1.Bölüm

571 15 5
                                    

Küçük evime tekrar hüzünle göz gezdirdim. 5 sene burada ne güzel yaşamıştım. Büyükbabamın ısrarları üzerine geri dönüyordum. Okumuşum gelip orada yapıcakmışım mesleğimi, düzenimi kurmuşum işte niye bozuyorsunuz. Aynada son kez üstüme baktım belki Mardin için pek iyi giyinmemiştim ama banane ya.

İki koca valizimle evden çıktım kapıyı kilitledim. Çağırdığım taksi çoktan gelmiş olmalıydı. Valizleri zar zor asansöre taşıdım 1.kata bastım. Kapıyı açtım apartmandan çıktım. Taksici adam gelip valizlerin bir tanesini aldı bagaja koydu diğerinide ben koydum ve arkaya oturdum.

"Atatürk havalimanına" adam kafasını salladı önüne döndü. Telefonumun çaldığını duyunca çantamda aramaya başladım. He sonunda bulmuştum. Arayan babamdı "Alo" en tatlı sesimle "babasının psikolog kızıylamı görüşüyorum" kıkırdadım "Evet ben psikolog Hazel Arslan sizde Leven Arslan olmalısınız" karşıdan gülme sesi gelince gülümsemem daha yüzümde yayıldı "geliyor musun kızım" babamda büyükbabama laf geçirememişti en büyük oydu onun lafı geçerdi "Taksideyim babacım havalimanına geçiyorum" arkadan annemin sesini duydum "ver şunu Levent azcıkta ben konuşayım kızımla" telefonu annem ele geçirmiş olacak ki karşıdan "yavrum" sesini duydum "Annem" hüzün kapladı içimi onları çok özlemiştim "annesinin kuzusu geliyorsun değil mi bütün konak seni bekliyoruz" gülümsedim "En sevdiğim yemeği yapmamışsan gelmem Asiye sultan" annem gülerek "yapmaz olur muyum kızım yaptım tabi" taksici adam bana döndü "geldik borcunuz 120Tl" elimle 1 dakika yaptım "Anne kapatmam lazım görüşürüz" annem hemen "görüşürüz kuzum" telefonu kapattım ceketimin cebine attım.

Taksiden inmiş havalimanına girmiştim. Ucağıma yaklaşık 1 saat vardı bir kahveciye girmiş beklemeye başlamıştım. 18 yaşımdan büyükbabamın haberi olmadan kalkıp İstanbula gelmiştim beni affetmesi hayli uzun zaman aldı ama kıyamamış sonunda inadını kırmıştı. Babam her zaman benim arkamda durmuştu. Bu ağa olayları pek sevmez babasınada karşı gelmez. Mardinde sevilen bir aileyiz herkese elinden geldiğince yardım eden, kötü gün dostu olan bir aile. Sadece Koroğlu ailesi ile anlaşmayız o da çok eskiye dayanan bir olaymış. Telefonuma bildirim gelince düşüncelerden çıktım. Mesajı atan amcamın kızı Kumruydu "canım kuzenim geliyor bana haber vermiyor alındım açıkcası" Kumru ile 2 kız kardeş gibiydik. Kumru'nun annesi doğumda ölmüş ve amcam karısını severek almıştı bir daha da üstüne gül koklamamıştı. "Biliyorsun ki gelmek pek istemiyorum ama özür dilerim haber vermeyi unuttum" gönderdim.

Tam o sırada "Sayın yolcularımız 14.30 mardin ucağı yolcu almaya hazırdır 312-A kapısından giriş yapabilirsiniz" anonsu duyduğum gibi ayağa kalktım giriş kapısına ilerledim klasik işlemleri halletmeye başladım.

Sonunda koltuğuma oturmuş yarım kaldığım kitabı açmıştım. Heyecanla okumaya devam ettim. 2 saat kadar sürecekti yolum zaten.

***

Uçaktan inmiş çıkışa doğru zar zor gidiyordum. Durup nefes aldım. Bu eteği sana kim giy dedi Hazel allah aşkına aşağı çekmekten gına geldim artık. Ben eteğimle uğraşırken birinin bana çarpmasıyla dengemi kaybettim. Belime sarılan kol ile düşmekten son anda kurtuldum "çok özür dilerim iyi misiniz" kafamı kaldırdım karşımda ki adama yalandan gülümsedim "Sorun yok" ondan uzaklaştım. Valizlerimi zar zor çekmeye başladım "Yardım edebilirim isterseniz" arkama döndüm "babam bekliyor kapıda hiç gerek yok" gülümseyip yoluna devam etti.

Kapıya çıktığımda babam ve amcam beni bekliyordu. Koşarak babama sarıldım "Babam" kafamı boynuna göndüm "Ağabey yeter bizde hasret giderelim yiğenimizle" babamdan ayrılıp bu sefer amcama sarıldım. "Güzel kızım ne kadar özlemişim seni" babamın yanağına öpücük kondurup arka koltuğa geçtim.

Kısa bir yolculuğun ardından Arslan konağının önündeydik. Bizim geldiğimizi duyan ev halkı dışarıya dökülmüştü çoktan. İlk anneme kocaman sarıldım "Annem" yanaklarımı öpüp "Güzel yavrum" diye sevdi beni ardından Kumruya,Fatma ablaya,Ege abime sarıldım en son dedemin yanına gidip elini öptüm.

"Hoşgeldin torun" gülümsedim "Hoşbulduk dede" avludaki koltuklara ilerledik hep beraber "sen çok zayıflamışsın kızım" annemi duymuştum ama gözüm hep etraftaydı "Baran nerede" babama baktım "eşek sıpası sabahtan beri yok ortalıklarda ablası gelcek herifin yaptığına bak" sinirle söylenip telefonunu çıkardı.

Bende tekrar anneme döndüm "anne açım ben hani yemek" suratını üzgün yaptım "hadi yemek odasına kızım sofra hazır" hep beraber kalkıp yemek odasına ilerledik. Fatma abla ve kızı sofraya son rutuşları yapıyorladı.

"Alya nasılsın görüşmeyeli" başını kaldırıp bana baktı "iyiyim Hazel abla sen" masadaki sarmadan aldım ağzıma attım "iyiyim canım" herkes oturunca bende oturdum.

"Baran nerde Levent" dedemin bakışları sert bir şekilde babamın üstündeydi "Baba arıyorum açmıyor" bakışlarım anneme kaydı telaşlanmıştı "ablası gelmiş herif ortada yok uyar onu Levent" dedem sinirlendiğini belli etti.

"Bitti yani sen psikolog oldun" ağzım dolu olduğu için kafamı salladım "sana bi yer açalım kızım" ağzımdakileri hızla yuttum "açarız baba" amcam konuştu "bizi bir tedavi et bakalım yiğenim" herkes gülmeye başladı.

"Bende yardım edeyim Fatma abla" elimdeki tabağı aldı "otur kızım sen Allah Allah" trip atarcasına salona girdim. Babamın yanı boştu kolunun altına oturdum. "Kumru senin okul ne oldu" başını telefondan kaldırdı "ne olsun 1 senem kaldı bitiyor seneye" Ege abime döndüm ama o mutfak kapısı kolluyordu. Kıkırdadım "Abi sen napıyorsun" bakışları suçluymuş gibi bana döndü "neyi ney yapıyormuşum" korkuyla konuştu "işini" işletme okumuştu dedem onu şirkete koymuştu hemen "Aynı be gülüm iş güç" bakışları mutfağın kapısına döndü.

Mutfaktan Alya çıkmıştı kahvelerle "Tatlı yok mu ya" suratımı astım "olmaz olur mu annem" ayağa kalktı mutfağa girdi annem. Kahveleri dağıtırken sıra Ege abime gelince Alya heyecanlanmıştı. Abimse bu duruma gülmekle yetinmişti. Alya hemen mutfağa geri gitti. Bu sefer annem tatlıyla geldi "ya annem bana kadayıf mı yapmış" heyecanla konuştum hemen tatlıma gömdüm kendimi.

"Anne dondurma da getirsene" hemen ayağa kalktı mutfağa girdi. "Burda ki özel hastanede bir yer buldun sana torun" tatlımdan başımı kaldırıp dedeme döndüm "yarın gider görüşürüm dede" keyfi yerindeydi okumuş evlat çok severdi dedem konağın kapısı gürültüyle açılmıştı.

Korkuyla o tarafa döndük gelen Baran ve bir kızdı. Kimdi bu kız siması tanıdık gibiydi. Salona girdiler el ele herkesin karşısında durdular Baran boğazını temizledi "Baba,Dede ve Amca biz resmiyide imamıda kıydık" herkes şaşırmıştı "ne diyorsun Baran sen" dedem adeta kükremişti "o artık Koroğlu değil dede Arslan.." annem başını tutmuş şekilde koltuğa oturdu kalktım yanına fırladım "Kumru kolonya" Kumru koşarak içeri gidip kokonyayı getirdi "Bu ne demek Baran" babamın gördüğüm en sinirli hali olabilirdi "evlendik baba kötü bir şey yapmadık" dedem Baranın yanına gidip tokadı yapıştırdı suratına abla iç güdüsüyle hemen koştum yanlarına "dede yapma" dedem beni dinlemiş salonu terk etmişti.

"Ne yaptın oğlum sen" herkes bir yere sinmiş düşünüyordu "baba sevdim vallaha bir şey yapmadım" babam Baran konuştukça daha sinir oluyordu "sus Baran konuşma ne olacak sanıyorsunuz sonunuz ölüm farkında mısınız siz" ölüm diyince korkmuştum kardeşimi biricik kardeşimin ölmesine nasıl izin verecektim "baba öldürmezler konuşuruz ağalarla" babam yalandan güldü "kızın abisi öldürecek hemde ikisinide" korkmuş gözlerimi ikisinin üzerinde gezdirdim "baba bir yol daha var" bakışlarını bana çevirdi sinirle "bu itin hatası seni yakamaz güzel kızım" Baran bana baktı sonra kafasını eğdi "baba kardeşimi sokakta bulmadım" babam sinirle yerinden kalktı "olmayacak o kadar" salonu terk etti...


İlk bölüm hayırlı olsun o zaman
Keyifli okumalar ❤️

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin