Model y\n

719 34 2
                                    

(Yazardan: selammm. Uzun süredir yeni bölüm atamıyorum kusura bakmayın. Sorumluluk ödevlerim ve psikoloji dersim çok yoğundu ama şimdi bölüm atmaya ve yazmaya zaman buldum. İyi okumalarr. )
Sabah altı dan beri ayaktayım. Haberi alır almaz ilk irem gile söylemiştim. Ve onlarda çok heyecanlanmıştı yani hepimiz altından beri ayaktayız. İkisi de bana çok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Ayrıca Ehli ütü konusunda ki beceriksizliğimi bildiği için ütümü de o yapmıştı. Hepimiz masa ya oturup kahaltımızı yapmaya başladık. Gerçekten her şey lezzetli ve tam Türk usulü bir kahvaltıydı. Bol bol sohbet ettik İrem bi ara durakladı sanki cesaret toplamak ister gibiydi ve biranda hızlı denilebilecek bir şekilde konuşmaya başladı.
İrem: William a aşığım v-ve...
Y/n / Ehli: nE!?!
İrem: ve beni bu gün bir date ye çağırdı.
Y/n: ve bizim bundan daha yeni haberimiz oluyo öyle mi? Aferin İrem.
Ehli: üff y/n bi dur. Ee anlat ne zamandır flörtleşiyorsunuz?
İrem: flörtleşmek mi o nasıl soru yaa. Flörtleşmiyoruz ve onun benden hoşlandığını sanmıyorum... dedi. Ve bunu derken gözlerini devirdi.
Y/n: senden hoşlanmasa seni buluşmaya davet etmezdi. Ve bu ilk buluşmanız değil. Yani bence o da senden hoşlanıyor ayrıca benden tam puan kaptı.
İrem mutlulukla pişkin pişkin sırıtıyordu. Derken saat çoktan öğlen oniki olmuştu bile. Hemen odama koştum beyaz çantama laptopumu, powerbank ım, kalmelrimi ve ajandamı koydum. Komidinimin üzerinden araba anahtarımı ve güneş gözlüğümü alıp yola çıktım.
Giydiğim;

Arabama bindim, çantamı yan koltuğuma koydum ve yola koyuldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arabama bindim, çantamı yan koltuğuma koydum ve yola koyuldum. Yolda hep şarkı söyledim hatta bi ara baya baya bağıra çağıra şarkıya eşlik ediyodum. Bu sırada yanımda ki kırmızı ışık bekleyen diğer arabada ki insanlar bana deli mi bu dercesine bakıyordu. Açıkçası pek te umrum da olmadı. Onlara omuz silkip yoluma devam ettim. Ajans Oxford un yakınlarında olduğu için bulmakta hiç zorlanmadım. Ajansa girince gözüme direkt sekreter masası çarptı ve hemen onun yanına doğru yürümeye başladım.
Sekreter: Merhaba! Nasıl yardımcı olabilirim?
Y/n: Merhaba! Ben y/n. Dedim ve telefonuma gelen mesajı ona gösterdim.
Sekreter: Lütfen biraz bekleyin. Dedi ve bilgisayarından bir şeylere baktı. Sonra bana hafifçe tebessüm edip. Onu takip etmemi söyledi.
1 saat sonra...
Mini toplantı ve bir kaç fotoğraf çekiminden sonra haftaya tekrar görüşmek üzere anlaştık. İşe beni kabul etmişlerdi. Yeni çıkan koleksiyonlarının tanıtım mankeniydim. Ve gerçekten güzel paralar kazanıcağıma inanıyordum. İlk komisyon olarak 5. 000 dolar her on fotoğraf çekiminden 10. 000 dolar kazanıcaktım ki bu benim dudağımı uçuklatmaya yetmişti. Bunun sevinciyle ajanstan çıkar çıkmaz. İrem i aradım ama telefonunu açmadı. Ehli yi aradığımda İrem in William la birlikte olduğunu söyledi ve haberi duyunca çok sevindi. Ne zaman eve geleceğimi ve kendisinin evde olmadığını da ekledi. Birazdan geçerim dedim ve konuşmayı sonlandırdık. Kimse evde olmadığı için canım eve gitmek hiç istemedi. Oxford caddesi ni gezmeye başladım. Kıyafet dükkanları, kitapçılar, tatlıcılar ve daha fazlası. Bana çok etkileyici gelen bu caddede resmen benliğimi ve zaman algımı kaybetmiştim. Biraz alışveriş yapıp bir kitapçıya girdim. En üst katına çıkıp biraz ödev yapmaya karar verdim. Psikoloji dersi favori dersim di ve ödevlerini bile çok severek yapıyodum. Ödevim bitince gidip kendime bir kitap seçtim ve okumaya başladım. Kafamı kaldırdığım da hava kararmıştı ve kitap bitmek üzereydi. Çalışanlar bana dik dik bakıyorlardı. Ne bakıyon lan diyip yüzüne bir tane patlatmamak için kendimi zor tuttum. Kitabı satın alıp elimde poşetlerle arabaya doğru yürümeye başladım. Ancak telefona bakmak arabaya bindiğimde aklıma geldi. İrem beni on kere aramış onu arayıp sonra telefonlarını açmayınca korkmuş olmalı. Hemen onu aradım ve eve gelmek için yola çıktığımı söyledim. İrem hâlâ William laymış. Eve varınca Louisi gördüm. Bana selam verdi ve poşetlerimi taşımaya yardım etmek istedi. Tabii ilk başta kabul etmesem de. Sonra çık uzatmadım. Ve teklifini kabul ettim.
Louis: Y/n aslında ben...
Y/n: evet?
Louis: Ne yaptın bana? Günlerdir aklımdasın ve seni görünce çok heyecanlanıyorum. Bana bakman bile karnımda garip şeyler hisstememe neden oluyo.
Şok olmuştum ve hiçbir şey söyleyemiyordum. Yani tabiri caizse öküzün trene baktığı gibi ben Louis e bakıyordum.
Louis: seni seviyorum y/n.
Y/n: Louis... b-bende seni.
Ve bi anda Louis beni öptü bu sefer ona karşılık verdim.
Louis: bu sefer yanlışlıkla olmadı...
(Eveeet yine yeniden ve tekrar bir bölüm sonu. Bu bölüm bence çok güzeldi. Bi de şey diyomuşum ve alarmın sesiyle uyandım. Hskensidkendhd şaka şaka olmaz öyle bir şey ama siz bana yinede güvenmeyin benim sağım solum belli olmaz. Neyse neyse. Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen oy vermeyi ve görüşlerinizi yorum olarak belirtmeyi unutmayın. Yeni bir bölüme kadar kendinize çok iyi bakın. Seviliyorsunuz. 💐)
729 kelime

Louis Partridge ile hayal et/ COMPLEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin