🌧50🌧

457 22 357
                                    

-1 Hafta Sonra-

Baharat kokusunun ve Hint kültürünün sardığı evde dolaşan genç kız bir şarkı mırıldanarak masaya tabakları diziyordu. Göz devirerek onu izleyen kız çocuğu, "İran gelmeyecek biliyorsun değil mi?" diye sordu bir kez daha. Sabahtan beri ablasını sinir etmek için o evdeydi. Bunu yapmayı seviyordu. Zaten anlaşamamaları ilk bu laf sokmalardan başlıyordu.

Elindeki tabağı masaya bırakıp arkasına dönerek sandalyeye yaslanan genç kız, "Sen susacak mısın? Yoksa seni Pakistan'ın yanına postalayayım mı?" diye sordu. Kıkırdayan kız çocuğu, "Eğer bir mucize olur da İran davetini kabul ederse kesin yanında Pakistan abla olur." diyerek kendi odasına gidip kapıyı kapattı. Ayağını yere vurup çığlık atan genç kız, kenardaki baharatlığı alıp küçük kızın kapısına atarak "BANGLADEŞ!" diye bağırdı.

O sırada çalan zil sesiyle derin bir nefes alıp Bangladeş'in odasının kapısının önüne fırlattığı baharatlığı aldı ve kenara koydu. Gülümseyerek kapıya koşarak gitti. Sevinçli bir şekilde kapıyı açan genç kız, gözlerini yumarak "Hoşgeldin Fars'ım!" diye haykırdı. Kıkırdayan iki ülke, aynı anda "Abim olsaydı kesin 'Of, Hintli yine saçmalamaya başlama!" diye bağırırdı. Ayrıca burada iki Fars var." diyerek güldü. Yumduğu gözlerini açtığında karşısındaki iki ülkeyi görünce yutkundu. Başını eğerek kenara çekilen Hindistan, "Buyrun, hoşgeldiniz Tacikistan ve Afganistan." diye mırıldanarak dolan gözlerini elinin tersiyle sildi. 

Koltuğa oturan Tacikistan, koltuğun kenarına yaslanmış olan Hindistan'ın elini tutu ve okşayarak "Üzülme lütfen. Özür dileriz öyle dediğimiz için." dedi. Göz devirerek onları izleyen Afganistan, masada bulunan sürahiden bardağa su doldurup içti. Keyfi yerine gelen Hindistan, hızlıca ayağa kalktı ve neşeli haliyle "Hadi biz yemeğe başlayalım. Abiniz de katılmak isterse katılır bize." diyerek masanın örtüsünü düzeltti. Gülümseyerek ayağa kalktı Tacikistan ve "Kesinlikle Hindistan haklı." diyerek Hindistan'ın oturacağı sandalyeyi çekti. Gülümseyerek sandalyeye oturan Hindistan teşekkür etmeyi eksik etmedi.

-Geçmiş-

Karşısındaki iki imparatorluğa korkuyla bakan küçük kız, babasının arkasına saklanmış bir şekilde korunduğunu sanıyordu. Dalga geçen ses tonuyla "Buraya kadarmış Maisur Krallığı*." diyen Britanya İmparatorluğu, elini havaya kaldırarak "Alın kızı." diye emir verdi. Maisur Krallığı, kızı daha çok arkasına saklayarak "Yaklaşmayın! Kızıma dokunmayı düşünme bile Britanya!" diye bağırdı.

"Direnme Maisur! Artık sen ölü bir ülkesin!" diye bağıran Fransız İmparatorluğu, küçük kızı kolundan tutup kendine çekti. Korkuyla çığlık atan küçük kızı almak için uzanan Maisur Krallığı, Fransız İmparatorluğu'nun kılıcının ucunu boğazında hissetmesiyle durdu ve yutkundu. Kıkırdayan Britanya İmparatorluğu, "Bence gerçekten ölmesi gerek Frans." diyerek küçük kızı kucağına aldı. İç çeken Fransız İmparatorluğu, "Umarım mutlu olursun Maisur Krallığı." diyerek kılıcıyla Maisur Krallığı'nın başını gövdesinden ayırdı. Yere düşen kafaya bakan küçük kız, "Baba!" diye çığlık atarak ağlamaya başladı.

Göz yaşları sel misali akıyordu. Gözleri açık bir şekilde kafası kopan Maisur Krallığı'nın başının üstüne siyah bir örtü serdi Fransız İmparatorluğu. Ardından küçük kızı kucağına alıp saçlarını okşamaya başladı. "Korkma minik kız. Zarar vermeyeceğiz sana."

Göz deviren Britanya İmparatorluğu, siyah örtüyü ucundan kaldırıp kopmuş kafaya baktı. "Kendi adına konuşmaya ne dersin Frans? " diyerek örtünün ucunu bırakıp ayağa kalktı Britanya İmparatorluğu. Sinirle elini belindeki kılıca atan Fransız İmparatorluğu, "Eğer ona da Amerikalara yaptığını yaparsan gebertirim seni Britanya!" diye bağırıp küçük kızı yere bıraktı.

Sırlar Dünyası - YükselişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin