2.Bölüm

315 12 4
                                    


"Abla gerçekten özür dilerim" Barana gidip sarıldım. Gözüm yanında ki kıza kaydı Barandan ayrılarak ona elimi uzattım "Hazel Arslan" gülümsedim "Bade" çekingen tavırla elini uzattı "bu kadar üzülmeyin tamam her şeyin yolu bulunur" koltuktan kalktım yürümeye başladım. Ege abim dayanamamış sonunda konuşmuştu "Koskoca memlekette Baran başka kız mı yok aşık olunacak" Baran kafasını daha da eğdi "yapacak bir şey yok abi aşık olmuş aşk bu seçemezsin" gözler Kumrudaydı.

"Sessiz olun düşünmeliyiz ne yapacağımızı" herkes amcama katılmıştı. boğazımı temizledim "Senin abin var anladığıma göre bade" herkesin bakışları üzerimdeydi "düşündüğün şey olmayacak Hazel" amcama döndüm "napiyim ikiside ölsün mü amca bende yattığım yerden izleyeyim mi?" Barana sarılıp "ben onu sokakta bulmadım elin adamı gelip kardeşimi öldüremez" saçına öpücük bıraktım.

"Kızım Hazel'im yaptı bir hata kardeşin ama diğeri yanmasın diye diğer canımı nasıl ateşe atayım annecim" ağlamaklı sesi ile konuşmuştu "amca sen babamlarla konuşursun ağaları toplayın bir karara varın" salonu terk ettim.

Avluya çıkıp derin nefes aldım. Kapının sert bir şekilde açılmasıyla korktum bakışlarımı kapının olduğu tarafa çevirdim. Genç bir adam oldukça sinirli bir şekilde "Bade" diye bağırdı. Anladığıma göre abisi olmalıydı. Hızlıca merdivenlerden indim. Genç adamın tam karşısına geçtim "Öncelikle sakin olun ve burası babanızın ağırı değil beyfendi burada böyle bağıramazsınız" kollarımı bağladım "Kardeşimi almaya geldim ben buraya." derin bir nefes aldım "anladığıma göre abisisiniz" adam sinirle gözlerini kapattı o sıra dedemin sesi duyuldu konakta "Hazel çabuk içeri geç!" arkamı döndüm babam dedem ve amcam hepsi bana bakıyorlardı "Ege" diye bağırdı amcam. Ege beni kolumdan tuttup içeri soktu.

"Napıyorsun acaba" sinirle konuştum Ege'ye baktım "sen napıyorsun o adamla evlenip gerizekalı Baranı kurtarmak falan mı?" ne saçmalıyordu bu "Aynısı Kumrunun başına gelse ne yaparsın Ege" elini sakallarına geçirdi "Kumruyu karıştırma Hazel" arkamı döndüm tekrar avluya çıktım ama aşağıya inmedim.

Adamın bakışları beni bulmuştu tekrardan babamla hareretli bir şekilde konuşuyorlardı ama duyamıyordum ben "ya ölecekler ya da berdel ağalarda bunu diyecek Levent ağa" adamın sesi fazla çıkmıştı bu sefer duymuştum işte "bizim verecek kızımız yok" dedem öyle diyince adamın bakışları bana dönmüştü bu sefer "Dede berdel olabilir" sesim kendinden emin çıkmıştı "sana konağın içine girmeni söylemiştim Hazel" merdivenlerden aşağı inmiştim ve dedemin tam karşısına geçip "kardeşim ölümüne göz yummayacağımı söylemiştim bende" gözlerim babama kaydı. Elaları çok çaresiz bana bakıyordu. "Bak varmış demek ki verecek kızınız Rıza ağa" adama döndüm "ağalar toplansın ve karar yarın verilsin ve seni evimden dışarı alayım" yürüdüm ve kapıyı açtım.

Kapıyı kapattıp 4 adamın karşısına geçtim "Baranın ölmesine göz yumamam özür dilerim" merdivenlerden yukarı çıkıp konağın içine girdim. Annem gözü yaşlı bana bakıyordu. Baran ve Badenin yanına ilerledim "Korkmayın ben hallediyorum" abisinin sesini duyan Bade dayanamamış ağlamaya başlamıştı. Yorucu bir günü uyuyarak sonlandırmak için odama çıktım.

Kısa bir duş alıp üstümü değiştirdim. Rutin bakımımı yapıp yatağa uzandım. Telefonumla biraz uğraştıktan sonra uyku pozisyonuma geçerken kapım çaldı "gel" yatakta dikleştim. Gelen babamdı "özür dilerim prensesim" yatağın kenarına oturdu "seni ilk göz ağrımı nasıl buna zorlarım aklım almıyor" elimi babamın yanağına koydum "sen zorlamıyorsun baba bu iğrenç töre zorluyor" uzandım yanağını öptüm. "Baba uzan beraber uyuyalım" yatağıma uzandı bende yanına babamın bütün şevkati ile kendimi uykunun kollarına bıraktım..

***

Ağalar Koroğlu konağında toplanacaktı. Hepimiz oraya gitmek için hazırlanıyorduk. Saçımı altan topuz yapıp önden bir kaç tutam çıkardım. Halka küpelerimi kulağıma geçirdim hızlıca. Makyajıma son kez bir daha baktım güzel olmuştu. Yatağın üstüne çıkardığım siyah diz üstü eteğimi ve boğazlı beyaz kazağımı hemen üzerime geçirdim. Üzerime ceketimi ayağıma topuklu botlarımı geçirdim çantamı alıp odadan çıktım.

Kahvaltı masasına ilerledim ama kimse yoktu "ev halkı nerede Fatma abla" Fatma abla bana dönmüş "inerler kızım sen otur" kendi yerime oturdum "bana bir yeşil çay yapar mısın Alya" mutfağa seslendim yanımda ki sandalye çekilince Kumru'nun kalktığını anladım "Günaydın" ruh gibi olan yüzüyle "günaydın" tabağına bir şeyler almaya başladı.

Herkes gelmiş sessiz bir şekilde yemekler yeniliyordu "Baran ve Bade" herkes dedeme dönmüştü "bugün ağalar toplanacak ve bir karar verilecek ya ölüm ya berdel" ikiside bana bakmıştı "Dedem ben berdeli kabul ediyorum" masaki tüm bakışlar bendeydi bu sefer "kızım onun salaklığını sen mi çekeceksin" anneme döndüm "anne yapmış bir hata hepimiz ona sırt mı dönelim" sesim biraz sert çıkmış olabilirdi "bunu orada konuşuruz Hazel" izin istereyek sofradan kalktım.

Avluda onları bekliyordum bu etek olmadımı acaba ağaların yanına garip karşılanır mıydı ya da makyajın fazla mı rujumu silsem mi of Hazel ne saçmalıyorsun kızım sen.

Konaktan çıkan babamın yanına ilerledim "prensesim" sarıldı bana cebinden anahtar çıkardı "bunu sana almıştım ama vermek nasip olmadı dün" bana arabamı almıştı. Yanağına bir öpücük bıraktım. Kapıdaki kırmızı Mini'ye ilerledim "bu çok güzel ama babacım" kollarımı boynuna tekrar doladım.

Benim arabamda Baran,Bade ve ben gelmiştik. Badenin tarifi üzerine Koroğlu konağını sağ salim bulmuştum "hadi bakalım kazamız mübarek olsun" son kez Barana baktım "kafam dik dursun Baran dik" arabadan indim önümde ki araçtan babam,amcam,Ege ve dedem indi. Dedem bana bakıp "la havle vela kuhvate Levent kızını uyar burası Mardin İstanbula benzemez" önüne dönüp kapıdan içeri girdi.

Herkes girmişti en son ben girdim. Herkesin bakışları bana dönmüştü. Çok fazla kişi vardı burada. Bade annesini görünce ağlamaya başlamıştı. Babasının ona hiç bakmayışı onu çok üzmüş olmalıydı ama abisi herkesin tam tersine ona şevkatle bakıyordu. Kardeşini çok seviyor olmalıydı. Konaktaki tüm kadınlar bana bakıyor konuşuyorlardı. Anladığıma kadar buranın hizmetlileri olmalıydılar.

Badenin babası,büyük abisi ve küçük abisi yan yana oturmuştu. Onların tam karşısına bizimkiler oturmuş diğer ağalarda etraflarındaydı. Söze dedem girdi "evet ağalar bizim çocuklar bir halt etti cezası ne olacak" en baştaki ağa "biliyorsun Rıza Ağa ya ölüm ya berdel" ve tüm bakışlar bendeydi "Sen Baran'ın ablası olmalısın" aynı ağa bana bakarak konuşmuştu "evet ben Hazel Arslan" başka bir ağa "berdeli kabul edersen Bora oğlum ile bu işte kan dökülmeden kurtuluruz" bakışlarım o adama yani adını yeni öğrendiğim Boraya kaydı umutla bana bakıyordu. Bir daha babama baktım tüm kasveti üzüntüsüyle bakışları bendeydi. Durdum düşündüm biraz "ben kabul ediyorum" herkes derin bir oh çekmiş en baştaki ağa "o zaman berdel olacaktır..."

Henüz hiç okumam yok ama bir gün olmayacağı anlamına gelmiyor..bu içimde bir üzüntü olarak kalıcak ama inanıyorum bir gün okunacak benimde kitabım...

İyi okumalar❤️

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin