senin için ölebileceğimi bilmiyor musun?

242 38 7
                                    

"Bana hiç 'Sana aşığım.' demedin ama biliyorum. O kadar güzel hissettiriyor ki. Sen de bunu hisset istiyorum. Sen de aşık olduğun kişinin sana aşık olduğunu benim bildiğim gibi bil istiyorum."

"Ama bilmemi sağlamıyorsun."

Az önce büyülenmiş haldeyken bildiğini söylemişti ama aslında emin değildi.

"Özür dilerim."

"Özür dilemeni istemiyorum. Eğer bir şeyler yapmak istiyorsan yanında duruyorum, bana hissettirebilirsin. Yapmayacaksan üzgün de olma."

Sesi sert ya da sinirli gelmiyordu, cümlelerinin aksine. Wooyoung kendisini kollarının arasına almış olan bedenin beline sıkıca sarılıp göğsüne sokuldu iyice.

"Bana nasıl hissettirdiğini anlatabilir miyim?"
"Çok kötü bir dünyada yaşıyoruz, sen olmasaydın ben de nasıl bir hayat yaşadığımı umursamazdım belki de. Siktiğimin insanları arasında iyi kalmaya çalışmak için bir sebepsin sen. Sevgine değer olmak istiyorum, San, sana yakışmak istiyorum."
"Bu kötü dünyada çirkinlikler arasında güzeli bulmamı sağlıyorsun, seninle sonsuza kadar bu boktan hayatta kalmak istiyorum."

"Ama beni terk ediyorsun."

Neredeyse fısıldayarak kurduğu cümleye rağmen duyduklarında fazlasıyla etkilenmişti San. Çok değil, bir hafta önce Wooyoung için sadece yakın bir arkadaş olduğuna inanıyordu.

Çünkü sonsuz yaşam yok, San.

"Bölme beni."
"Sonra sen..."
"Sen kadar güzelsin ki, o kadar güzel bir kalbin var ki, kabullenemiyorum bazen. Güzel olan, iyi olan her şeyi hak ediyorsun."
"Seni gördüğümde bir mucize olduğunu düşünüyorum. Varlığının, karşılaşmış olmamızın, yanımda olmanın, beni sevmenin."
"Bana dokunduğun zaman dengemi kaybediyorum, aklımı kontrol edemiyorum."
"Aynı şeyleri sana hissettirdiğimi düşündüğümde başım dönüyor."
"Yanımda olduğunda, şu anki gibi kollarının arasında olduğumda, hayatta baş edemeyeceğimiz bir şey yokmuş gibi hissediyorum."

Wooyoung gözlerini çoktan kapatmıştı, susup bekledi cümlelerini tamamladığında. Yaslandığı göğsünden adamın hızlanan kalp atışlarını duyuyordu. San, en sevdiği insandan ona duyduğu sevgisinin yansımasını ve kendisinin onun için anlamını dinlerken adama daha sıkı sarmıştı kollarını.

"Sana aşığım, Wooyoung."

Wooyoung gülümsedi, sonunda ağzından da duymak ayrı güzeldi.

"Ama..."
"...madem birlikteyken her şeyin üstesinden gelebileceğimizi biliyorsun, neden izin vermiyorsun yanında olmama?"

Gülümsemesi düşmeden başını San'ın göğsünden ayırıp gözlerine baktı.

"Biliyorum demedim, öyle hissediyorum. Ama gerçekçi olalım, San. Bu kötü dünyada ikimizin, birlikte olsak da üstesinden gelemeyeceğimiz, baş edemeyeceğimiz şeyler var."

Öyleyse yeniliriz, Wooyoung. Seninle yenilgiyi kabul ediyorum. Senin için ölümü de kabul ediyorum. Hepsi seni kaybetmekten iyidir.

"Bensiz üstesinden gelebilecek misin?"

Gülümsemeye devam etti Wooyoung, inat eder gibi, ama gözleri dolarken başını karşı duvara çevirmek zorunda kalmıştı.

"Bilmiyorum. Umarım."

Aniden San'a dönüp akan gözyaşlarını görmesine izin vermeden dudaklarıyla buluştu sertçe. Ellerini ensesine koyarken ona doğru çevirdi bedenini.

"Korkuyorum."

Dudaklarını ayırdıklarında alnını omzuna yaslarken fısıldamıştı, öyle ki sadece ağzını bile oynatmış olabilirdi. San'ın duymasını isteyip istemediğini bilmiyordu.

San duymasına rağmen bir şey söylemedi, cevap alamadığı sorular sormaktan Wooyoung'un tahmin ettiğinden daha çok sıkılmıştı. Ki her şeyi konuşmadan ayrılmamak üzere getirmişti onu buraya, elbette korkusunu da öğrenecekti.

Целуй Меня (öp beni) // WooSanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin