-38-

317 25 91
                                    

-1 Hafta Önce-

"Sen ne dediğinin farkında mısın!?" diye gürledi Donald Trump. Gülümseyen Amerika elindeki kağıtları yelpaze misali sallayarak "Tabiki de farkındayım." dedi. Karşısında küplere binmiş bir başkan olması umrunda değildi. Eskiden dost gördüğü ve birlikte iş yaptığı başkanına karşıydı. Kendisi ve halkı için yapıyordu bunu.

"Ben senin başkanınım! Seni ölmekten kurtardım!" diye bağırdı Donald Trump. Kıkırdayarak "O ölüm işini en son Sovyetler Birliği'ne yaptılar. Ve ben buna şahit oldum. O yüzden kimse beni öldüremez." diye yanıt verdi Amerika. Elindeki kağıtları uzattı. "Merak etme seni görevinden atmayacağım."

"Bu kabul edilmez!" diye bağırıp kağıtları sertçe masaya koydu. "Öyle mi dersin? O zaman ülkeyi iç savaşa sürükleyip bölünmesine neden olduğunu halk bilse senin için sorun olmaz. Değil mi?" diye sorarak güldü Amerika. "Seni lanet olası!" diye fısıldadı. Kahkaha atan Amerika "Meclis bunu kabul etti. Sıra sende." dedi.

Başka çaresi olmadığını anlayarak kağıtları imzaladı. İmzalanan kağıtları eline alıp gülümseyerek inceledi. "Harika!" diye haykırdı Amerika. "Şimdi masamın üzerinden in." diye haykırdı. Gülümseyerek masanın üstünden indi ve kapıya doğru yürüdü. "Seninle çok güzel işler yapacağız."

"Köle dostum."

-Şimdi-

"Gerçekten bu haltı yedin mi?" diye sordu Rusya. Başını sallayarak onayladı Amerika. Çayından yudum alan Türkiye "Sovyet'in tehdit kasedini izledin değil mi?" diye sordu. Amerika gülümseyerek "Evet. Zaten o kasedi izleyen kişi korkaklık yapamaz." dedi.

Çay bardağını masaya bırakarak "O kasedi üç kişiye de gönderip tehdit ederdi." dedi Türkiye. Rusya kahkaha atınca Amerika ve Türkiye dr ona katıldı.

"Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti! Onu geri ver!" diye bağırarak Kuzey Kore'nin peşinden odaya girdi Güney Kore. Dil çıkarıp "Rüyanda görürsün aptal Güney!" diye bağırarak Rusya'nın arkasına geçti Kuzey Kore. Rusya, Kuzey Kore'yi kucağına aldı hemen. Güney Kore zıplayarak Kuzey Kore'nin elindeki hard diski almaya çalışıyordu. Bu çabası Amerika'nın onu kucağına almasıyla sonlandı.

"Oğlum nedir sorun?" diye sordu Amerika, Güney Kore'nin saçlarını okşayarak. Gözleri dolmuş Güney Kore "O hard diski vermiyor." dedi. Sinirli bakışlarını Kuzey Kore'ye çevirerek "O hard diskte ne var?" diye sordu Amerika. Güney Kore bir şey diyemeden Kuzey Kore "Çin ile alakalı fotoğraflar var!" diye bağırdı.

Şaşıran Amerika Güney Kore'ye baktı. "Çin ne alaka oğlum?" diye sordu. Başını eğerek "Ülkemdeki evimde bulmuştum. İçinde Bayan Çin ve benim bebeklik fotoğraflarım vardı." diye mırıldandı Güney Kore. Gülümseyerek oğlunun başını okşadı Amerika. "Kuralları biliyorsun oğlum. Ne Kuzey Kore ile ne de Çin ile iyi anlaşabilirsin."

Başını kaldırıp Amerika'ya baktı Güney Kore. "Neden ben saçma fikirler yüzünden kardeşimden nefret etmek zorundayım!?" diye bağırdı. Ne diyeceğini şaşırmıştı herkes. Hard diski Güney Kore'ye fırlatıp "Çünkü bu bize biçilen bir görev rol." dedi Kuzey Kore. Ağzı açık kalmıştı. "Ne yani bunu kabul ediyor musun?" diye sordu kekeleyerek Güney Kore. Yavaşça başını salladı Kuzey Kore. Başını Amerika'nın göğsüne yaslayarak onun tişörtünü çekiştirdi. "Biz en iyisi gidelim. Sonra konuşuruz." diyen Amerika odadan çıktı Güney Kore'yle beraber.

"Bu biraz ağır olmadı mı Kore?" diye sordu Türkiye. "Bu seni ilgilendirmez kapitalist!" diye kükredi Kuzey Kore. Göz devirip "Kuzey kore." diyerek uyardı Rusya. Gülümseyerek Kuzey Kore'nin saçlarını karıştırıp "Tunceligrad'ı unuttun mu yoldaş?" diye sordu Türkiye. Başını eğerek "Özür dilerim." dedi Kuzey Kore.

Sırlar Dünyası - YükselişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin