//20

227 35 18
                                    

San, Hongjoong ve Seonghwa'yla konuşurken çoktan yola çıkmıştı ve konuşmayı bitirdiklerinde taksi Lex'in evinin önünde duruyordu. Yol boyunca ağladığı için tek eliyle kapıyı yumruklarken kızarmış gözlerindeki yaşları diğer elinin tersiyle sildi. Kapı sonunda açılınca karşısına çıkan adamın konuşmasına izin vermeden içeri girip kapıyı arkasından kapattı.

"Wooyoung'un adresini ver bana."

Normalde ikisi arasında bir kavga olsa kimin kazanacağı baştan tahmin edilemezdi ama o an San kendisinden uzun olan adamı birkaç dakikada parçalayabilecek kadar vahşi bakıyordu. Yine de Lex bunu umursamadı çünkü eğer arkadaşı istemiyorsa San'ın ona ne yaptığı önemli değildi, Wooyoung'a ulaşmasına yardım etmeyecekti. Bu yüzden Wooyoung'un oyununu sürdürmeye karar verdi.

"Kimsin de evime zorla girip sevgilimi soruyorsun?"

Cümlesini bitirmesiyle San'ın onu boğazından tutup sırtını duvara çarpması bir olmuştu. Lex'in beyaz tenine inen yumrukları arasında Korece küfürler ederken dudağını patlatacak olan sonuncusundan önce yüzüne iyice yaklaşıp İngilizce konuştu.

"Bir kere daha ondan böyle bahsetmeye cürret et ve seni öldüreyim."

Lex yediği son yumrukla kenara savrulurken telefonu cebinden düşmüştü. San yerdeki telefonu aldıktan sonra adamın işaret parmağını, koparmayı bile göze alarak çekip şifreyi açtı. Wooyoung'un ismini bulup ararken kendisine engel olmaya çalışan adamı bu sefer diz kapağının arkasına attığı tekmesiyle yere düşürüp çıktı evden.

"Alo?"
"Alo? Lex?"
"İyi misin? Sesim geliyor mu?"
"Sonra arayayım en iyisi..."

"Dur! Woo..."

Telefondan bir süre ses gelmeyince San kapanmış olmasından korkmuştu ki Wooyoung sonunda konuştu.

"San?"

"Benim."

"San..."

"Yanına geleceğim, adresini ver."

"Hayır..."
"Hayır! Neden buradasın, neden o telefon elinde bilmiyorum. Ama görüşmeyeceğiz ve ah!.. Umarım Lex iyidir, San."

Her ne kadar Wooyoung'un rol yapmaya çalıştığını bilse de San ellerinin sinirle titremesine engel olamadı.

"Aptalsın Wooyoung! Görüşeceğiz ve konuşacağız çünkü artık benden sakladığın her şeyi biliyorum..."

Devam ederken sesinin kısılıp titremesine engel olamadı.

"Ve yalvarırım, nerede olduğunu söyle artık. Seni görmeye çok ihtiyacım var."

***

San, gece Wooyoung'un verdiği adrese vardığında şehrin merkezinin dışında, güzel ama pek yeni durmayan apartmanını ve dairesini buldu. Nefesini tutup bekledi titreyen elleriyle zilini çaldığı kapının açılmasını. Henüz yaşları kurumaya vakit bulamamış gözleri önce kendileri gibi kızarmış gözlerini buldu sevdiği adamın. Sonra eskisine nazaran rengini kaybetmiş teninde ve dudaklarında gezindi. Saçları kazınmış başının bir kısmını kapüşonu örtüyordu. Saatler önce fark ettiğinden daha fazla zayıflamış olduğunu anladı.

Wooyoung ses çıkarmadan kendisini inceleyen adamı seyrediyordu. En sonunda onun konuşmayacağını anlayıp kendisi gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Eh, oldukça farklı görünüyorum sanırım?"

"Çok güzelsin."

Düz bir ifadeyle, hayranlıkla bakan gözleri Wooyoung'un üzerinde dolaşmaya devam ederken söylemişti.

Целуй Меня (öp beni) // WooSanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin