-14-

367 24 137
                                    

"YUNİ!!"

"ABLA!!"

"NE VAR YİNE BAŞIMIN BELALARI"

"Acıktık"

"Acıktık"

"Bulgo gel bana yardım et yoksa yemek diye ağacın süslerini yersiniz"

"Ben yardım edersem sana hastanelik oluruz"

"BULGO MUTFAĞA!!"

"Tamam be!"

"Yemek isterim yemek isterim" diye bağırarak Yunanistan'ın başının etini yiyordu Güney Kıbrıs. Yunanistan en son dayanamadı artık. Sabahtan beri Güney Kıbrıs bir şey istiyordu. "Kıbrıs ya odana ya da parka git" diye bağırdı. Güney Kıbrıs gözleri parlayarak "Parka gidebilir miyim?" dedi. Yunanistan derin nefes alıp verdi ve "Git! Yeter ki sus" dedi. Güney kıbrıs yerinde zıplayarak "Yaşasın" diye bağırdı. Evden zıplayarak çıktı. Yunanistan sonunda rahat bir nefes alabilmişti. Bulgaristan kıkırdıyordu. "Bulgo gülme!" diye bağırarak yoğurmaya çalıştığı hamura daha sert vurdu.

"Hamura acıdım şuan"

"Biraz daha konuşursan sen hamur olacaksın ona göre"

"Hayır. Teşekkürler ben almayayım" diyerek kıkırdadı. Karıştırdığı pudingin altını kapattı ve parmağını içine sokarak tadına baktı. "Çok güzel olmuş puding" dedi gülümseyerek. Yunanistan onun bu hallerine bakınca gülüyordu. Bulgaristan gülmeye devam ederken bir an durdu.  Düşünceli bir hal aldı.

"Bulgo n'oldu?" diye sordu endişeli bir şekilde Yunanistan. Bulgaristan buruk bir gülümsemeyle "Keşke Yunoko da burda olsaydı" dedi. Yunanistan ilk şaşkın bir ifadeye bürünmüş olsa da sonrasında hemen tiksinmiş bir ifade oluştu suratında. Yoğurduğu hamurun mayalanması için bir şeye sardı ve "İyiki burda değil" diye mırıldandı. Bulgaristan omzuna elini koyarak "Hadi ama o seni çok seviyordu" dedi. Yunanistan kıkırdadı. "O mu beni seviyordu!? İkide bir 'İşe yaramaz, ailenin yüz karası, zavallı' diyordu" diyerek Bulgaristan'ın elinin üstüne elini koydu ve "Sanırım onu tek seven kişi sensin" dedi. Bulgaristan buruk bir gülümsemeyle "O benim ilk arkadaşımdı" dedi. Sonra da "Hatta ilk ve son aşkımdı" diye mırıldandı. Yunanistan çoktan tezgâhı temizlemeye başladığı için Bulgaristan'ın dediğini duymamıştı.
.
.
.
"Hey! Kalk artık"

"Sanane be! İstediğim kadar sallanırım"

"Baba'nın tapulu malı mı!?"

"Belki bu salıncak değil ama sen babamın tapulu malısın!"

"Barbar küçük pislik!"

Kuzey Kıbrıs salıncaktan kalkarak Güney Kıbrıs'a tekme attı ve "LAFLARINA DİKKAT ET KÜÇÜK HAMSİ!" diye bağırdı. Kırım, Kuzey Kıbrıs'ı kolundan çekerek "Kıbrıs boşver eve gidelim" dedi. Kuzey Kıbrıs kolunu Kırım'dan çekerek "Bırak Kırım kaşınıyor bu küçük hamsi" diye haykırdı. Güney Kore, Kuzey Kıbrıs'ın omzuna dokunarak gülümsedi ve "Boşver değmez Türko abi bizi bekliyor gidelim" dedi. Arkadan Kosova "Ben üşümeye başladım" diyince Kuzey Kıbrıs "Aman neyse yeni yıla bir hamsiyle girmek istemiyorum" diyerek birlikte parktan çıktılar.

"Gıcıklıkta zirvesin biliyorsun di mi?"

"Niye sen de benim sayemde salıncağa binebildin"

"İstesem kendim de salıncağa binebilirdim"

"Nükleer bomba tehdiyle mi?" diyerek kıkırdadı Güney Kıbrıs. "Niye herkes nükleer bombalardan korkuyor ki?" diye mırıldandı Kuzey Kore. Güney Kıbrıs gülerek "Nükleer bomba normalde çok havalı ama bir ülkeye nükleer bomba atarsan o ülke öleceği için korkuyor herkes" dedi. Kuzey Kore güldü ve "Güney Kıbrıs sen niye benim yanımdasın?" diye sordu. Güney Kıbrıs acı bir gülümsemeyle Kuzey Kore'ye bakarak "Belli değil mi? İkimizi de kimse sevmiyor ailelerimiz dışında bu yüzden hep yanlızız. Yanlızlık kötü bu yüzden ne senin ne de benim yanlız kalmamı istemedim" dedi. Kuzey Kore güldü. 

Sırlar Dünyası - YükselişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin