25. Bölüm

54 6 0
                                    

Özlem yavaş yavaş gözlerini aralar

Özlem: (zar zor konuşur) K-kızım..

Kader: (ne kadar ağlamamaya çalışsada gözlerinden yaşkar süzülüyodur) i-iyimisin?

Özlem: Sen geldin ya artık iyiyim a-affettin mi beni?

Kader: Şimdi bunları konuşmanın zamanı değil, önce sen bi' iyileş.

Özlem: K-kızım b-ben iyileş...

Kader keser*

Kader' Hişş sakın birdaha ümitsizliğe kapılmayacaksın Allah'tan ümit kesilmez h-hem bak ben de buradayım, yanındayım.

Kaderin bu sözlerinden sonra Özlem'in içini azda olsa bi' ümit kaplamıştır.

Gözleri Barış'ı arar, göremeyince aniden yüzü düşer.

Özlem: Abin nerede? G-gelmedi mi? İ-istemedi mi beni görmek?

Kader söyleyecek bir şey bulamaz. Defne' ye bakar.

Defne birkaç saniye durup düşünür.

Ardından

Defne: Ş-şey geldi geldi ama gitmesi gerekti.

Özlem: Kötü bir şey mi var?

Defne: Yok, yok siz merak etmeyin gelecek ama.

Geleceğini duyunca Özlem gülümser.

Kader: Defne abla sen bi' benle gelir misin?

Defne: Hıhı..

Kader: (Özlem'e) Geliyoruz biz şimdi.

Özlem: Tamam yavrum.

Kader ve Defne odanın kapısının önüne çıkarlar.

Kader: Gelmeyecek değil mi?

Defne: Gelecek ben biliyorum sadece...

Kader böler*

Kader: (sitemle) sadece ne Defne abla? Sadece ne? Her ne olursa olsun o kadın bizim annemiz ve o ö-ölebilir...

Defne: Biliyorum güzelim biliyorum ama abini de anlamaya çalış lütfen, inan onun içinde çok zor bi' durum bu biraz yalnız kalıp kendisini dinlemek istiyor sadece ama gelecek..

Kader: (neredeyse ağlayacaktır zar zor konuşur) E-eğer geç kalırsa y-yani geldiğinde her şey için geç olursa...

Defne konuşmaya yeltenir ama Kader izin vermez.

Kader: Sus.

Devam eder.

Kader: Onu asla affetmem.

Defne'nin bir şey söylemesini beklemeden Özlem'in odasına girip kapıyı kapatır.
__________________________________

Barış kendini dinlemek için Burak'ın dağ evinin anahtarını alıp oraya gitmiştir. Buna gerçekten çok ihtiyacı vardır ama ister istemez aklı hastanede kalmıştır. Dağ evinin hemen önündeki kütüğe oturup düşünmeye başlar.

Küçüklüğünden bu yana yaşadıklarını canlandırır gözünde, annesinin ona ve kardeşine yaşattıklarını, çektikleri zorlukları, acıları hepsi birer birer geçer gözünün önünden.

Bir yandan da küçük bir çocuk misali bahaneler arar onu affetmek için, en önemlisi hastadır o belkide istesede bir daha göremeyecektir onu.

Kafasının içindeki düşüncelerde, korkularda, kaygılarda ve endişelerde kaybolmuştur resmen.

O sırada tabii Defne de meraktan çatlayacak durumdadır.

Defne: Daha fazla dayanamayacağım..

Dayanamayıp arar*

Barış kimin aradığına bile bakmadan kapatır.

Defne tekrardan arar.

Barış bu sefer hep meşgula verir hem de telefonu tamamen kapatır.

Defne: (kendi kendine) aç artık Barış, ya en azından neredesin onu söyle.

Bıkmadan tekrar arar.

Otomatik telefon sesi:Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. Sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakabilirsiniz.

Sinyal sesi çıkar

Defne: Barış seni çok merak ediyorum en azından aç bi' sesini duyayım mesajımı görünce ara beni lütfen.
__________________________________

Derya elinde poşetler, Şirin ile telefonda konuşarak Defne'lerin yanına Hastaneye doğru ilerliyordur.

Şirin: Ya ben de gelseydim ya.

Derya: Ya Şirin saçmalama hastasın zaten sen, hasta halinle hastaneye mi geleceksin.

Şirin: Evet, ama belki bana da ihtiyaç olur diye destek olmak için.

Derya: Biliyorum güzelim ama merak etme ben söyleyeceğim selamını.

Şirin: Tamamm.

Tam o sırada siyah ceketli bi adam Derya'nın elindeki telefonu sertçe çekip koşmaya başlar.

Ama Derya'nın eski dövüş hocası olduğundan haberi yoktur tabi.

Derya arkasından koşup adamı yakalar ve bir güzel döver.

O sırada tesadüfen orada olan Burak olayı görünce hemen yanlarına koşar.

Derya: (sertçe tutar adamın yakasından, adamın ayakta duracak hali kalmamıştır) Birdaha yapacak mısın ha!!?

Adam: (korku dolu bir sesle) Yok abla yok tövbee bir daha asla hırsızlık yapmayacağım.

Derya adamı sertçe bırakır. Adam Derya bırakır bırakmaz arkasına bile bakmadan kaçıp gider.

Ardından Derya şaşkın bakışlarla ona bakan Burak'ı fark eder.

Derya: Ne oldu? Neden öyle bakıyosun?

Burak: H-hiç sen nerden öğrendin böyle adam dövmeyi?

Derya: (hafif bi güler) Eskiden dövüş hocasıydım ben.

Burak: Harbi mi?

Derya: Hee neden bu kadar şaşırdın?

Burak: Bilmem hiç beklemiyordum. Tamam dışardan da sert duruyorsun ama bu kadarını ben bile beklemiyodum, tırsmadım değil.

Derya güler*

Derya: Tırs tırs, ara sıra tırsmak iyidir.
__________________________________

Akşama doğru Barış biraz daha kendine gelmiş, kafasını toparlamıştır ve annesini görmeye hastaneye gitmeye karar verir

İlk önce kapattığı telefonunu açar ve Defne'nin mesajını dinler ardından onu arayıp haber verdikten sonra hastaneye doğru yola çıkar.

Defne: (gülümseyerek Özlem'e) Barış geliyormuuş.

Özlem çok mutlu olur.

Özlem: Gerçekten mi?

Defne: Gerçekten tabii, birazdan burada olur.

Kader bunu duyunca kocaman gülümser.

Fakat aniden Özlem'in makineleri ötmeye, nefes alış verişi zorlanmaya başlar.

Kızlar hemen doktorları çağırır tam o sırada Barış gelir.

Doktorlar Özlem'e müdehale ediyodur.

Barış hemen oraya koşar.

Barış: (çok uzun zaman sonra ilk defa) Anne...

Doktor: Ölüm saati...

Barış: (bağırarak) Hayır, hayır hayır olmaz eğer şimdi gidersen toparlayamam olmaz lütfen lütfen!!




Selam canımlaaar. Nasıl buldunuz bölümüü? Şimdiden hepinizin bayramını kutlarımm yeni bölüm cumartesiii 🤍🤍🤍🥰



MÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin