere çaktırmayacaksın.

Burak: Tamam kardeşim geliyorum şimdi.

Telefonu kapatırlar*

Defne: Ne öldürmemesi be bıraksam çoktan öldürmüştün.

Barış: Ne yapsaydım Defne benim sevdiğime zarar verdi tepkisiz mi kalsaydım?

Defne: Tamam tamam, bir şey demedim.

Burak gelir ve yerde yüzü gözü dağılmış fena halde dövülmüş Sinan'ı görür.

Burak: Abi naptın lan neredeyse öldürecekmişsin adamı, neyse tamam ben halledicem ama...

Barış: ama?

Burak: Hastaneye götürürsem bu senden şikayetçi olabilir.

Barış: Olursa olsun.

Defne: Ne demek olursa olsun ya hapse mi gireceksin?

Burak: Defne haklı Barış hastaneye götüremeyiz.

Barış: Ya arkadaşlar Allah aşkına diyelim biz bunu hastaneye götürmedik kendimiz tedavi ettik o zaman şikayetçi olamayacak mı?

Burak: O da doğru, peki ne yapacağız?