Chris Evans bu sefer doğruluk yerine cesareti tercih eder.
Bunun sonucunda Scott Evans ondan seçeceği bir mesajı cevaplamasını ister.
Belki biraz da Dirty Talks*
#1 Marvel.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merdivenlere çöken Kaila fotoğrafa öylece bakarken ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Sonuçta Bay Evans ile aralarında verilmiş bir söz yoktu. O özgür biriydi, istediği insanla istediğini yapabilirdi.
Biraz konuştular diye hemen sahiplenecek değildi ya adamı.
Kimi kandırıyordu ki? Aralarında özel bir şey olduğunu sanmıştı. Kafasını tırabzana yasladıktan sonra telefonu yukarı kaldırıp fotoğrafa baktı.
Nasıl da sarılmıştı kadına.
Gözlerinin dolduğunu hissederken kendisine kızdı.
"Cidden bir oyuncu için ağlayacak halin yok. Saçmalama Kaila."
Gözyaşları onu dinlemeyip dökülürken kendisine çok kızıyordu.
"Aptal bir sarışın için ağladığına inanamıyorum gerçekten."
Oturduğu yerden bir hışımla kalktı. Merdivenleri hızlıca çıkıp odasını buldu. Telefonu yatağa fırlattıktan sonra üzerindeki kıyafetleri yırtarcasına çıkardı.
Banyoya doğru ilerlerken masasının üzerinde duran çerçeveyi gördü. Yönünü değiştirip çerçeveye ilerledi. Eline aldığı fotoğrafa çatık kaşlarıyla bakıyordu. İçinden birkaç küfür savursa da dudaklarından bir cümle çıkmadı.
Çerçeveyi ters çevirip attı masasına. Daha fazla görmek istediğini sanmıyordu onu.
Banyoya girdikten sonra uzun bir süre orada kaldı. Onun kötü olaylardan kaçma yöntemi duş almaktı. Banyoya girip, insanlar onun bileklerini kestiğini düşünmeye başlayana kadar orada kalıyor; tüm kötü hislerini suyla akıtarak temizleniyordu kendince.
Ama bu sefer pek de temizlenmiş gibi hissetmiyordu. Beyaz bornozunu giydikten sonra saçlarını da havluya sardı.
Odasına geçtiğinde telefonunun ekranın açık olduğunu gördü. Lanet olası bildirimler devam ediyor olmalıydı.
Hayır, Kaila ne alakaydı?
İnsanlar aralarında özel bir şeyin olduğunu düşünüyorlardı büyük ihtimal. Ama bu biraz saçmaydı çünkü Chris'in sıradan bir arkadaşı da olabilirdi.
Kafasını iki yana sallarken yine de telefonu aldı.
Ekranda gördüğü bildirimler tanıdık birine aitti.
Chris: Kaila? Chris: Orada mısın?
Chris: Kötü bir şey oldu, benden duyman lazım.
Chris: Sanırım duydun.
Chris: Hey! Lütfen kötü düşünme. Chris: Olay göründüğü gibi değil. Chris: Çok eski bir fotoğraf o.
Chris: Baksana, şimdi o halimden daha iriyim. Saçlarım da daha koyu.
