| 56 |

1.6K 116 176
                                    

Beyaz teni parmaklarının arasındayken, gözleri inkar edilemez bir parıltıyla bakarken, bacaklarının arasında onun için bir hareketlilik başlarken, nasıl olur da Chris'e aksi bir şey söyleyebilirdi Kaila?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beyaz teni parmaklarının arasındayken, gözleri inkar edilemez bir parıltıyla bakarken, bacaklarının arasında onun için bir hareketlilik başlarken, nasıl olur da Chris'e aksi bir şey söyleyebilirdi Kaila?

Ellerini Chris'in saçlarına uzattıktan sonra dudaklarını tekrar dudaklarına bastırdı. Birkaç dakika önce dağlar kadar sorun yaratan dudakları, bu kez tüm sorunları çözüyor gibiydi.

Chris'in ruhu akıyor olabilirdi belki ama Kaila'da işler daha ileri bir boyuttaydı. Chris'in sıcaklığını hissettiği her dakika ruhunu onun içine saklıyor, kendisini Chris'e dönüştürüyordu. 

Üzerinde ayların özlemi var gibi tutundu Chris'in omuzlarına. Aralarına giren en ufak soğuklukta sanki ondan şehirlerce uzağa savrulmuş gibi, hiç bırakmak istemezcesine sıkı sıkı sardı Chris'in boynunu. 

"Dudaklarında şefkati hissetmesem beni boğmaya çalıştığını düşünebilirim."

Chris'in zar zor çıkan sesi ile Kaila kendisine geldi. Kapadığı gözlerini aralarken kalbi hızla çarpıyordu. Chris'e dokunduğu her an sanki ilkmiş gibi heyecanlanıyor, damağında onun tadını daha çok hissetmek için karşı konulmaz bir arzu duyuyordu. 

Ellerini Chris'in saçlarının arasında gezdirip kafasını arkaya doğu hafifçe çekti. Chris'in boğazı açığa çıkarken Kaila dudaklarını açıkta bulduğu yerlere sürtmekten bir saniye geri durmadı. Kolları ile sıktığı her yere kısa öpücükler kondurduktan sonra kafasını iyice kaldırıp Chris'in bakış açısına girdi. 

Chris gözlerini arabanın tavanına dikmiş, sanki bulunduğu andan soyutlanmış ve sadece Kaila'nın dudaklarını hissediyormuş gibiydi. Chris'in mavi gözleri; kendisine heyecanla, biraz da özür dileyen Kaila'nın bakışlarla karşılaştığında dudağının kenarında keyifli bir gülümseme belirdi. 

"Özlemişim."

Kaila kaşlarını kaldırdı. 

"Neyi?"

Chris kafasını kaldırdı ve sol elini kaldırıp Kaila'nın kafasına uzandı. Sakin bir şekilde genç kızın kafasını, göğsüne yasladıktan sonra derin bir nefes aldı. 

"Böyle dolu dolu keyifli hissetmeyi."

Kaila kafasını kaldırmak istese de Chris izin vermedi ve onu eliyle göğsüne tekrar bastırdı. Ancak bu Kaila'nın konuşmasına bir engel teşkil etmedi. 

"Ne yani? Daha yeni mi keyif aldın? Geldiğimden beri ilk kez mi? Yok artık. Chris? Bir dakika elini çeker misin? Bunu konuşmamız gerek, ciddi bir konu bu."

Chris, genç kızın bitmeyen enerjisiyle, hiç tükenmeyen bir nefesle art arda sıraladığı cümleleriyle hafifçe güldü. Kaila, kulağını dayadığı göğsün ritmik hareketiyle sakinleşirken, kulağını sıyırıp geçen melodi birkaç saniye duraksamasına sebep oldu. 

Little Talks - Texting | Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin